Geçicilikteki Değişim
Geçiciliği kabul eden değişiyor
İnsanlar acı yaşadıkları zaman sonraki sahneleri bir bir aklına getirir. Olay örgünüsünü zihninde kurgularken tabi bir önceki sahneleri hatırladığında bir şeyi farkeder: daha iyi olduğunu. Bunları hisseder, özler ve kendini kendisi için kıskanır.
Eski fotoğraflar ya da eski anılar bu durumu tazelerken geçici olma duygusu çok daha fazla önem kazanır.
Yaş aldıkça değiştiğini sandığımız çoğu şey aslında tecrübenin belirtisiyle hayatımızda yer alır. Yorgunluk, yüzümüzde oluşan anlamlı çizgiler, kabullenilmişlik geçici ömrümüzün habercileri olurlar.
Geçicilik, bizde önceki anıların, anda olmanın kıymetini daha da bildiren gizli bir tılsım gibi yokken de varlığını hissettiren kıymetli bir öğreti olur. Bu sebeple geçiciliği kabul edip her saniyeye minnet duymakla başlamalıyız hayatımıza aslında.
Ruhumuz yaşadığımız hayatla uyumlu olmadığı için ve sonsuzla daha iyi anlaştığı için bağ(ımlı) lanmak ve tutunmak ancak bitmeyecek olandan yana olacaktır, değişmez kuraldır bir anlam böyle.
Ayrıca geçicilik iyikiler listesini dolduran yeni değişimler de kapı açıyor, talibi olduğumuz her şey için. Karşıtlıkların oluşumuyla dengeli olmamıza da yardımcı oluyor.
Bakınca hayatımıza aslında her şey birbirine benzer yakınlıktayken her saniyenin değişime ayarladığını görebiliyoruz. Her şey değişime tabi olmasıyla değişen duygularda birbirini izler halde oluyor.
Son olarak değişim acıtmıyor aslında daha ziyade iyileştiriyor, değer katıyor. Bu nedenle teşfik sebebi olabilir mi?