Yabancıların Gözünden Türkçe ve Türkçe Öğrenimindeki Problemler

Türkçe pek çoğumuz için gayet kolay bir dil gibi gözüküyor. Ancak bunu herhangi bir yabancıya sormayı denediniz mi?

Yabancı dil öğrenimi günümüz dünyasında büyük bir gereksinim. Sadece tek bir yabancı dil artık yeterli kabul edilmiyor. Bu durum bütün dünyada küçük yaştan itibaren her bireye aşılanmaya çalışılıyor. Öncelikli olarak öğrenilen ilk dil tabi ki İngilizce oluyor. Bunun devamında ise bireyler kendi istediği, ya da popülerleşen bir dili öğrenmeye yöneliyor. Peki, Türkçe'nin yabancıların gözünden nasıl bir dil olduğunu hiç düşündünüz mü?

Doğduğumuz andan itibaren Türkçe'yi duyan ve konuşan insanlar olduğumuz için dilimiz bize gayet kolay gözüküyor. Ancak herhangi bir yabancıya bunu sorduğunuzda Türkçe'nin anlaşılması güç, öğrenmesi zor bir dil olduğunu söylüyorlar. Özellikle bu durumu üniversite veya yüksek lisans yapmak için Türkiye'ye gelmiş öğrencilerden duymanız olası.

Türkçe öğrenilmeye ilk başlandığı zaman en önemli ve en başta gelen sorun sesletim sorunu oluyor. Öğrencilerin ana dillerindeki ses ve alfabe farklılığından kaynaklanan bu durum nedeniyle sesleri algılama ve yazmada çeşitli sorunlar yaşamaktadırlar. Örnek vermek gerekirse, ana dili Japonca olan bir öğrenci r ve l seslerini ayırmakta zorluk çeker çünkü onlarda l sesi yoktur. Bu nedenle sesletim ve yazmada buna en yakın olan r sesini kullanırlar.

Kelimelerde gramatikal cinsiyet sorunu da bir diğer önemli sorundur. İngilizcede ve Almancada gramatikal cinsiyet ayrımı vardır. Bu durum Türkçede görülmediği için öğrencilerde kafa karışıklığına sebep olabiliyor. Bunlara benzer birçok örnek verilebilir.

Öğrenci kaynaklı sorunlar dışında değinilmesi gereken bir başka sorun ise Türkçe kaynakların yetersizliğidir. Dünyada Türkçe öğrenmeye çalışan ya da öğrenmek isteyen birçok yabancı, kaynak yetersizliğinden yakınmaktadır. Seviyelere göre ders kitapları, test kitapları, okuma kitapları ya da sözlüklerin çeşitleri maalesef bulunmamaktadır. Belli başlı kitaplar dışında kendi dilimizi öğretebileceğimiz kaynaklarımız mevcut değildir. Bu durumun önüne geçilebilmesi için donanımlı eğitmenler tarafından bu tarz eserlerin üretilmesi gereklidir. Çok fazla zaman ve emek isteyen bu işe de gönüllü insanlar bulmak gerçekten çok zor.