Her Bakımdan Yetersizler: Kompleks Teorileri

Bihter Ziyagil'in kişiliğine kompleks teorileri ışığında bir bakış.

‘Tabii siz anneleri tarafından size emanet edilen çocuklara her bakımdan yetersiz gördüğünüz bir kadının annelik etmesine şiddetle karşısınız ama…’ Bu cümleyi 2008-2010 yılları arasında yayınlanan Aşk-ı Memnu dizisinden hatırlıyorsunuzdur. Matmazel’ in günlüğünü gizlice okuyan ve okuduktan sonra imalı bir şekilde yemek masasında Bihter Ziyagil tarafından söylenmiş meşhur bir cümleydi. Bu cümle o zamanlar büyük bir yankı uyandırmıştı izleyici kitlesinde. Kimse Bihter’in böyle bir cümle kuracağını bilmiyordu; hatta senaryo gereği annesi Firdevs Hanım bile şaşırmıştı. Peki, Bihter Ziyagil gibi bir karakter; Adnan Ziyagil’ in eşi, genç, güzel, eğitimli biri; neden bu kadar alınmıştı veya niçin kafasına takmıştı Matmazel’ in bu lafını?

Bildiğiniz üzere Bihter karakteri, babasına çok düşkün bir karakter olarak yazılmıştı. Annesinin babasını aldatması sonucu kalp krizi geçirip ölen babasından hep annesini sorumlu tutuyordu. Ne kadar ‘severek evlendim’ tarzı cümleler kursa da Adnan ile bilinçaltında annesine güttüğü kin, elektra kompleksinin vermiş olduğu hisler ve aşağılık kompleksi yüzünden evlenmişti. Çünkü kendisini yetersiz görüyordu ve babasını özlüyordu. Pek de iyi bir üne sahip olmayan Firdevs karakterinin, kendisini hep gölgelediğini düşünüyordu ki ilk bölümlerde bunu açık açık dile getirdiği bir sahne de vardı hatırlarsanız. ‘Adnan beni seviyor, seni seçmedi beni seçti, her bakımdan kurtuluşum olacak, artık Firdevs Yöreoğlu’nun kızı değil; Adnan Ziyagil’in karısı olarak anılacağım…’ tarzında cümlelerle annesine ondan utandığını söylemiş, hem annesine hem de biz seyircilere annesini düşmanı gibi gördüğünü hissettirmişti.

Her ne kadar annesine inat bir imaj yaratarak evlendiğini düşünsek de, aslında bir taraftan da gerçekten seviyordu Adnan’ı. Çünkü Adnan Ziyagil tam bir aile babasıydı; yani Bihter, kendi içindeki baba özlemini bilinçaltında Adnan ile gideriyordu. Gerçekten âşık olmuş olsa da inkâr edemeyiz ki Adnan’ı babası yerine koyuyor; hem özlem gideriyor, hem de düşman gibi gördüğü annesinden intikam alıyordu. Yani Freud’un elektra kompleksine göre 3-6 yaş arasında yaşanan, kız çocuklarının babaya aşırı düşkün olup annesini kendisine rakip olarak görme durumunu Bihter hâlâ yaşıyordu. Karakterin psikopatolojilerinden biridir bu kompleks; hatta kitabın/dizinin oluşmasında büyük rolü olan bir durumdur. Adnan’a duyduğu sevgi bağını ve Adnan’ı severken neden Behlül’e kendini kaptırıp gittiğini de şöyle açıklayabiliriz.

Stenberg, aşkta üç farklı boyutun olduğunu ileri sürmüştür. Bu boyutlar; bağlılık (commitment), yakınlık (intimacy) ve tutkudur (passion). Bu üç farklı boyutun birbiriyle farklı düzeylerde ilişkileri sonucu da sekiz farklı aşk tipi oluşur. Bu aşk tipleri ise; aşkın hiç olmadığı (non-love; no commitment, intimacy or passion), beğenme (liking; only intimacy, but no passion or commitment), kara sevda (infatuation; only passion, but no intimacy or commitment), boş aşk (empty love; only commitment, but no passion or intimacy), aptal aşk (fatuous love; commitment on the basis of passion, with no true intimacy), dostça aşk ( companionate love; both commitment and intimacy, but no passion) romantik aşk (romantic love; both intimacy and passion, but no commitment) ve tam aşktır (consummate love; all commitment, intimacy and passion). Stenberg’in bu dediklerinden yola çıkarak, Bihter’in Adnan’a olan aşkı ilk başlarda dostça aşktır. Fakat sonradan genç ve güzel bir kadın olarak tutkuyu Behlül’de keşfedince zaman içinde Adnan’a olan aşkı yavaş yavaş kaybolur (non-love) çünkü annesinden intikamını almıştır. Zamanında Adnan ile evlendiği için Adnan, Firdevs’e hiçbir zaman hiçbir şekilde aşk besleyemeyecektir. Yani bir yerde elektra kompleksi kaybolmuştur. Bu kaybolan aşkı da Behlül’de tutkuyu keşfettikten sonra aptal aşk (fatuous love) olarak yeşerir. Bunu zaten Firdevs’in Bihter’e bir süre sonra sürekli ‘Aptal!’ diye seslenmesinden de çıkarabiliriz. Dizide bu sesleniş sadece öylesine yazılmış bir sesleniş değildir; gerçekten de Türkçesi aptal aşk olan bir aşk şekli yaşandığı için Firdevs karakteri, Behlül-Bihter ilişkisi konu olunca kendi kızına ‘Aptal!’ der. 

Zaman geçtikçe Firdevs’in ‘kızını korumak için’ yaptığı oyunlar neticesinde ortaya çıkan Nihal-Behlül ilişkisi itibariyle Bihter iyice nevrotik bir imaj sergilemeye başlar. Elektra kompleksi tekrar baş gösterir ve Bihter tekrar her şey için annesini suçlamaya ve onu düşmanca görmeye döner. Bir yandan zaten gerçek aşkı bulduğunu sandığı Behlül, onu üvey kızıyla aldatıyordur; bir yandan gerçek hislerini sürekli saklayarak yaşamaya devam ettiği için Bihter yavaş yavaş kendini kaybetme aşamalarına geçiş yapar. Dizinin sonlarında doğru yine kendini aşağılık kompleksine ve aşka kaptırır. Yani Matmazel haklı çıkmıştır. Bihter gerçekten her bakımdan yetersiz birine dönüştüğü için kendini ve çevresini suçlamaktan, Behlül yenilgisinden, komplekslerinden kaçamaz ve bunlarda boğulurken en sonunda kurtuluşu intiharda bulur ve canına kıyar. Yani son sahnedeki intihar aslında sadece aşkla ilgili değildir. Bihter’in kişilik bunalımları zaten onu çoktan öldürmüştür. İntihar ederek sadece bedeninin fişini çeker.