Geçen Yaz
Geçen yaz filmi için çarpık bir başrol bakışı
Yaktığımı sandığım herkesi ve herkesten de önemlisi, tanımadığım hislerin kaçtığım rolleri.
Görmüyorum da yalan yok hiçbirini, çok çok uzun zamanlar geçti. Bir izi de yok aslında, neden düşünür insan o kalabalığı ve pervasızlığı?
Bilmem, her gün değişiyorum.
Bazen de dediğim gibi, biraz düşünüyorum. Yaşımın küçüklüğüne veriyorum. Yaşın bazen bir önemi olmadığını biliyorum. Kendimi kandırmayı her şeyden çok yapıyorum.
Çoğu zaman vazgeçiyorum her anımdan sonra kıpkırmızıya boyanıyorum. Çocukluğumu özlüyorum, yaz tatillerindense nefret ediyorum. O kızı düşünüyorum, çok küçüğüm ben ondan.
Balkonumu özlüyorum.
Ve düşünüyorum bugün, aslında dün ve önceki gün.
Arabanın arka camından baktığım anılarımı izliyorum, sanki az önce hepsi. Ve ben sanki, hiçbir şeyin başrolü değilim.
Düşünüyorum, öylesi düşünüyorum ki umrumda bile değil hiçbiri. Ama en çok da kendim olabildiğim zamanları düşünüyorum. Alanlarımı, sınırlarımı bir gözden geçiriyorum. Sahiden olduğum zamanları bulmaya çalışıyorum.
Akıyor gözümün önüne birkaç şey ama ben çoğu zaman ellerimi falan kıpırdatamıyorum. Ellerime bakıyorum, ellerim çok küçük.
Çok doğal. Çok tuhaf.
Evin ne olduğunu düşünüyorum. Uzak kaldığımda iyi hissettiğim evlerimi özlüyorum. Büyüdüğüm yerlere hiç ama hiç gitmek istemiyorum. O kasaba bana iyi gelmiyor, orayı çok seviyorum.
Bir sürü sır hatırlıyorum. Her biri çok önemliydi o sırların, herkesi tanımlayan on yüzlerce sıfat vardı. Kafamız çok karışıktı, yüksüz olmak çok karışıktı. O kız çok ama çok güzeldi. Ben. Ben kendi kısmımı bilmiyorum. Ben sadece bendim. Zamanla daha çok ben olurum sandım, ama ben hala sadece benim.
Çok güzel şarkılar çalıyor şu anda, keşke herkese dinletebilsem.
Yalan söyledim yine, dinletmek falan hiç istemiyorum. Ben kendimi paylaşamıyorum. Aklım hala o balkonda, ben her gün onda yüzüyorum. Böyle yaparak sadece kendimi üzüyorum. Ben zaten yüzmeyi falan da hiç sevmiyorum.
Aklım o yazda, o yaz biteli dört gün oldu.