Freud ve Savunma Mekanizmaları
Anne Freud'un babasından miras aldığı ve geliştirdiği Savunma Mekanizmaları ve hayatımızdaki etkileri...
Freud, Psikanalizlerin babalarından biri ve belki de aralarından en popüleri. Freud'un ünü ve şanı tartışılmaz boyutta olmasına rağmen birçok kuramı ve tedavi yöntemi tartışmaya açıktır. Psikoseksüel gelişim kuramı, Elektra Kompleksi, Oidipus Kompleksi ve Freud'un Buzdağı modeli tartışmaya açıktır. Birçok fikri zamanla yalanlanmış ve iyileştirilmiştir.
Freud artık psikanalist denildiğine akla gelmesinin yanı sıra birçok alanda ismen kalmıştır. Hakkını da yememek lazım, cesur fikirlerle kendi zamanında da birçok kez yalanlanmasına rağmen devam etmiştir. Kızı da kendi yolundan giderken arkasından bıraktığı Savunma Mekanizmaları kuramına eklemeler ve iyileştirmeler yapmıştır.
Savunma mekanizmaları Freud'dan kalan ve geçerli olan nedir çalışmalardan biridir. Freud'un uçuk fikirlerinden sonra savunma mekanizmaları size pek de Freudyen gelmeyebilir ama bugünkü psikoloji camiasında Frued'un fosillerinden kalan tek parçadır. Yine de Savunma Mekanizmaları'nın asıl sahibi Anna Frued'dur.
Peki Nedir Bu Savunma Mekanizmaları
Savunma mekanizmaları adından da anlaşılabileceği gibi kişinin bilinçsiz olarak kendini korumak için kullandığı mekanizmalardır. Şu şekilde listelenebilir:
- İNKAR
- BASTIRMA
- YANSITMA
- YER DEĞİŞTİRME
- GERİLEME
- RASYONELLEŞTİRME
- YÜCELTME
- KARŞIT TEPKİ KURMA
Şeklinde 8 tanesi sayılabilir, Anne Freud The Ego and the Mechanisms of Defence (1936) kitabında bahsetmiştir. Yukarıdaki sekiz tanesi günlük hayatta en çok önümüze çıkan ve fark edilmesi en kolaylarındandır.
İnkar/Denial
''The Nile is a river of Egypt your husband is gay''
En yaygın olan savunma mekanizması ''İnkara'' başka bir yöntemle yaklaşmak kolay değil. İnkar, savunma mekanizmalarının içinde başkalarında fark edilmesi en kolayıyken kişinin kendisinde fark edilmesinde ise en zorudur. Anksiyete ve rahatsızlık veren durumlardan kaçmak için kullanılan yöntem kişiyi daha büyük bir sıkıntıya aktarmalı götürebilir.
İnkar, zehirli bir araçtır. Bir yerlerde kişi kendini korumaya çalışırken bir başka yerde var olan sorunu göz ardı etmektedir. İnkar etmek sorunu çözmenin ilk aşamasını direkt olarak imkansızlaştırır, ilk aşama ise sorunu tanımlamaktır.
Bu savunma mekanizmaları biliçsiz bir şekilde devreye girer(bir reaksiyon olarak) bu şekilde kişi inkar ettiğinin ve bir savunma/defense durumunda olduğunun bile bilincinde olmayabilir. Özellikle güçsüz ve çaresiz hissedilen durumlar dışında beyin sorunu çözme kabiliyetinin olmadığına kanaaat getirdiğinde kişiyi mental anlamda korumak için sorunu/problemi reddeder.
Bastırma/Repression
Bastırma, Freudyen Psikanalizm'in başıdır. Bastırma eyleminin varlığı bütün teorilerinde ortaya çıkar. Bastırma eylemi tam olarak sözcük anlamındadır, tek farkı fiziksel bir bastırmadan bahsetmez.
Bastırma, bazen dışarıya soğuk kanlı karakterler olarak da çıkabilir bazen aşırı güleçlik olarak da. Günün sonunda bastırma eylemini gerçekleştiren kişi dışarıdan fark edilmesi güç kişidir.
Kişi yaşanan acı, hüzün ve benzeri duygular barından bilgi ve durumların varlığını bastırır. Bazen bir anıyı unutmak var olan duyguları hissetmemek olarak çıktıları bulunur.
Freud'un bu durumların bilinç dışına itilip ''dil sürçmeleri'' gibi organik yollaran çıkabildiğini savunur. Dil sürçmelerinin yanı sıra ''hipnoz'' yönteminin temellerinin dayandığı nokta da kişilerin bastırma/repression yöntemini kullanmasıdır.
Bastırmanın, kişiyi uzun vadede ciddi bir psikolojik yükün altına sokabilir ve ilerleyen durumlarda depresyon olarak geri dönme ihtimali oldukça yükseltir. Uzun süreli bastırma durumu kişiyi tanımlayamadığı bir depresyona ve bu da tamamen fiziksel rahatsızlıklara götürebilir.
Yansıtma/Projection
Yansıtma, kişinin sahip olduğu ve benliğinde varlığını reddettiği duygu ve düşünceleri başkalarına veya bir başkasına atfetmesidir. Yine Freudyen bir bakış açısından bakılarak süperegoya kabul ettirilemeyen hisler ve düşünceler başkalarına atfedilerek savuşturulur.
Kişilerin özellikle baskılandığı durumlarda geliştirdiği bir savunma mekanizmasıdır. Bireyin kendine ve sosyal çevresine de zarar vermemesi için saptanması önemlidir. Yansıtmaya ''Dışa Doğru Yer Değiştirme'' de denir.
Genelde cinsel fanteziler, saldırganlık gibi hisler, düşünceler bir başkasına yansıtılır. Kısacası toplumsal hayatta kabul görülemeyeceğine inanılan her türlü duygu ve düşünce kişiyi yansıtmaya itebilir.
Gerileme/Regresyon
Gerileme, kişilerin yaşlarının gerisinde davranışlar sergileyerek yaşadıkları stresse karşı bilinçsiz bir savunma oluşturmasıdır. Bu savunma mekanizması genelde çocuklarda görülür, nadiren de olsa yetişkinlerde gözükebilir.
Bireyin yaşının gerisinde bir davranış sergilemesine örnek olarak tuvalet eğitimi olan bir çocuğun stressten ötürü düzenli altına kaçırması verilebilir. Bireylerin ileri yaşlarda sorumluluk ve yüklerinden kaçması da regresyon çıktısı olabilir. Mesela yetişkin kişinin ergen birey davranışlarında bulunması, gerilemeye işaret eder.
Çocukluğa, gençliğe dönme arzusundan ortaya çıkar. Kişi içinde bulunduğu konumun verdiği stres ve sorumlulukla başa çıkamadığında; eski,stressiz ve sorumluluksuz hayata geri dönme isteği ortaya çıkar. Gerileme de karşımıza bunun çıktısı olarak gelir.
Rasyonelleştirme/ Rationalization
Rasyonalleştirme/aklı yatkın hale getirme eylemini kişi kabul edemeyeceği davranışlardan kendi duygu ve düşüncelerini korumak için yapar. Kişinin sebep ve nedenlerini kabul edemediği davranışları veya düşünceleri akla yatkın hale getirmesi bir çeşit savunma mekanizmasıdır.
Bu düşünce ve eylemler, kişiden veya başka birinden kaynaklı olabilir. Birey kendi yaptığı veya başkasının yaptığı eylemleri, rasyonelleştirmeye meyilli olur. Dışarıdan gelen bir uyarı veya açıklama ise ciddi bir dirençle karşılaşabilir.
Mesela A bireyinin annesi, A bireyinin kardeşine daha çok maddi manevi yatırım yaparken bireyin bu eşitsiz durumu kabul etmesi ve kendisi gibi yetişkin olan kardeşinin birkaç yaş küçük olduğu için farklı bir muameleye maruz kaldığını düşünmesi. Kişi, kabul edilmesi zor ve edilemez görülen durumları mental sağlığını korumak için rasyonalleştirir.
İleri durumlarda bireyi gerçeklikten ve sosyal çevredeki dinamiğin algısından büyük ölçüde koparır. Verilmesi gereken vedaları engellerken gidilmesi gereken yerlerde kalınmasına sebep olur. Kişinin sağlığını, bazen öz saygısını koruması için rasyonalleştirme yöntemini fark etmesi önemlidir.
Yüceltme/Sublimation
Yüceltme, kişinin kabul edemediği veya toplumsal yönden kabul edilmeyeceğine inandığı duygu ve düşünceleri yüceltilen bir değere dönüştürmesidir. Kişi kabul edilmeyecek türde düşüncelerini/duygularını toplumun erdemlerinden birinin arkasında gizleyerek onu yüceltir.
Misal olarak sadist bir adam var. Normal şartlarda bu adam toplumsal değerlere bir tehditken kendini askeriye adayıp sadist ve agresif yapısını kahramanlık değerleri altında yüceltir.
En basit tanımı ile olumsuz dürtüler ve düşüncelerin olumlu bir şekilde lanse edilmesidir. Birey de bu durumun bilincinde değildir. Bu şekilde kişinin imajı kendi gözlerinde de yücelir. Yüceltme mekanizması, kişiyi kendini olduğu gibi görmesinden korur. Günün sonunda çoğu kişi olumsuz sıfatlarını yüce bir dürüstlük ile kabul edip benimseyemiyor.
Karşıt Tepki Kurma/Reaction Formation
Karşıt Tepki Kurma yöntemi aralarında isminden en az anlaşılır olanı olsa gerek. Birey kendi içinde veya toplumsal hayatın içinde kabul görmediği düşünceleri ve duyguları tam tersi şekilde aktarır. Bu yöntem, kişiyi olmadığı bir insan gibi görünmeye kadar iten bir sürecin başlangıcı haline gelebilir.
Kişi bazı istek ve arzularının yargıcı haline gelebilir. Kendi düşünce ve duygularını örtüp tam tersi bir tutum sergiler. Bu durum uzun vadede depresyon ve kişililk karmaşasına sebep olur.
Mesela, Türkiye'nin toplumsal yapısında çoğu kadının başka kadınların sahip olduğu özgürlüklerin elinden alınması gerektiğini savunması Karşıt Tepki Kurma yöntemine örnektir.
Savunma mekanizmaları, gerçekliğe uyum sağlamak için veya içimizdeki dünya ile dışarımızdaki dünyada dengeyi bulmak için ilkel bir biçimde uygulanır. Kişi savunma mekanizmalarını kendini korumak için yaparken kendini incittiğini fark edemeyebilir. Birey kendini telkin ederken de adım adım ve yargılamadan yapmalıdır.
Duygu ve düşüncelerimizi kabul edebilmemiz dileğiyle!
İyi okumalar1