Fenerbahçe’ye Rotterdam’da Buruk Son
Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turunda Hollanda temsilcisi Feyenoord’a 2-1 mağlup olan Fenerbahçe'nin Kadıköy’de tur şansı var mı?
Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turunda Hollanda temsilcisi Feyenoord’a 2-1 mağlup olurken, takımın Kadıköy’de işleri tersine çevirip çeviremeyeceği merak konusu.
Yine bir Ağustos ayı daha geldi çattı. Ağustos aylarını seviyorum fakat bunun tek sebebi bu ay doğmuş olmam değil. Aşırı sıkıcı geçen Haziran ve üzerine sıcaklığın da zirve yaptığı Temmuz aylarından sonra tüm dünyada futbol sezonunun yeniden başlaması bu ayı bu kadar önemli kılıyor benim için. Ülkemiz kulüplerinden Fenerbahçe de yeni sezonun ilk resmi maçını geçtiğimiz günlerde Rotterdam’daki efsanevi De Kuip stadyumunda Hollandalıların güçlü ekiplerinden Feyenoord’a karşı oynadı. Fenrbahçe Hollanda’dan 2-1’lik skorla mağlup şekilde Türkiye’ye dönerken, bu skor en azından benim için hiç şaşırtıcı olmadı diyebilirim. Zira Hollanda Ligi Eredivisie’nin ve Hollanda futbolunun dünyadaki kalitesi her ne kadar Alman, İspanyol veya İtalyanlarınkilerle eşit durumda değilse bile gerek kulüplerinin Avrupa arenasındaki performansları, gerekse de milli takımlarının başarıları elbette ki çok büyük ve maalesef Türk futbolu ile kıyaslanamayacak bir seviyede. Feyenoord’un ise tarihindeki 1 Şampiyonlar Ligi, 2 UEFA Kupası ve 1 Kıtalararası Kupa’nın yanında geçen sezon şampiyonlar liginde Milan, Benfica ve Bayern Münih’e karşı aldığı galibiyetleri de hesaba katıldığında böyle bir maç izlememiz bizi şaşırtmamalı.
Son dakikalarda Amrabat’ın golüne hızlı cevap
Geçtiğimiz sezon ligi 3. Sırada tamamlayan rakibi karşısında topun büyük talihsizlik sonucu Mert Müldür’ e çarpmasıyla birlikte henüz 19.dakikada golü kalesinde gören temsilcimiz, 86.dakikada Sofyan Amrabat’ın golüyle en azından beraberliği kurtarmaya çok yaklaşmışken Anis Hadj-Moussa 90+1. dakikada takımını 2-1 öne geçirdi ve Kadıköy’deki rövanş öncesi ilk maç bu şekilde noktalanmış oldu. Fenerbahçe’de bu yaz takıma katılan Wolves’den transferi Nelson Semedo oyuna sonradan girerken, Feyenoord yedek kulübesinde Fenerbahçeli taraftarların yakından tanıdıkları bir isim vardı: “Uçan Hollandalı”
Uçan Hollandalı Fenerbahçe taraftarını bu kez güldürmedi.
2015 yazında Manchester United’dan 2018 Ocak’ında altyapısından yetiştiği Feyenoord’a transfer olana kadar 2,5 sezon Fenerbahçe forması giyinen ve 2014 Dünya Kupası’nda İspanya’ya karşı attığı ikonik gol sebebiyle “Uçan Hollandalı” olarak anılan Robin Van Persie tecrübeli Mourinho’ya karşı Feyenoord kulübesinin patronuydu. Persie’nin öğrencilerinin Fenerbahçe karşısında atmış oldukları 13 şutun 3’ü isabetliyken Fenerbahçe’nin 8 şutundan 2 tanesi isabetliydi. Bunun dışında Fenerbahçe’nin ofsayt hariç geriye kalan bütün istatistiklerde bariz üstünlüğü söz konusuyken, Feyenoord’un bir kez bile düşmediği Fenerbahçeli oyuncuların ise maç boyunca 4 kez düştüğü ofsaytların maçın kaderini değiştirdiğini söyleyebilirim. Zira maçın ilk yarısında Fenerbahçe 1-0 gerideyken İrfan Can Kahveci’nin ofsayta düşmesi nedeniyle sayılmayan gol Fenerbahçe’nin elinden beraberliği alan en önemli kırılma anıydı bana göre. 2019’da yine Feyenoord’da futbolu bıraktıktan sonra forvet antrönörü olarak antrönörlük kariyerine adım atan ve alt yaş takımlarında yaptığı çeşitli görevlerin ardından geçen sezon Heereveen’de teknik direktör olarak yeni bir kariyerin başlangıcını yapan Robin Van Persie’nin futbolculuğu sonrası ilk Şampiyonlar Ligi maçı da böylelikle geride kalmış oldu.
Sonuç olarak; şunu belirtmeliyim ki daha hala Fenerbahçe’nin bu turu geçmesi adına umudun var olduğunu düşünüyorum. İlk maçta da ucu ucuna yenildi temsilcimiz zaten. Oyun açısından özellikle istatistiksel anlamda rakibimizle başa baş olduğumuzu ve hatta daha iyi olduğumuz alanların çoğunlukta olduğunu belirtmiştim zaten. Şurası bir gerçek. Fenerbahçe eğer bu turu geçemez ve play-of turuyla birlikte 2007-2008 sezonundan sonra ilk defa Şampiyonlar Ligi Marşı Kadıköy’de duyulmazsa bunun bana kalırsa en önemli sebebi ülkemizin akla gelebilecek her alanda korkunç geriye gidişidir.
Ülkemiz ne sanat, ne spor, nede bilim alanında en ufak ilerleme kaydedemiyor, tersine gittikçe daha geriye gidiyor. Peki niye? Örneğin bizde olmayıp, Hollanda’da olan ne var? Demokrasi, adalet, istihdam, üretim, ifade özgürlüğü… Kısacası olumlu her şey. Benim yazılarımda sürekli değindiğim işsizlik ve torpil ahlaksızlığı, düşük maaşlar, mobbing vb. pek çok olumsuzluk ile ülkemizdeki özellikle popüler film ve müziklerin dandikliğinin, sporcularımızın ve spor takımlarımızın rezil durumlarının çok ilgisi var. Her şeyin bir gün düzeleceğini ummaktan başka elden bir şey gelmiyor maalesef. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.