Fransızca Öğrenmek Gerçekten Zor Mu?

Gelin Fransızca nasıl öğrenilir görelim.

Bu yazıda Fransızcanın ne derece zor olduğunu Fransız dili ve edebiyatı mezunu olarak aktarmak istiyorum. Ardından bu dilin nasıl öğrenilmesi gerektiğiyle ilgili birkaç tavsiye vereceğim.

Fransızcanın Zorluk Derecesi

Fransızca başlangıçta sahiden kolay bir dil değil. Grameri gerçek anlamda uğraştırıcı, Türkçedeki gibi bir tane gelecek zaman kipi yok, yakın gelecek-uzak gelecek-birkaç yıl içinde gerçekleşmiş olacak olan gelecek tarzı zamanlara ayrılıyor ; her şeyin maskülen ve feminen şeklinde ayrılması da ilk başta sıkıntılı, bir de maskülen ve feminen fiil çekimlerinde de bile geçerli olan bir kavram ya da renklerde bile eğer kelime feminense ona göre çekimlemek gerekiyor. Kısacası meşakatli bir dil olduğu kesin. Ancak Fransızca kesinlikle dünyanın en zor dili sayılamaz. Daha karmaşık yapısı olan diller bulunmaktadır. Afrika dillerinin telaffuzu ve sentaks yapısı o kadar değişik ki daha önce İngilizcede gördüğümüz hiçbir şeye benzemiyor. Lehçe, Çekçe gibi diller de daha da zor bana göre çünkü o dillerde sessiz harflerin seslilere göre yoğun kullanımı çok kafa karıştıcı. Fransızcaya karşı genel bir önyargı var, çok çok zor olduğunu düşünüyorlar insanlar. İmkansız bir dil asla sayılamaz ben de üniversite hazırlık sınıfında tamamen sıfırdan başlayarak öğrendim. Şimdi bu dili öğrenmek için neler yapılması gerektiğine geçelim.

Gramer Göz Ardı Edilemez

Son zamanlarda yabancı dil öğretme ile ilgili en sık duyduğum eleştiri gramerle alakalı. Evet bize okullarda o kadar çok gramer ağırlıklı öğrettiler ki konuşamıyoruz fakat yine de bir dili öğrenirken onun gramerini de öğrenmek zorunda olduğumuzu unutmamalıyız. Bazı kurumlar gramer ağırlıklı değil lafını hedef kitlelerini çekmek üzerine kullanıyorlar. Zaman çekimlerini öğrenmeden kendinizi ifade edebilmeniz mümkün değil. Bu gerçeği unutmayın ve gramer gözünüzü korkutmasın. Sadece başlangıçta çok iyi şekilde öğrenmeniz lazım. Temeliniz sağlam olursa ilerlemek de bir o kadar daha hızlı olur.

İşin Özü Pratik

Her şey pratik yapmaktan oluşuyor. Bir dili öğrenmek demek o dili yaşamakla eş anlamlıdır. Dilin aynı zamanda bir kültürün temsilcisi olduğunu da ele alırsak yapılması gereken şey çok açık : o dilde okumak, dinlemek, yazmak, konuşmak. Uluslararası yabancı dil sınavları da bu dörtlüden oluşur. Bunların hepsi aşinalık kavramıyla ilintilidir.

Dinleme

Duyduğunuz yabancı dile kulak dolgunluğunuzun olması gerekir. Bunun olması için, dinleme pratiği çok önemlidir. Konuşacağınız kişiyi duyduğunuzda anlayamıyorsanız o dili konuşmakta da zorlanırsınız. Özellikle Fransızca için haber dinlemek çok faydalıdır çünkü radyo yayınları mesela biraz cızırtılı ya da çok boğuk olur. İlk başta anlamasanız da duymak için çaba harcadığınızda göreceksiniz ki birkaç kelime duyuyorsunuz ve buradan en azından metnin konusu hakkında çıkarım yapabiliyorsunuz. Bu seviyeye gelmek için ebnim tavsiyem dikte çalışması yapmaktır. Mesela Fransızca bir şarkı dinliyorsunuz, eş zamanlı olarak elinize kalem alıp dinlediğiniz şarkının sözlerini yazarak çalışabilirsiniz. Böylece hem yeni kelimeler öğrenirken dinleme kabiliyetinizi de geliştirirsiniz.

Okuma

Başlangıç seviyesinde çocuk kitapları en iyisidir. Hem dilleri anlaşılır hem de ince olduklarından sıkıcı da olmaz. Klasik kitapların basitleştirilmiş versiyonları da bu gruba dahildir. Haber okumak da elbette faydalıdır. Okurken gerçekten anlayıp anlamadığınıza çok dikkat edin. Bazen insan egosu tamamen anladığı yanılgısına düşüyor ama bu onun ilerleyişinin önüne taş koyar. Basit kelime deyip geçmeyin aklınıza gelmiyorsa direkt sözlükten bakın. Her şeyin gelişiminize bir adım olduğunu unutmayın. Önemli anlamak ve üzerine konuşabilmek. Metin okurken konuyla bağlantılı sorular sorun kendinize. Yazar ne demek istemiş, konu ne, olay nerede geçiyor, baş karakterin özellikleri neler ve benzeri sorularla anlayıp anlamadığınızı ölçebilirsiniz.

Yazma

Yabancı dil de yazmak için öncelikle kelime bilmek gerekir. Öğrendiğiniz kelimerle cümle oluşturmaya çalışın hatta günlük tarzında yazılar yazın. Bugün uyandım, yüzümü yıkadım, kahvaltı da şunu şunu yedim, içtim gibi ifadeler daha önce de bahsettiğim aşinalık mevzusuna göndermedir. Kelimeler size ne kadar tanıdık geliyorsa bir o kadar anlamını bilmeye yaklaşıyorsunuz. Yazma alışkanlığını illa edebi ya da günlük olarak sınırlamayın. Yapılacaklar listesini Fransızca yazabiliyorsanız onun bile değeri vardır ve bu, sizin bir şeyleri bildiğiniz manasına gelir. Sözünü ettiğim maskülen-feminen kuralını bence pratik etmenin en iyi yolu yazmaktır. Bu sayede görsel hafızanın da etkisiyle aklınızda daha hızlı bir şekilde kalabilir. Görsel ve işitsel hafıza tabiki dinleme ve okuma için de geçerli yalnız benim fikrimce yazarak akılda daha çabuk kalıyor. Her bireyin farklı bir alana yeteneği olduğunu da unutmayın. Kendinizi gözlemleyin, en iyi nasıl öğrendiğinizi inceleyin. Yazarak daha yavaş öğrendiğinizi fark ediyorsanız kendinizi iyi olduğunuz dalda geliştirebilirsiniz. Sadece dinleme-okuma-yazma-konuşmanın bir bütün olduğunu unutmayın.

Konuşma

İşte Türk milletin en çok dert yandığı konu : konuşamamak. Bunun alt metni o kadar dolu ki bir sayfadan fazla yer tutar. Kısacası özetlemek gerekirse hata yapmaktan çekiniyoruz, bunun sebeplerinden biri de yanlış yapan kişiyi aşağılamak, onu rencide etmek ve onunla dalga geçmektir. Cesaret kırıldığı vakit konuşmaya atılan adımlar bir o kadar gereksiz şekilde uzuyor. Hata yapmaktan korkmayın. Telaffuzunuzdan çekinmeyin. Kimse sizden parisienne bir aksan beklemez. Aksandan öte önemli olan kelimeyi doğru telaffuz etmektir bunu da fonetik bilgisiyle rahat halledersiniz. Fonetik sözlüklerde illa ki bulunur. Bize harflerin nasıl söylenmesi gerektiğini gösterir. Sözlüklerin yanında her zaman kelimenin fonetik yazılışı da vardır keza internet çağında forvo.com gibi siteler sayesinde orijinal telaffuz duymak mümkündür. Sizin merhaba, nasılsın, mesleğin ne sorularına cevap verebilmeniz küçümsenecek bir şey değildir. Günlük kelimeleri bilmek önemlidir, bu noktada konuşacak birini bulamıyorsanız kendi kendinize konuşabilirsiniz. Beyninizi Fransızca düşünmeye zorlayın. Bugün ne yapacağım sorusunu sorun kendinize ve cevap vermeye çalışın. Kafanızda küçük senaryolar kurun, mesela bir kafeye gitseniz nasıl sipariş verirdiniz, ne demeniz gerekirdi benzeri unsurları düşünmek ve cevap vermek, konuşmaya atılan adımlardır. Sular seller gibi konuşmaktan önce amaç kendini ifade edebilmek olmalı. Ben de hiç konuşamıyordum, kendimi konuşmaya zorlayarak ilerledim. Kendinizi sakın geri çekmeyin.

Merdiven Basamakları

Yabancı dil öğrenmek çok katlı bir merdiven çıkmak gibidir. Attığınız her bir adım sizi bir üst seviyeye çıkaracaktır. İstikrar kelimesi burada önemli bir yer tutuyor zira düzenli çalışma olmazsa dili öğrenemezsiniz. Yukarıda yazdıklarım yalnızca Fransızcaya özgü değil tüm yabancı diller için geçerlidir. Uluslarası sınavlarda boşu boşuna dinleme-okuma-yazma-konuşma sınavları yapılmıyor. Hepsi sizin o dili ne derece bildiğinizi görebilmek adına yapılıyor. Hiçbir seviyeyi küçük görmeyin. O seviyeden güzel bir yol katedeceksiniz. Hevesinizi hiç kimsenin kırmasına da izin vermeyin. İngilizcenin yanında başka diller öğrenmek o kadar güzel ki. Hem Fransızca öğrenince diğer Latin dilleriyle ilgili de bir fikir sahibi oluyorsunuz. İtalyanca ve İspanyolca ile benzerlikler mevcut. Benim Fransızca için birkaç internet kaynağı önerilerim var :

fransızcasözlük.com

wordreference.com (İngilizce-Fransızca sözlük)

forvo.com (Telaffuz için)

cnrtl-f (Fransızca Fransızca sözlük ile kelimenin Fransızca da tanımı görmek için)

rfi.com (Haber okumak ve radyo yayını dinlemek için)

Le Monde

TV5 Monde Apprendre le Français (Egzersizler mevcut)

Deepl.com (Metni hızlıca anlamak için çeviri programı)

Français Facile

Son olarak Vive La Francophone diyerek yazıyı noktalıyorum. Sorunuz olursa lütfen çekinmeyin, bana sorabilirsiniz.