Goethe'nin İslam Sevgisi

Goethe, Batı dünyasında İslam’a duyduğu saygı ve hayranlıkla dikkat çeken nadir düşünürlerden biridir. Peki bu sevginin altında ne yatıyor?

Johann Wolfgang von Goethe, 1749’da Almanya’nın Frankfurt kentinde doğmuş edebiyat, felsefe ve bilim alanlarında büyük katkılar sağlamış bir düşünür ve yazardır. Avrupa’nın en önemli edebiyatçılarından biri olarak kabul edilen Goethe, özellikle Genç Werther’in Acıları, Faust ve Doğu-Batı Divanı gibi eserleriyle tanınır. Edebiyatın yanı sıra doğa bilimleri ve anatomi gibi alanlarla da ilgilenmiş, sanat ve bilimi birleştiren çok yönlü bir figür haline gelmiştir.

Goethe’nin önemi yalnızca edebi dehasıyla sınırlı değildir. Aynı zamanda dünya kültürlerine olan ilgisiyle de dikkat çeker. İslam’ın birleştirici ve evrensel ilkeleri, onun hümanist dünya görüşüyle uyuşur. Özellikle Doğu kültürüne ve İslam’a olan merakı, onun eserlerine yansımış, farklı inançları ve felsefi düşünceleri araştırarak kendine özgü bir dünya görüşü geliştirmiştir. Goethe’nin evrensel düşünce yapısı bir çok soruya ve yanlış anlaşılmaya neden olmuştur.

1819’da yayınlanan Doğu-Batı Divanı, büyük ölçüde İranlı şair Hafız’ın şiirlerinden esinlenerek yazılmıştır ve Doğu ile Batı arasındaki kültürel etkileşimi yansıtan önemli bir yazı olarak kabul edilir. Goethe, İslam’ı incelerken Kuran’ı da dikkatle okumuş ve ondan derin bir şekilde etkilenmiştir. Hatta Doğu-Batı Divanı'nın birçok bölümünde İslami öğelere yer vermiştir. Batı'nın kirlendiğini Doğu'nun ise saf ve temizliğiyle var olduğunu anlatır. Hatem Şiiri adlı eserinde, kendisini peygamberin takipçisi olarak görmüş ve İslam’ın tevhid anlayışına olan saygısını dile getirmiştir. Ayrıca Goethe, Hz. Muhammed’e duyduğu hayranlığı dile getiren şiirler de kaleme almıştır. Mahomet’s Gesang adlı şiirinde, Hz. Muhammed’i bir nehir metaforuyla anlatır ve onun ilahi bir lider olarak yükselişini aktarır.

Goethe’nin eserlerinde yer verdiği İslami referanslar, onun Müslüman olup olmadığı sorularını akla getirir. Ancak bu konu hakkında net bir bilgi yoktur. Sadece, Goethe'nin bu dini, yalnızca bir inanç sistemi olarak değil aynı zamanda bir bilgi kaynağı ve ahlaki rehber olarak da gördüğü söylenebilir.