FRANSA’DA YEŞİL DALGA VE SONRASI
Fransa yerel seçimlerinin ikinci turu pandemi dolayısıyla geçtiğimiz ayın sonunda yapıldı. Seçimlerin kuşkusuz kazananı kimdi?
Fransa yerel seçimlerinin ikinci turu pandemi dolayısıyla geçtiğimiz ayın sonunda yapıldı. Katılım beklenenden düşüktü. Kuşkusuz seçimlerin kazananı Yeşiller (Les Verts) oldu. Yeşiller sol partilerle ittifak kurarak Lyon, Bordeaux, Strazburg, Poitiers, Tours, Annecy, Besançon, Marsilya ve kaleleri Grenoble gibi şehirleri aldılar. Paris’in kazananı ise yeşillerin de desteğiyle sosyalist Anne Hidalgo oldu. Yeşillerin ve sosyalistlerin anlaşamadığı tek yer listedeki birkaç isimden dolayı Lille oldu ve Lille’de kazanan 227 oy farkla sosyalist aday oldu.
Macron’un partisi Cumhuriyet Yürüyüşü Hareketi ise kaybeden oldu. Öyle ki Paris adayları belediye meclisine bile giremedi. Sadece başbakan Edouard Philippe Le Havre kentini kazandı. Le Pen’in Ulusal Birlik Partisi Perpignan ve güneydeki bazı küçük yerleri kazandı. Yüzbin nüfusun üstündeki Perpignan aşırı sağcılara bir ilki yaşattı ve aşırı sağcılar ilk kez bu nüfustaki bir kenti yönetecek.
Her ne kadar seçim sonuçları yeşil dalgayı ve yeşiller hareketin başarısını göstersede unutulmaması gereken bazı noktalar var. Öncelikle Yeşiller, solun desteği olmasa böylesine bir başarı elde edemezdi. Bu yüzden aslında bazılarının dile getirdiği gibi yeşil-pembe dalgada denebilir. Peki neden kızıl değil de pembe? Aslında bunun cevabını Fransız siyasetinin özelinde değerlendirmek lazım. François Hollande döneminin ekonomik sonuçları sosyalistlere ve solun diğer küçük partilerine olan güveni azalttı ve merkezdeki Yeşilleri daha fazla ön plana çıkardı. Avrupa’da ilkesel olarak seçim sonuçlarından sonra değil de önceden ittifak yapan Yeşiller (İsveç ve İrlanda hariç) Fransa’da da böyle yaptı ve kendi çizgilerine solu daha fazla çekmiş oldular. Unutulmaması gereken ikinci nokta ise seçime katılım oranı. Katılım oranı %40'ın altında kaldı ve bundan sonrasını yorumlamayı biraz daha güçleştirdi. Bunda pandeminin etkisi büyük. Seçimde Yeşillerin daha mobilize olduğu tahmin ediliyor ve bunda da pandeminin etkisi büyük. Bundan sonra en önemli konu Yeşillerin bu fırsatı nasıl değerlendireceği.
Bu zamana kadar Yeşiller hiçbir ülkede iktidarda tek başına veya koalisyondaki en büyük parti olamadı. Fransa bunu değiştirecekleri ilk yer olabilir mi bilemeyiz ama değişebilecek tek şey bu olmayacak. Elbette Yeşillerin bu yerel seçimdeki başarısı diğer partilerde söylem ve bazı politika değişiklikleri yaratacak. Örneğin, Macron seçimdeki yenilgiyi kabul eden konuşmasını yaparken daha önce Trump’a karşılık vererek söylediği “Make our planet great again!” cümlesini tekrar vurguladı ve ekolojiye daha çok önem vereceklerini söyledi.
Ekolojiye önem verme konusunda Yeşillerin de yapması gereken daha fazla şey var. Bu seçimlere giderken neredeyse en büyük vaatleri bisiklet yollarını arttırmak ve kentteki yeşil alanı çoğaltmaktı. Artık gezegenin insanlar yüzünden geldiği noktada Yeşillerin bu vaatlerden öteye gitmesi gerekli. Daha net bir kapitalizm eleştirisi yapıp insan merkezci politikadan vazgeçmeli, sürdürülebilir kalkınma programlarını yerelde uygulamalı, iklim krizinin yarattığı yerel felaketlerin önlenmesi konusunda hazırlıklarını tamamlamalı, hangi kent olursa olsun su politikası geliştirmeli, hayvancılık endüstrisinin etik ve çevresel boyutlarına karşı yerelde de alternatif yaratmalı ve böylece yeşil politikanın temellerinden olan hayvan özgürlüğü konusunda geç kalınan adımları atmaya başlamalı. Tüm bunlar yapıldıktan sonra sadece Fransa’da değil Avrupa’nın birçok yerinde yeşillerin yükselişi mevcut iklim kriziyle beraber olası gözüküyor.