Geleneksel Medyadan Yeni Medyaya Geçiş
Geleneksel medyadan yeni medyaya geçiş sağlandı.Peki en temel farkları nelerdir?
Bilgi vermek, yaymak ve bu amaçla kullanılan kitle iletişim araçlarının genel adına 'Medya' denir. Medya, tarihine bakıldığında ikiye ayrılır. Geleneksel ve yeni medya olarak. Yeni medya terimi gittikçe hayatımızda daha da yer kapamaya başlayan bir terim olduğundan sıkça tartışmalara konu oluyor. "Geleneksel medyadan daha mı iyi, avantajları veya dezavantajları neler?" gibi birçok soruya kapı açıyor. Genel olarak birazcık geleneksel medya ve yeni medya farklarından bahsetmek isterim.
Geleneksel Medya Nedir?
Kullandığımız gazete, radyo, televizyon gibi araçları kapsayan uzun bir geçmişe sahip olan medya türüdür. Bu türün en büyük özelliği iletişimin tek taraflı ve kısıtlı olmasıdır. Küçük bir kitleye hitap eder ve kitlenin geri dönütlerini incelenemez. Bu nedenle pasif kullanıcısı vardır. Gün geçtikçe televizyon izleyen birey sayısı azalıyor, eskiden bakkalarda dahi satılan gazeteleri bulmak şimdi oldukça güç istiyor. Radyo kullanan insan sayısı ise oldukça az. Tüm bunların yerine dijital medya, platformlar veya bazı web siteleri kullanılıyor.
Yeni Medya Nedir?
Yeni medya ise gazetenin, televizyonun yerini sosyal medyaya, dijital platformlara bıraktığı medya türüdür. Web 2.0'a geçilmesiyle yeni medya adım adım hayatımıza yerleşmeye başlamıştır. İnstagram, Facebook, X, YouTube, Spotify, Tiktok, Netflix... Bugün sıkça kullandığımız platformlar yeni medyaya dahildir.Gazetelerdeki haberler yerini dijital gazeteciliğe bırakmıştır. Radyolar yerini sesli uygulamalara bırakmıştır. En önemli özelliği geleneksel medyanın tersine çift taraflı etkileşim yaşanmasıdır. Kullanıcıların anlık geri dönütler yapabilmesi ve bunların hızlıca ulaşabilmesidir. Dünyanın dört bir tarafından insanla etkileşim kurabilmek, iş ağı oluşturabilmek, anlık kitlelelere ulaşabilmek avantajlarındandır.
İki medya arasındaki en büyük fark kitle büyüklüğü ve ulaşma hızıdır. Bugün birçok insana sorduğumuzda uyandığında ilk yaptığı şey televizyonu açmak değil, telefonunu eline almaktır. Haberlere ve Dünya'da olup bitene telefon aracılığıyla anında ulaşmaktadır. Çoğu birey bunun daha kolay, erişilebilir ve hızlı olduğunu düşünüyor. Gazeteci ve habercilere sorulduğunda ise bir kesim kendi yazılarını ve haberlerini dokunarak görmek ve okumanın daha güzel hissettirdiğini vurgulamıştır. Ancak bir gerçek ki takip ettiğimiz çoğu gazeteci ve yazar şu anda dijital medyada işler yapıyor ve büyük kitlelere ulaşıyor. Anlık olarak Dünya'nın dört bir yanından insanlara ulaşabiliyorlar. En güzel yanı ise bunu çok kısa bir sürede yapabiliyorlar.
Bugün, televizyondan izlenen çoğu dizi ve film yerini dijital platformlara bırakmıştır. Hatta bu sebeple sinemaya gitmeyi tercih etmeyen bir kitle bile doğmuştur. Reyting skorları, dijital platformlardaki tıklanma, beğenme, abone olma veya takip etme kriterlerine göre belirlenmeye başlamıştır. Aylık veya yıllık olarak ödediğiniz ücretler ile birçok platformdan yüzlerce dizi, film, belgesel izleme imkanına erişiyorsunuz. Bunlar bu kadar yaygınken insanlarda neden televizyon izleyeyim, gazete alayım düşünceleri doğuyor. Ancak bu kadar güzelliğin yanında dezavantajları da var. Yeni medya, zaman kavramımızı o kadar hızlı ilerletiyor ki sabır süremiz kısalıyor diyebilirim. Yapılan araştırmalarda sosyal medya ve dijital platformlarda sıkça vakit geçiren bireylerde her şeye anında erişme isteği ve odaklanma problemleri öne çıktığı görülmüştür. Odak süresinin gün geçtikçe kısaldığı gözlemlenmiştir. Elbette, yeni medyaya geçişin hayatımızdaki etkileri görecelidir. Hatta belki de bize bağlıdır. Ölçülü kullandığımız takdirde hayatımızdaki zararlarını azaltabilir, faydalarını arttırabiliriz.