Günlük Hayatta Kullandığımız Bazı Kelimelerin Kökenleri

İNTİZAR, TAHAMMÜL ve ISTIRAP KELİMELERİNİN KÖKENİ ve NASIL ANLAM KAZANDIĞINA DAİR

TAHAMMÜL, İNTİZAR ve ISTIRAP


İNTİZAR

Çok beklemek, göz'lemek.

Kelimenin kökü: Nazara (-nun-zı-ra). Nazar etmek, bakmak anlamındadır.

Vezni (kalıp diyebiliriz): İftial baabıdır. Yani, kök üç harften n'nin başına "i"(hemze-i vasıl denir), sonrasına esre ile yani i sesi ile "t" getirilir. nazar olur intizar.

Bu vezinde gelen kelimelerde failin* gayreti vardır.

Mesela kisbetmek kazanmak manasına gelirken, iktisab etmek çok çalışıp, çabalayıp kazanmak anlamı alır. Yani nazar bakmak iken, intizar çok bakmak, gayretle beklemek demektir. Gözlemek anlamı bundandır.

Yine bir fiil normalde özne alırken, aynı özne bu vezinde nesne olur.

Misal: "ben sana baktım." cümlesinde 'sana' * nesne iken,

Misal: "sen beklendin"e evrilir cümle ve burada 'sen' özne olur.

Kim tarafından sorusuna verilecek cevap, gizli öznedir ama her halükarda kelimenin muhatabı iki kişidir.

Not: intizar kelimesi arapçada hem beklemek hem bakmak olarak kullanılırken, Türkçede beklemek, yolunu gözlemek anlamında kullanılır.

Nazar değdi dediğimiz zaman bu göz değmesi anlamındadır. Genelde kem gözle bakmak olarak algılanır ve yaygın kullanımı budur fakat sevgi ile bakıldığı takdirde de nazar değmesi söz konusudur ve bu yüzdendir ki çocuğa en çok anne ile babanın nazarı değer denilir.

Aslında nazar boncuğu (evil eye) takmanın mantığı da bundandır. kişinin dikkatini çekerek, bakıştan gelen kötü veya iyi enerjinin kendisine isabet etmesi umulur. aynı şekilde eskiden, insanların aynı amaçla, çocuğun yüzüne kara çaldığı da bilinir.

Fantastik evrenlerde ve efsanelerdeki basilisk ve Medusa'nın da, gözlerine bakan canlıları taşlaştırmasına atıfta bulunabiliriz.


ISTIRAP

1. Çarpışma

2. İç çatışma ve sıkıntı içinde olma.

Yine elimden geldiğince anlatayım;

Öncelikle, intizar kelimesini anlatırken değinmiştim ama tekrar hatırlatayım:

İftial vezninden gelen kelimeler nesne almaz.

Sonra kelimenin köküne bakalım: Darabe (Harfler: -1 dat -2 rı -3 be)

Lügatta dövmek anlamındadır. (Darp etmek.)

Dat harfi Türkçedeki ze ve de harflerini karışımını andıran bir sesle okunur. O yüzden darabe yerine, zarabe yazacağım.

Arapçadaki söylenilişi 'ızdırab'dır.

İftial veznine (kalıp diyebiliriz) uygun şekilde geldiği zaman ıztırab olur.

Bu vezinde, eğer kök kelimedeki* ilk harf 'sad', 'dat', 'tı', 'zı', '' harflerinden biri olursa, iftial vezninin 'te'si, 'tı'ya dönüşür.

'Te' bildiğimiz te gibi okunurken, 'tı' türkçedeki de'nin daha kalını gibi ve üzerine bastırarak, vurgulu okunur; -ıztırab- olur -ızdırap-.

Şimdi iç çarpışma, sıkıntı anlamlarını nasıl alır bunu açıklamaya çalışayım:

Zarabe dövmek demiştik ve iftial babının nesne almadığını da söyledik. Bu durumda ortada dövülecek biri olmadığına göre, kişinin kendisiyle bir kavga içinde olduğu, kendisinin dövülmekten meydana gelen acıyı hissettiği anlamını çıkarırız.

Kelimenin son hali 'i z ti r a b' oldu ama türkçeye ıstırap olarak geçmiş. Bununla ilgili tahminim; yukarıda anlattığım harflerin değişmesi ile ilgili kural uygulanmamış ve dolayısı ile 'te' harfi değişmemiştir. 'Te' ve 'se' harflerinin ağızdan çıkış yerleri birbirine daha yakın olduğundan kök fiilin ilk harfi 'se'ye dönmüş, ve baştaki 'i' ile 'te' harfinin 'i'si, büyük ünlü uyumundan dolayı 'ı' olmuş. Son harf olan 'b' ise, b c d g ile biten kelime olamayacağından, türkçeye 'p' olarak geçmiştir.


TAHAMMÜL

Dayanmak, katlanmak.

Kök fiil olan hamele taşımak, yüklenmek anlamındadır. Tefe'ul vezninden çekimlenince tahammül kelimesi türemiştir.

-Normalde nesne alan kelime bu vezinden geldiği zaman almaz.

Not: Arapçada nesne alan fiillere müteaddi fiil, nesne almayanlara ise lazım fiil denir.

Tefe'ul vezninden gelen kelimelerde, zorluk, çalışma, uğraşma anlamları vardır.

Mesela: "Alime", bildi demek iken, aynı fiil bu vezinde "tealleme" şeklinde geldiği zaman öğrendi demektir.

Hamele taşımak anlamına gelirken, tahammül sabrederek, çokça, zor olsa da, yani; bir derdi, bir sıkıntıyı, bir güçlüğü taşımak demektir. Dayanmak, katlanmak anlamını da bu şekilde alır.

-Hamele demişken ayrıca; hamil taşıyan erkek, (hamiline çek yazmak), hamile taşıyan kadın demektir. hamile sözcüğünün yüklü, gebe anlamında kullanılması da bu şekildedir.