Duygusunu Dibine Kadar Yaşatan Film Önerileri

Duygusuzum diyenlerin bile içini kıpırdatacak o filmler.

Benim için filmlerin en sevdiğim yanı bambaşka bir karakterin hikayesini izlemenin yanı sıra o karakterin duygu durumunu da hissedebiliyor olmak.

Sahnede bunu bazen bir şarkı ile yapıyorlar, bazen sadece bir bakışla.

Bana bu şekilde duyguyu aktaran ve favorilerime girmiş bazı filmleri sizlerle paylaşmak istiyorum.

Büyük ihtimalle bu filmleri duymuş, hatta izlemişsinizdir. Ancak bu yazıdan önce belki bu filmleri izlerken sadece hikayeye odaklanmışsınızdır. Bu yazıdan sonra sizden bu filmleri tekrar izleyecek olursanız duygulara odaklanmanızı öneriyorum. İnanın filmlere bu şekilde baktığınızda aklınızda ve kalbinizde daha farklı bir yer ediniyorlar.

"HER"

Geçmiş kendimize anlatıp durduğumuz hikayelerden ibaret.

Filmin ana karakteri Theodore Twombly (Joaquin Phoenix), yakın zamanda boşanmış bir yazar ve duygusal olarak kötü durumda olan bir adamdır. Bir gün, Theodore işinde kullanmak üzere bir yapay zeka işletim sistemi satın alır. Bu yapay zeka sistemi, Samantha (Scarlett Johansson) adında bir sesli asistanıdır. Theodore, Samantha'ya insanlar gibi davranır ve onunla arkadaş olur.

Samantha, Theodore'a zamanla aşık olur ve Theodore da ona karşılık verir. Ancak, Samantha'nın bir yapay zeka olması, Theodore ile aralarında bir engel olarak ortaya çıkar. İkisi arasında, insanlar ve yapay zekalar arasındaki ilişki, özellikle de bir insanın bir yapay zekaya aşık olması ve bu ilişkinin sonuçları üzerinde düşünceler ve felsefi tartışmalar yer alır.

Her, teknoloji ve insan duyguları arasındaki ilişkiyi sorgulayan ilginç bir film olarak görülüyor.

Theodore'un hikayesini izlerken hiçbir zaman ulaşamayacağı aşkını Joaquin Phoenix'in sahne performonsı ile derinden hissediyoruz.

"THE WORST PERSON IN THE WORLD"

Batı toplumlarına özgü suçluluk duygusu adeta vücut bulmuş, koltukta yanında oturuyordu. Eivinind kendini dünyanın en kötü insanı olarak hissediyordu.

Film, genç bir kadın olan Julie'nin hayatına odaklanır ve onun 20'li yaşlarının sonlarına doğru kendini keşfetme sürecini anlatır.

Julie, hayatında birçok farklı alanda deneyimler yaşayan biridir ve birçok farklı ilişki yaşamıştır. Ancak, ne yapmak istediğini ve kim olmak istediğini tam olarak keşfetmemiştir. Film, Julie'nin hayatındaki bu arayışı ve kendini keşfetme sürecini, aşk, arkadaşlık, iş ve hayatın diğer yönleriyle olan etkileşimleriyle birleştirir.

Film, Julie'nin hayatındaki kararları, seçimleri ve ilişkileri ele alarak, modern hayatın getirdiği zorlukları ve bireysel kimlik arayışını konu alır.

"AFTER SUN"

Bence aynı gökyüzünü paylaşmamız güzel bir şey. Mesela bazen oyun oynarken gökyüzüne bakıyorum ve güneşi görünce, ikimizin de güneşi görebildiği gerçeğini düşünmeye başlıyorum.

Boşanmış bir ailenin kızı olan Sophie'nin 20 yıl önce babasıyla birlikte Türkiye'de çıktıkları tatili hatırlamasını ve o dönemde çektiği video kayıtlarıyla geçmişe geri dönmesini konu alıyor.

Film boyunca, Sophie'nin hafızasının derinliklerine inerek, o dönemde keşfettiği yeni dünyayı, arkadaşlıkları ve aşkı gözlemliyoruz. Ancak aynı zamanda, Sophie'nin babası Calum'un film boyunca artan mutsuzluğu da içimize işliyor ve tatil anıları giderek dramatik bir hal alıyor. Küçük Sophie'nin hatırladıklarıyla yetişkin Sophie'nin bakış açısı da farklılaşıyor.

Anıların hafızada zamanla silikleşmesini size tüm hissiyatı ile aktaran bu film beni bu sene en derinden etkileyen filmlerden biri oldu.

Şimdi mısırınızı ve mendilinizi kapın. Bu filmleri tüm duygularını derinden hissetmeye odaklanın. İyi seyirler.