Neden İngilizce Öğrenemiyoruz?

Türkiye'nin geneline baktığımızda, insanlarımızın İngilizce'yi bilmediğini, bildiğini düşünenlerinse garip bir şekilde konuşmakta ciddi zorluklar yaşadığını görüyoruz. Öyle ki; "Söylenenleri anlıyorum ama konuşamıyorum" şeklinde cümleleri duymaya oldukça alıştık. Peki bunun nedenleri neler olabilir?

Çocuklarımıza, gençlerimize ilkokul, lise ve üniversite eğitimleri boyunca bir "ders" olarak İngilizce öğretiliyor, öğretilmeye çalışılıyor fakat çoğu zaman bir "ders" olmaktan öteye geçilemiyor. Öncelikle Türkçe'yi nasıl öğrendiğimizi bir düşünelim. Hiçbirimiz dilimizi öğrenirken önceliğimizi dil bilgisinden yana tutmadık. Bebekliğimizden itibaren bu dil ile birlikte yaşayarak, duyarak öğrendik ve aslında bir nevi duyduklarımızı taklit ettik. Bunun yerine, anne ve babanızın sizlere çocukken; "Cümlenin fiilini yanlış yerde söyledin" gibi ithamlarda bulunduğunu veya karşınızdaki ile konuşabilmenizden çok, her cümlenizin kusursuz olmasını önemsediklerini bir düşünün. Sizce de Türkçe'yi öğrenme süreciniz yavaşlamaz mıydı? Günümüzde, öğrencilerimize verilen "dil eğitimi" ne yazık ki sadece bundan ibarettir.

Ülkemizdeki İngilizce eğitimini veren kurumlar, kişiler, ne yazık ki bir dilin asıl amacının iletişim olduğunu unutmuş vaziyetteler. Öğrencilerimize bir dili kalıp halinde, formüller ile öğretmeye çalışıyor, sadece derslerini geçmelerini önemsiyorlar. Haliyle öğrenci sadece kendi ihtiyacı olan belli förmülleri ezberleyerek dersini geçiyor fakat herhangi bir şey öğrenemiyor.

Dil bilgisinin önemsiz olduğunu elbette düşünmüyorum. Aksine bir dilin en elzem ikinci şeyi dil bilgisidir. Birincisi ise konuşabilmek, iletişim kurabilmektir ki bir dilin amacı da budur. Yukarıda sizlere bahsettiğim sorunların çözülebilmesi için yeni bir yöntem izlenmeli, öğrencilerimiz derslerde konuşmaya daha fazla teşvik edilmelidir. Unutmayın ki bir dilin asıl amacı iletişimdir.