Fransa’da 5 Kez Cumhuriyet İlan Edilmesi Bir Halkı Nasıl Bilinçlendirdi?

Fransa’da neden 5 kez cumhuriyet ilan edildi? Halk her seferinde nasıl özgürlüğüne sahip çıktı? Fransa'dan ne gibi dersler çıkarılabilir?

Bu yazıda, Fransa’daki cumhuriyet ilanlarını, çöküşlerini inceleyecek ve bu olayların Fransız halkına nasıl bir bilinç kazandırdığını tartışacağız.

Fransa’da İlk Cumhuriyet İlanı

1780’ler…Halk huzursuzdu, ekonomik kriz yüzünden yorgundu ve isyandaydı. Gıda kıtlığı hakimdi; halkın fakirliğine ve sıkıntılarına rağmen ekmek fiyatları artıyordu. Vergilerin adaletsizliği had safhadaydı. Köylüler ve şehirli fakirler için yüksek olan vergiler, din adamları ve soylular için yoktu. Halk, hem din adamlarının hem de soyluların vergilerini ödüyor, onları doyuruyordu. Tüm bu sıkıntılara rağmen, iktidar sahipleri ne halkı dinliyor ne de halkın yükünü azaltmaya çalışıyordu.

Öfkeli halk örgütlendi ve 14 Temmuz 1789’da, siyasi tutsakların olduğu Bastille hapishanesini bastı. Bu hapishane özellikle fikir mahkumlarını ve Fransız monarşisinin karşıtlarını barındırıyordu. Bu baskın, Fransız Devrimi’nin sembolü olacaktı. Mutlak monarşiye doğrudan başkaldıran halk, Ulusal Meclisi kurdu. Bu meclis, din adamları ve soylular dışında, bizzat halkın içinden çıkmıştı. Meclisin kurulduğu yıl, İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi kabul edildi. Meclisin temel amacı halk egemenliği, temsiliyet, hukukun üstünlüğü, eşitlik ve adaletin anayasa ile güvence altına alınmasıydı. Bu meclis Assemblée Nationale Constituante adını aldı ve 1791 Anayasası’nı hazırlayarak anayasal monarşiyi resmen kurdu. Ama bu yeni düzen yetersiz kalacaktı:

  1. Oy hakkı yalnızca vergi veren erkeklere verilmişti, yani eşitlik sağlanamamıştı.
  2. Kral XVI. Louis’in yetkileri sınırlandırılmıştı ama kral yine de yürütme gücünün başında kalıyordu.
  3. Yasama yetkisi, tek meclisli Yasama Meclisi’ne verilmişti.

Kralı hizaya getirmek isteyen devrimciler için bu faaliyetler yetersiz kalmıştı. Kral hâlâ devrimi kabul etmiyor, ekonomik kötüleşme devam ediyordu. Eşitlik hala sağlanamamıştı. Anayasal monarşi, halkın güvenini 1791’de tam anlamıyla kaybedecekti.

1791’de Kral Louis, Varennes’e kaçmaya çalıştı. Anayasal Monarşiyi istemiyor ve kendisine zorla dayatıldığını düşünüyordu. Başarısız kaçma girişiminin ardından halk, 10 Ağustos 1792’de Tuileries Sarayı’nı bastı. Kral ve ailesi hapsedildi, anayasal monarşi çöktü ve 21 Eylül 1792’de Ulusal Konvansiyon toplanarak Cumhuriyet resmen ilan edildi.

Neden Fransa’da İkinci Kez Cumhuriyet İlan Edildi?

1830’lar… Louis-Philippe d’Orléans, Temmuz Devrimi’nden sonra tahta anayasal ve daha "halk yanlısı" bir figür olarak getirildi. Monarşik düzenin halkçı bir versiyonunu yaratacağı sözünü veriyordu. Bu sözünü inandırıcı kılmak için çaba harcadı; kral olmadığını, orta sınıf vatandaş olduğunu söyleyerek mütevazı davrandı. Ancak zamanla bu imaj kırılacak ve sözlerinin yalan olduğu anlaşılacaktı.

1845-1846 yıllarında yaşanan kötü hasatlar ve 1847’deki kıtlık, halkın yaşam koşullarını kötüleştirdi. Seçim sistemi hâlâ yetersizdi, yalnızca belirli gelirleri olan erkekler oy kullanabiliyordu. Halk hâlâ ekonomik sıkıntıdaydı, sistem hâlâ onların zararına işliyor ve talep ettikleri eşitlik ve özgürlük verilmiyordu. Louis-Philippe, halkın taleplerine kulak asmadı, basını sansürledi ve muhalefeti susturmaya çalıştı.

“Orta sınıfın kralı” artık “burjuvanın, seçkinlerin kralı” olmuştu. Şubat Devrimi ile halk sokaklara döküldü, her yere barikatlar kuruldu, çatışmalar yaşandı. Sonuç olarak Halk; gençlerin, işçilerin ve sosyalistlerin, “Krallıkların her biçimini reddetme” çağrısına cevap vermediğinden Fransızlar bir kez daha kendilerini savunmak zorunda kaldılar. Devrim sokaklarda devam etti.

Louis-Philippe tahtı bıraktı ve İngiltere’ye kaçtı. 24 Şubat 1848’de geçici bir hükümet kurularak cumhuriyet ilan edildi. Alphonse de Lamartine, geçici hükümetin sözcüsü oldu.

Fransa’nın Üçüncü ve Dördüncü Cumhuriyet İlanları

İkinci cumhuriyet ilanından kısa bir süre sonra, yeniden birtakım sorunlarla halk isyan etti. İşçi sınıfına yapılan yardım faaliyetleri bütçe yetersizliği bahanesiyle sonlandırıldı. İşçiler ve yoksullar, Haziran 1848’de “Cumhuriyet yalnızca zenginlerin mi?” isyanıyla sokaklarda ayaklandı. Bu ayaklanma, halkın sesiydi, hak talebiydi. Ordu, bu ayaklanmaya çok sert tepki gösterdi; binlerce insan ya tutuklandı ya da sürgüne gönderildi, 1500’e yakın insan yaşamını yitirdi. Napolyon’un yeğeni Louis-Napoléon Bonaparte, belli başlı söylemleri sayesinde cumhurbaşkanı seçildi ve seçildikten iki yıl sonra, 1851’de darbe yaptı, parlamentoyu dağıtarak demokratik sistemi sonlandırdı ve kendisini imparator ilan etti, böylece İkinci İmparatorluğu kurmuş oldu. Halk üçüncü bir cumhuriyet ilanına muhtaç kaldı.

Napolyon III., Prusya’yla savaşa girdi. Kötü hazırlanarak gereksiz sebeplerden girdiği bu savaşta bizzat esir düştü: Bu, ikinci imparatorluğun çöküşüydü. 4 Eylül 1870’te Paris’te halk meclisi bastı ve cumhuriyet yanlısı milletvekillerinin desteğiyle Üçüncü Cumhuriyet ilan edildi. Anayasa ise 1875’te resmen kabul edildi. Üçüncü Cumhuriyet, 70 yıl sürerek o dönemin en uzun Fransız Cumhuriyeti oldu.

1939’da, İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla Fransa, Nazi Almanyası tarafından işgale uğradı. Uzun yıllar süren halkın çabasından sonra cumhuriyet yeniden düştü, Fransa'nın kuzeyini Almanya doğrudan işgal etti. Nazi Almanyası, Fransa'nın kuzeyini işgal ederken güneyde Vichy hükümeti, Almanya ile işbirliği yaparak Fransa'nın bağımsızlığını yalnızca sembolik olarak sürdürüyordu. Bu yeni rejim, 3. Cumhuriyet’i geçersiz kıldı ve Fransa için yeniden otoriter bir rejim başlamış oldu. II. Dünya Savaşı’ndaki gelişmeler sayesinde, Nazi Almanyası Fransa’dan çekildiğinde, otoriter rejim Vichy çöktü ve bu sayede 1944’te Fransa yeniden özgürlüğüne kavuştu. 13 Ekim 1946’da yapılan referandumla yeni anayasa kabul edilerek 4. Cumhuriyet resmen ilan edildi.

Beşinci Cumhuriyet: Ayakta Kaldı

4. Cumhuriyet, parlamentoya dayalı zayıf bir yönetim modeli getirmişti. 12 yılda 21 hükümet değişti. 1954’te Cezayir Bağımsızlık Savaşı başladı: Fransa hâlâ Kuzey Afrika’daki sömürgelerini elinde tutmak istiyordu. Halk, bu sömürgeci zihniyetten sıkılmıştı. Cezayir Bağımsızlık Savaşı çok kanlı geçti ve ordu hükümeti yetersiz gördüğü için darbe ile tehdit etti. Halk, bu zorlu dönemden çıkmak için eski savaş kahramanı olan Charles de Gaulle’ye döndü. Gaulle, Nazi Almanyası’nın işgalinde direnişe öncülük etmiş, Fransa'nın “Serbest Fransa Hükümeti” olarak bilinen hükümeti kurmuştu. 1944’te Normandiya Çıkarması'nın ardından, Fransa'nın işgalden kurtulmasına öncülük etmişti. Hem Fransız direnişinin sembolü hem de saygın bir kişilik olarak halkın gönlünü kazanmıştı.

Charles de Gaulle, 1958'de halkın çağrısına cevap vererek, güçlü bir Cumhurbaşkanlık sistemi önerdi ve bu sistem, Beşinci Cumhuriyet’in temelini attı: Yeni bir anayasa yazılacak, Cumhurbaşkanına daha fazla yetki verilecek ve daha güçlü bir yürütme kurulacaktı. Şartlar sağlandı: 28 Eylül 1958’de yeni anayasa referandumla kabul edildi. 4 Ekim 1958’de Beşinci Cumhuriyet resmen kuruldu. De Gaulle, yeni sistemin ilk Cumhurbaşkanı seçildi. Cumhurbaşkanı olarak izlediği politikalarla ülkesini başarıya götürdü. 1969’da cumhurbaşkanlığından istifa etti ancak Fransa’nın demokratik sisteminin kurulmasında oynadığı kilit rolden ötürü tarihe bir kurtarıcı olarak yazıldı. Son Cumhuriyet ilanı ve bunun sürekliliğinin mirası olan Gaulle, günümüzde Fransızlar için saygıyla anılan ve kutlanan bir lider haline geldi.

Fransız Milleti’nin Bilinci

Fransızlar, defalarca kez haklarını savunmak zorunda kaldılar. Defalarca kez güvenleri sarsıldı, defalarca kez kendilerini savundukları sistemden çok uzak bir düzenin içinde buldular, ama pes etmediler. “Yapamıyoruz”, “düzeltemiyoruz” demediler. Elbette umutsuzluğa kapıldılar, ama onları arzu ettikleri düzene götüren şey, kendilerine dayatılan sistemi kabullenmeyi reddetmeleriydi, pes etmemeleriydi. Onlar, ülkelerini halkın yönetmesi gerektiğini savunmaktan hiç vazgeçmediler. Bu vazgeçmeyiş, bu direniş onları devrimlere götürdü ve devrimler onlara halk egemenliğini sağladı. Uzun yıllar, zor dönemler, kıtlık ve açlık sonunda Fransız halkı, kazandığı cumhuriyetin öneminin farkında. Ne şartlarda onu korumak zorunda bırakıldıklarının, iktidar sahiplerinin bazen ihanet ve hıyanet içinde olabileceğini farkındalar. Tıpkı zamanında onlardan gibi görünüp tam tersine faşist Nazi Almanyası ile işbirliği yapan Vichy rejimi gibi, onlar her zaman siyasilerin söylemlerine güvenmemek gerektiğini biliyorlar. Tıpkı halk için çalışacağını söyleyip sonradan otoriter rejimiyle basını ve muhalefetini bastıran Louis-Philippe d’Orléans gibi, siyasilerin sonradan asıl renklerini gösterebileceğini farkındalar. Onlar, halkın egemenliğini nasıl koruması gerektiğinin tüm dünyaya bir örneği ve bunu gururla yapıyorlar. Haklarını savunmada bir usta olarak dünya basınında kendilerinden sıkça söz ettiriyorlar. Halkı zora sokacak uygulamalar iktidar tarafından benimsendiğinde, zar zor özgürlüğünü kazanmış Fransız halkı, eğer direnmezse neler olacağının farkındalığı ile atalarının en değerli mirasına sahip çıkmak için sokağa dökülüyor. Direnişin önemini biliyorlar ve bir millet olarak tarihleri sayesinde bilinçliler. Tarihi doğru yazanlar sayesinde, sokakta direnmiş ataları sayesinde, pes etmeyişleri sayesinde Fransız halkı ayakta ve güçlü.

Vichy rejimi, III. Napolyon ve d’Orléans ise tüm yalanlarına rağmen, manipülasyonlara ve kendi tahtlarını koruyan askerlerine rağmen düştü. Faşist diktatörlerin her zaman düşmesi gibi; halkı gasp eden, halkın egemenliğine gasp eden rejimler, krallıklar hep düştü ve düşmeye devam edecek. Tarihte kendi menfaatleri için çeşitli yollarla halklarını kandıranlara inat gerçek her zaman açığa çıkmıştır ve özgürlük her zaman halkın olmuştur. Çünkü “Millî egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, yok olur. Milletlerin esareti üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkûmdurlar.”

Örgütlü bir halkı kimse durduramaz. Tıpkı başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi,



Bu yazıya katkı sağlayan kaynaklar:

https://tr.wikipedia.org/wiki/Be%C5%9Finci_Frans%C4%B1z_Cumhuriyeti

https://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%9C%C3%A7%C3%BCnc%C3%BC_Frans%C4%B1z_Cumhuriyeti

https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0kinci_Frans%C4%B1z_Cumhuriyeti

https://tr.wikipedia.org/wiki/D%C3%B6rd%C3%BCnc%C3%BC_Frans%C4%B1z_Cumhuriyeti

https://tr.wikipedia.org/wiki/Frans%C4%B1z_Cumhuriyeti_Ge%C3%A7ici_H%C3%BCk%C3%BBmeti

https://tr.wikipedia.org/wiki/Frans%C4%B1z_Devrimi