Bir Sürgün Hikâyesi: Cem Sultan

Cem Sultan, Fatih Sultan Mehmet ve Çiçek Hatun’un oğludur, 1459’da Edirne’de doğmuştur. Bir şehzade olarak doğduğu için eğitimleri küçük yaşta başladı ve en iyi hocalardan dersler aldı. Arapça, Farsça, Rumca ve İtalyanca dillerini öğrendi. 1469'da Kastamonu Sancak Beyliğine gönderildi. 1474’te Şehzade Mustafa’nın ölümü üzerine Karam valiliğine gönderildi.

Ağabeyi 2. Bayezid ile yaşları ilerledikçe taht için mücadeleye başladılar. 1481’de fatihin ölümü üzerine 2.Bayezid tahta çıktı ama Cem Sultan bundan memnun olmadı ve tahtın kendine ait olduğunu iddia etti. 2.Bayezid tahta geçmiş olsa da kardeşlerin arasındaki taht kavgası bitmedi. Cem Sultan ağabeyini Bursa’da mağlup ettikten sonra kendini Anadolu’nun padişahı ilan etti. Maalesef bu durum kardeşler arasında uzun bir süre devam etti ve Cem Sultan Anadolu’da mücadelesine davam edemedi ve Rodos Şövalyelerine sığındı. Rodos Şövalyelerinden sonra Villefranche gitti orada da çok uzun kalmadı ve oradan Fransa’ya götürüldü. Bu arada Avrupalılar Cem Sultanı üzerinden Osmanlı Devleti’ne baskı yapıyorlardı. Cem Sultan bu oyunları fark ettikten sonra Avrupa’dan ayrılıp Mısır’da bulunan ailesinin yanına gitme planları yaptı. Cem Sultan Mısır'a ailesinin yanına gidemedi ve esir hayatına daha fazla dayanamayan Cem Sultan 25 Şubat 1495’te 36 yaşında vefat etti. Sürgünlerle geçen hayatı ölümü ile de bitmedi cenazesi 2 yıl sonra Anadolu’ya getirilebildi ve Dedesi Sultan Murad’ın yaptırdığı Bursa’daki Muradiye Camii’nin avlusuna defnedildi.

Devletin başına geçme hırsı sadece Cem Sultanın sürgünlerle geçen bir hayat yaşamasına ve sürgünde ölmesine sebep olmadı onun bu hırsı ailesinin de kötü ve acılı bir hayat yaşamasına neden oldu. Anadolu’dan ayrıldıktan sonra 3 yaşındaki oğlu 2.Bayezid tarafından boğduruldu, küçük oğlu Rodos’a götürüldü ve orada Hristiyan oldu ve Cem adını verdiği oğlu ile 1522’de Rodos’un fethi ile idam edildiler, Kahire’de olan annesi vebadan dolayı vefat etti, kızı ise Kayıtbay’ın oğlu Mehmet ile evlendirildi.

Cem Sultan sadece bir şehzade değildi aynı zamanda bir şairdi. Konya’da bulunduğu dönemde şair meclislerinde bulunmuştur. Şehzadenin kendi adıyla birlikte Cem şairleri olarak anılan Kandî, La'lî, Sehayî, Sa'dî, Haydar Çelebi, onu girdiği taht kavgasında ve esaret günlerinde de yalnız bırakmayarak vefa borçlarını yerine getirmişlerdir. Cem Sultan ne kadar sürgünlerle geçen bir hayat yarasada şairlere ve şiirlere çok değer vermiş ve onları korumuştur.