Gestalt Kuramı Nedir?
Gestalt Kuramına göre bütün, parçaların toplamından farklı bir anlam ifade etmektedir. Bu bağlamda birey bütünleştirerek algılar.
Gestalt ilkesi ya da diğer adıyla Gestalt kuramı, psikolojik ve algısal süreçlerin incelendiği bir terimdir. Bu kavram ilk olarak yirminci yüzyılın ilk yarısında Almanya’da öne sürülmüştür. Gestalt terimi, Almanca’da ‘’şekil’’, ‘’form’’ veya ‘’bütünsellik anlamına gelir.
Gestalt kuramı, nesneleri veya deneyimleri anlamlandırma şekillerimizi anlamaya yönelik düzen ve bütünsellik katmayı amaçlar.
Gestalt ilkesi, insanların nesneleri ve sahneleri birbirinden ayırmak yerine onları bütünsel bir biçimde algılanmasını . Bu algı bütünsellik ve düzenin, diğer unsurların toplamından daha fazla olduğunu savunur.
Bazı temel Gestalt ilkelerinden bahsedecek olursak;
1.Benzerlik İlkesi: Benzer görünen unsurların bir arada gruplandırılma eğiliminde olduğu ilkedir. Örneğin, aynı renge veya aynı şekle sahip nesneler bir arada algılanabilir.
2. Yakınlık İlkesi: Yakın bir konumda bulunan unsurların bir grup olarak algılandığı ilkedir. Nesneler arasındaki fiziksel mesafe veya yakınlık, algısal olarak birliktelik hissini oluşturabilir.
3. Tamamlama İlkesi: Kesik veya eksik bir şeklin, insanlar tarafından tamamlanmış bir bütün olarak algılanma eğilimidir. Algılayıcı, eksik veya kesik kısımları kendi zihinsel yapısıyla tamamlar.
4. Süreklilik İlkesi: Bir desen veya nesnenin düzenli bir şekilde akışını takip etme eğilimidir. Kesintisiz bir hareket veya desen, insan algısında daha kolayca işlenebilir.
5. Figür-Zemin Ayrımı: Bir nesnenin bir arkaplan veya çevre ile ayrımını yapma yeteneğine dayanan ilkedir. Bir nesne veya şekil diğerinden ayrılabilir ve bu ayrım insanların hangi nesnenin veya şeklin öne çıktığını belirlemesine yardımcı olur.
6. Ortak Kader İlkesi: Aynı yönde hareket eden nesnelerin veya unsurların bir grupta algılanma eğilimidir. İnsanlar, aynı yöne hareket eden nesnelerin birbirleriyle ilişkilendirilmiş olduğunu düşünme eğilimindedirler.
Sonuç olarak Gestalt kuramı nesnelerin ve deneyimlerin insanların algısını nasıl düzenlendiğini anlamak açısından öneme sahiptir. Bu ilkeler kapsamında insanlar gördükleri karmaşık görüntüler ve deneyimlerden hızlı ve anlamlı sonuçlar çıkarabilirler.