Film Önerisi: I, Daniel Blake (2016)
Usta yönetmen Ken Loach'tan sade ve samimi bir sistem eleştirisi.
Geçtiğimiz günlerde birkaç evrak işi için gittiğim resmi bir dairede odadan odaya, bir binadan diğer binaya, elimde belgeler ile dolanıp dururken aklıma I, Daniel Blake filmi geldi.
Her gittiğim odada derdimi en baştan anlatmak ve yine başka bir yere yönlendirilmemle "Yine birine tüm olayı baştan anlatacağım sanırım." düşüncesi içimi bir hayli bunalttı. Tabii benim bu önemsiz işim Daniel Blake'in yaşadıklarıyla kıyaslanamaz. Ama yine de Ken Loach'ın filmindeki sosyal devlet eleştirisinin haklı yönlerini tekrar anımsadım.
Film, altmışlı yaşlarına gelmiş, hayatını marangozluk yaparak geçiren Daniel Blake'i merkezine alıyor. Geçirdiği kalp rahatsızlığı nedeniyle işine bir süre ara vermek zorunda kalan Daniel, çalışamadığı sürede alamayacağı maaşının yerine devletten işsizlik maaşı talep etmek durumunda kalır. Tabii bu talebi, sonu gelmek bilmeyen bürokratik ve resmi işlerin başlangıcı olur. Ne zaman bir belgeyi almayı başarsa karşısına yeni bir engel çıkar. Tüm bu keşmekeşin içinde başka bir sistem mağduru, iki küçük çocuğu ile sosyal devletin insafına kalan Katie ile tanışır. Tüm bu zorlu süreçte tek iyi şey kurdukları arkadaşlık olur. Birbirlerinden destek alarak sosyal devletle mücadele etmeye devam ederler.
Ken Loach gibi usta bir yönetmenin sinematografisi içerisinde samimi ve sade anlatımıyla oldukça güzel bir yere sahip I, Daniel Blake. Yönetmenin, politik duruşu her filminde olduğu gibi bu filmde de temeli oluşturmuş. Toplumsal kurumların, kuralların bireyler üzerine etkisini anlattığı filmlerinde bazen bir belgesel havası bile alabilirsiniz. Her filmi İngiltere'nin başka bir yerinde geçer ve oranın derdini anlatır. Anlatımında kullandığı yerel ögelerin evrensel olması da ayrı güzeldir.
Loach'ın sinemasının bir başka özelliği; İtalyan yenigerçekçi sineması ve Fransız yeni dalga sinemasının karışımı tadında olması.
Yeni çıkan The Old Oak filmi geçtiğimiz ay birkaç festivalde gösterildi fakat izleme şansı bulamadım. İlk fırsatta izlemek ve yazmak umuduyla.