Gisele Pelicot Davası

“Utanç duyması gereken biz değiliz, onlar”

20 Aralık 2024’de sonuçlanan davaya kadar bende dahil birçok insan Gisele’i ve hikayesini bilmiyorduk. Peki nasıl tanıdık?

Gisele Pelicot, 2011-2020 yılları arasında, eski eşi Dominique Pelicot tarafından uyutularak tecavüze uğramış ve en az 83 erkeğin saldırısına maruz kalmıştır. Bu durum, Dominique Pelicot’un 2020 yılında bir süpermarkette kadınların etek altı fotoğraflarını çekerken yakalanmasıyla ortaya çıkmıştır. Polisin evde yaptığı aramada, Gisele’in baygın halde tecavüze uğradığı görüntüler bulunmuştur.


Yargılama Süreci ve Kararlar

2024 yılında Avignon'da görülen davada, Dominique Pelicot ve diğer 50 sanık yargılanmıştır. Gisèle Pelicot, kimliğinin gizli tutulması hakkından feragat ederek duruşmaların kamuya açık yapılmasını talep etmiştir. Mahkeme, Dominique Pelicot'yu ağırlaştırılmış tecavüz suçundan 20 yıl hapis cezasına çarptırmıştır.

Mahkeme sürecinde sanıklardan 46'sı tecavüz, 2'si tecavüze teşebbüs ve 2'si cinsel saldırı suçlarından çeşitli hapis cezalarına mahkûm edilmiştir. En genç sanık olan 30 yaşındaki Charly Arbo, ağırlaştırılmış tecavüz suçundan 13 yıl hapis cezası almıştır.

Gisèle Pelicot, mahkeme sürecinde kimliğinin gizli tutulmasını reddetmiş ve duruşmaların kamuya açık yapılmasını talep etmiştir. Bu cesur tutumu, tecavüz mağdurlarının utanmaması gerektiğini vurgulayarak, “Utanç duyması gereken biz değiliz, onlar” diyerek Fransa'da geniş çaplı kadın hakları tartışmalarını alevlendirmiştir.


Ayrıca, diğer mağdurlara cesaret vermek amacıyla, “Tecavüze uğrayan tüm kadınların ^Madam Pelicot bunu yaptı, ben de yapabilirim^ demesini isterim. Artık utanmalarını istemiyorum” sözlerini kullanmıştır. 

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Gisele’e teşekkür ederek “Adına çileye göğüs gerdiğiniz bu adalet sözü için başınız dik” demiştir.

Davadan sonra Gisele “Toplumun gerçekten neler olduğunu görmesini sağlamak istedim ve bu kararımdan asla pişman olmadım. Artık, kadınların ve erkeklerin birlikte uyum, saygı ve karşılıklı anlayış içinde yaşayabileceği bir geleceği kolektif olarak inşa etme kapasitemize inanıyorum” sözleri ile duygularını dile getirmiştir. 


Dava, Fransa'da tecavüz tanımına "rıza" kavramının eklenmesi ve cinsel suçlarla ilgili yasal düzenlemelerin gözden geçirilmesi gibi konularda önemli tartışmalara yol açmıştır. Kadın hakları savunucuları, verilen cezaların yetersiz olduğunu belirterek daha ağır yaptırımlar ve yasal reformlar talep etmektedir.

Tecavüze uğrayan kadınların sesi olduğu için Gisele’e ben de teşekkür etmek istiyorum. Tecavüz mağdurları yıllardır utandıkları, öldürülmekten korktukları ve toplumdan dışlanmaktan korktukları için susmayı tercih ettiler. Suçlular ise hiçbir şey olmamış gibi hayatlarında devam ettiler. Kadınlar yıllarca psikolojik olarak bu konuda mücadele veriyorlar bazıları hayatlarına devam edemeyeceklerini düşünerek intihara girişiyorlar. Ne kadar insan dışı kötü bir olay değil mi? Özellikle Türkiye’de tecavüze uğrayan kadınların çoğuna “rızası var” iğrenç cümlesini kuracak kadar kötü kalpli insanlar var. Gisele’in bu cesareti sadece bir başlangıç. Umarım bu davadan sonra sesini duyurmak isteyen tüm kadınların sesi oluruz ve bir daha böyle olayların şahidi olmak durumunda kalmayız. Tüm suçluların en ağır cezaları aldığı günleri görmemiz dileğimle...