Frankfurt Okulu ve Herbert Marcuse

Marcuse’un görüşüne göre tüketim ideolojisi, toplumsal eleştiri mekanizmasının gelişmesini önleyen bir güçtür.

Frankfurt Okulu ekolü, 1923’ yılında Almanya’da Frankfurt Üniversitesi’ne bağlı kurulan Frankfurt Toplumsal Araştırmalar Enstitüsü ile birlikte ortaya çıkan Marksist bir akımdır. Akımın genel yaklaşımı eleştireldir. Bu yüzden Eleştirel Kuram adı ile de anılmaktadır. Ekol bir bütünlük ifade etse de içinde farklı düşünceler de vardır. Tematik ve yöntemsel açıdan benzer olan düşünürler kendi bakış açıları ile olayları değerlendirir. Bu ekolün yönelimleri temel açıdan Batı Marksizmi içerisindedir. Ana kaynağı Marksizm olan bu ekolün bakış açıları, yaklaşımları, analizleri bu temel üzerinden ilerlemiştir. Belirli siyasi ve politik duruş sergilemeyip daha çok kuramsal çalışmalara yönelmeleri eleştirilmiştir. Çünkü Geleneksel Marksist düşünceden uzak bir tavır sergilemişlerdir.

Bu ekolün önemli özelliklerinden biri farklı disiplinlerden bilim adamlarını ve düşünürleri bir araya getirmesi ve disiplinler arası yaklaşım örneği olmasıdır. Horkheimer, Adorno ve Marcuse gibi düşünürler bu ekol üzerinde uzun bir süre farklı düşünceler üretmişlerdir. Farklı düşünceler etrafında bütünlüklerini de korumuşlardır. Bu ekol bir çok kavram üzerinde durmuştur. Ancak kültür kavramı bu ekolün öncelikli bir meseledir. Frankfurt Okulu’nda kültür kavramıyla beraber bir çok yan kavram da irdelenmiştir.

Herbert Marcuse ve Tek Boyutlu İnsan Yaklaşımı

Frankfurt Okulu’nun önemli isimlerinden olan Marcuse, kültür, estetik, sanat, politika gibi konulara öncelik vermiştir. Marcuse, modern toplumsal ilişkilere ve yapılara dönük eleştiriler yapmıştır. Yaptığı eleştirilerinde Tek Boyutlu İnsan kavramı dikkat çeker. Modern toplumların, önceki toplumlara göre daha güçlü olduğunu savunur. Modern toplumlarda yeteneklerin artması, bireyin özgürlük alanı konusunda daha rahat olduğunu belirten Marcuse, bu konu hakkında araştırmalar yapılmasını ister. Modern toplum, ileri teknoloji ile direnç odaklarını kırmak adına adımlar atmıştır.

Marcuse’un tek boyutlu insan denemeleri, tüketim ve meta kavramı üzerinde durmaktadır. Marcuse’un görüşüne göre tüketim ideolojisi, toplumsal eleştiri mekanizmasının gelişmesini önleyen bir güçtür. Meta ve konforu insanı baştan çıkartan bir konu olarak görür. İnsanların maddi bolluk ve boş zaman, aile hayatı ve cinsel fırsat ile oluşturulan sahte özgürlükler içinde yüzmekten mutlu olduğu görüşündedir. Marcuse’a göre öznellikler kapitalist sistemin ihtiyaçlarıyla şekillenir. Meta ve konforun içinde eleştirel mekanizması körelmiş birey Marcuse için tek boyutlu insandır.