Finlandiya’ya TAŞINMAMANIZ İçin 8 Neden!
Finlandiya hakkında ters köşe izlenimi yaratacak gerçekler.
Finlandiya bir çoğumuz için hayaller ülkesi olabilir. Bu güzide İskandinav memleketinde yaşamak ya da en azından orayı gidip görmek için gerekçelerimiz de olabilir. Ama biz burada, neden Finlandiya’da yaşamamamız gerektiğini maddeler halinde sıralayacağız. Tabii son karar elbette sizlerin.
1. Fin toplumunda depresyon oranı oldukça yüksektir. Aslında Finlandiya’nın dünyanın en mutlu ülkesi olduğuna dair yanlış bir kanı da mevcuttur. Oysa yapılan araştırmalar, Finlandiyalılarda mental rahatsızlıkların sıklıkla görülebildiği yönündedir. Uzun süren kış mevsiminde yetersiz kalan güneş ışığı, insanların daha çok evde durmasına, daha az sosyalleşmesine sebep olmakta, bu da yüksek oranlarda seyreden depresyonun başlıca sebebi gibi görünmektedir. Ayrıca Finlandiya’da alkolizme varan aşırı içki tüketimi de vardır. Öyle ki, alkolizm ülkedeki temel problemler arasında ikinci sırada yer alır. Bunun yanı sıra, intihar oranı Avrupa ortalamasından oldukça yüksektedir. Genç popülasyonda ölüm nedenleri arasında intihar oranı, %30’un üzerinde seyretmektedir.
2. Finlandiya’da arkadaşlık kurmak zorlayıcı olabilir. Finler arasında yabancılarla ilişki kurmak ya da onlarla kaynaşmak oldukça nadir bir durumdur. Sosyal çevrelerinde sıkı bağlara sahip olmalarına rağmen, sadece tek bir arkadaş grubuyla takılmayı tercih ederler. Bu durum, kimi zaman Finler için bile zorlayıcı hâle gelebilmektedir.
3. Diğer taraftan Finlandiya’nın yerli halkıyla sosyalleşmek ya da onlarla arkadaşlık kurmaya çalışmak size de tuhaf gelebilir. Finler genelde asık suratlıdırlar, gülümsediklerinde bile yüzleri nötr bir ifadeye bürünebilmektedir. Bunun yanı sıra, gerekmedikçe asla konuşmazlar ve lüzumsuz gördükleri sohbetlerden kaçınırlar. Sadece sorularınıza yanıt verirler, lafı uzatmazlar. Onlar için kişisel alan zorunlu bir ihtiyaçtır. İster evlerinde olsunlar, isterlerse halka açık kamusal alanlarda, sessizliğe oldukça önem verirler. Finler için sessizlik doğal olandır ve bu durum diğer insanlara garip gelebilmektedir.
4. Finlandiya’da iş bulmak oldukça zordur. Bunun için gerçekten zaman ve efor sarfetmeniz gerekir. Her şeyden önce, profesyonel bir iş ağına ihtiyacınız vardır. Finlandiya’daki şirketler, kalifiye iş gücünün yeterli olmamasından dolayı sıkıntı yaşamaktadırlar. Ancak dışarıdan eleman arama riskine de girmek istemezler. Çünkü çoğu şirket işlerini İngilizce ile yürütmemektedir. Bu da nitelikli göçmenler için zorlayıcı olabilmektedir.
5. Fince en zor dillerden biridir ve diğer İskandinav dilleriyle pek bir alakası yoktur. Örnek vermek gerekirse, kolayca göze çarpmayan kimi ekler, bir kelimenin anlamını bütünüyle değiştirebilir. Fincenin okuma ve yazma Fincesi diye iki çeşidi vardır. Yazı Fincesi resmi yazışmalarda kullanılır ve bunu günlük konuşmalarda kullanmaya kalktığınızda kulağa doğal gelmeyecektir. Yani, burada yaşamak için her ikisini de öğrenmeniz gerekecektir.
6. Finlandiya, Avrupa’da en yüksek vergi oranlarına sahip ülkelerden biridir ve aşamalı vergilendirme sistemleri vardır. Bu da ne kadar çok kazanırsanız o kadar çok vergi vereceksiniz demektir. Ülkede ayrıca marjinal vergi oranı da uygulanmaktadır. Yani bu durum, gelirinize yansıyan her bir ek dolar için vergi ödeyeceğiniz anlamına gelir. Fiyatlar da %24 KDV oranı sebebiyle oldukça yüksektir.
7. Finlandiya’da ev bulabilmek başlı başına bir işkencedir. Büyük şehirlerde yeteri kadar kiralık konut yer almamaktadır. Bundan dolayı birçok Finli, şehir merkezinden uzak yerlerde yaşamaktadır. Bu da işe geliş-gidiş süresini uzatmakta, hatta diğer Avrupa ülkeleri ile kıyaslandığında, Finlandiya bu süre bazında başı çeken ülkeler arasında bulunmaktadır.
8. Kış mevsimi, deyim yerindeyse, acımasızdır ve birçok insan için zorlayıcıdır. Kış aylarında sıcaklık -30 derecelere kadar inebilmektedir. Bu da demektir ki kış aylarında ısınmak için kıyafetlerinize daha çok para harcamak zorunda kalabilirsiniz. İnsanlar genelde dışarı çıkacakları zaman kat kat giyinmektedirler. Finlandiya, “Kafatası Havası (Skull Weather)” olarak bilinen ve karın eriyip tekrar donmasıyla karakterize olan bir durumla karşı karşıyadır. Böylesi anlarda yer o kadar kayganlaşır ki, insanlar kafataslarını bile kırabilirler. Güneşin hiç doğmadığı 51 gün vardır ve birçok Finli güneş ışığını taklit edebilen lambalardan satın alır. D vitamini takviyesi edinmek de oldukça yaygındır. Uzun kış geceleri yerini yaz günlerine bıraktığında 73 gün boyunca güneşin hiç batmadığına şahit olacaksınızdır.
Kaynak: Sunday Roast