Gine'de Petrol Sızıntısı Hasır Altı Ediliyor

2010'da Meksika Körfezinde BP'nin 4 milyon varillik petrol sızıntısı haklı olarak aylarca dünya çapında manşetlerde yer aldı. Ancak yapılan araştırmalara göre Batı Afrika'da Gine Körfezi'nde 2002 ve 2012 yılları arasında gerçekleşen sızıntıların yanında gölgede kalıyor. Durumun daha da korkunç kısmı bu süregelen sızıntının haberlerde ve raporlarda eksikliği ve devamlı olarak bahsedilmekten ve temizlenilmekten kaçınılması.

Batı Afrika kıyılarında çekilen neredeyse dört bin resim üzerinden yapılan araştırmalara göre araştırmanın odaklandığı 10 yıllık süre diliminde, çoğunlukla petrol taşıma varillerinden ve petrol çıkarma platformlarından kaynaklanan 18,063 adet petrol tabakası bulunduğu ortaya çıktı. Resimler doğal olarak topraktan sızan petrol ile beşeri nedenlerle denize saçılan petrol sızıntıları arasındaki farkı belirleyebilecek kadar detaylı olmakla beraber, büyük çoğunluğunun petrol şirketleri nedeniyle oluştuğu sonucunu ortaya koydu.

Sızıntıların büyük olanları Shell gibi şirketler için bazı para ve işlem cezalarıyla sonuçlanmış olsa da bunların hiçbiri şirketin pratiklerini değiştirmek veya sızıntının önlenebilmesini sağlamak için yeterli gelmedi. Aynı zamanda ceza kesilen sızıntılar yalnızca büyük ve kıyıya ulaşanlardı, bu da demek oluyor ki kıyıya ulaşmayan sızıntılar büyük çoğunlukla rapor edilmemeye ve yetkili mecralara taşınmamaya devam etti.

Yapılan araştırmaya göre sızıntıların en vahim olduğu zaman dilimi 2008'de gözlemlendi. Gine Körfezi'nde 1000 kilometre kareye yakın bir yüzeyi kaplayan petrol sızıntısı sonucunda Nijerya en yoğun ve en fazla etkilenen ülke oldu. Birleşmiş Milletler'e göre Nijerya'nın su kirliliğini temizlemek 30 yıl sürer ve milyarlarca dolara mâl olur. Nijerya hükümetinin, sızıntıları petrol şirketlerinin açıklamasına ihtiyaç duyması nedeniyle, açık denizdeki sızıntıların ciddiyeti hakkında daha az bilgi var. Şirketler çoğu zaman sızıntılar hakkında temizleme çalışmaları için para harcamamak ve imajlarının zarar görmemesi için bu felaket hakkında sessiz kalıyor. Araştırmalara göre Nijerya da bu sızıntıları takip edebilecek altyapıya sahip değil. Geçmişte bu amaç için özel şirketler görevlendirilmesine rağmen onların da yalnızca sızıntıların kıyıya yaklaştığı ve medyanın ilgisini çekeceği zaman bildirdikleri söyleniyor. Sızıntılar kıyıya yanaştıklarında da hem bölgedeki ekosistem hem de topluluklar için artık önlenmesi imkansız bir felaket anlamına geliyor.

VisioTerra tarafından incelenen bilgi ve görüntüler 2012'ye kadar olsa da o günden bu güne durumun iyileştiği düşünülmemekte. İlgili yönetim organları tarafından şirketlerin çevre koruma yasalarına uyumları kontrol edilmediği sürece Gine Körfezi mağdur olmaya devam edecek.