Başarısız Karizmatikler
Güzel Olan İyidir
''Güzel Olan İyidir.''
BAŞLIK ALTI RESİM
"Halo etkisi" üzerine yapılan en bilinen çalışmalardan biri, 1972 yılında Karen Dion, Ellen Berscheid ve Elaine Walster tarafından gerçekleştirilen Güzel Olan İyidir araştırması. Bu çalışmada, katılımcılara üç farklı çekicilik seviyesine (çekici, ortalama, çekici olmayan) sahip bireylerin fotoğrafları gösterildi. Fotoğraflardaki kişiler hakkında herhangi bir bilgi verilmedi. Katılımcılardan, bu kişilerin zekâ, sosyallik, yeterlilik gibi özelliklerini ve yaşam başarılarını (meslek, kişisel mutluluk) tahmin etmeleri istendi.
Sonuçlar tahmin edildiği gibiydi: Çekici bireyler, daha zeki, daha sosyal, daha başarılı ve daha yetenekli olarak değerlendirildi. Yani, fiziksel olarak çekici olanları "daha iyi" olarak algılama gibi bir eğilimimiz var. Ancak bu algıyı tersine çevirmeyi başaran iki isim var: Jose Mourinho ve Fenerbahçe.
Jose Mourinho ve Fenerbahçe
Bu iki figürün hikâyeleri aslında birbirine oldukça benzer. Jose Mourinho, Avrupa futbolunu domine ettiği dönemlerde, Fenerbahçe de Süper Lig’de Galatasaray’ın hâkimiyetini kırıyor ve üst üste şampiyonluklar kazanıyordu. Mourinho, takımlarına yıldız isimler kazandırırken, Fenerbahçe de Pierre van Hooijdonk, Alex de Souza, Nicolas Anelka ve Roberto Carlos gibi isimleri İstanbul’a getiriyordu.
Jose, 2010 yılında Inter ile son Şampiyonlar Ligi’ni kazanmadan bir yıl önce, Fenerbahçe de Şampiyonlar Ligi sahnesinde son kez boy göstermişti.
2010-2011 sezonunda Fenerbahçe, Süper Lig’de şampiyon oldu, ancak şike soruşturması nedeniyle yaşadığı krizlerle sevinci kursağında kaldı. Başkan Aziz Yıldırım, Metris Cezaevi’ne gönderildi. Aynı dönemde Jose Mourinho, tarihin en iyi takımlarından biri olarak kabul edilen Barcelona’nın La Liga’daki hegemonyasını, 100 puanla kırmayı başardı. Ancak Real Madrid’deki misyonu, oyuncuların egosu ve kulüp yapısı nedeniyle uzun sürmedi; Mourinho, yuvası olarak gördüğü Chelsea’ye geri döndü.
Fenerbahçe, Ersun Yanal yönetiminde 2013-2014 sezonunda ligde tozu dumanı birbirine katarak nisan ayında şampiyon olurken, Jose Mourinho Chelsea’de bir yıl sonra üçüncü Premier Lig şampiyonluğunu kazandı. Her iki tarafın da son lig şampiyonlukları bu tarihlerde kaldı.
Zaman, Fenerbahçe’ye Jose Mourinho’ya olduğundan çok daha acımasız davrandı. Mourinho, Manchester United’da Avrupa Ligi, İngiltere Lig Kupası ve İngiltere Süper Kupası’nı kazanmayı başardı. Roma ile 2022 yılında UEFA Konferans Ligi’ni müzesine götürdü. Buna karşılık, Fenerbahçe tam 9 yıl boyunca kupa hasreti çekti ve ancak bir başka Portekizli Jorge Jesus yönetiminde 2022-2023 sezonunda Türkiye Kupası’nı kazandı.
Mourinho, son dönemleri için “Başarısız değilim. Tottenham dışında gittiğim her yerde kupa kazandım,” diyebilir. Ancak Manchester United’da Sir Alex Ferguson’un mirasını ileri taşıyamamak ve Pep Guardiola'ya karşı baş kaldıramamak, Tottenham gibi müzesi boş bir kulübe kupa kazandıramamak ve Roma ile Şampiyonlar Ligi’nde boy gösterememek, onun seviyesindeki bir isim için elbette başarısızlıktır.
Fenerbahçe için ise başarısızlık daha belirgin: Son 10 yıldır Süper Lig şampiyonluğu görememek, camia için büyük bir fiyasko. Hatta Başakşehir’in bile bu dönemde şampiyon olduğunu düşünürsek, Fenerbahçe’nin durumu daha da trajik hale gelir.
Fenerbahçe ve Jose Mourinho’nun yollarının kesişmesi, bir fırsat gibi görünüyordu. İki taraf için de eski görkemli günlere dönmek adına belki de bir daha gelmeyecek bir şanstı. Ancak altı aylık bir sürecin sonunda, bu ikilinin ne kadar karizmatik olursa olsun, başarıyı artık unutmuş olduğunu gördük. Ne Fenerbahçe tribünleri o eski havasında ne de Jose'nin oynattığı futbol bu çağa ait...