Hollywood'un Algı Yönetimi: Türkiye Üzerindeki Etkisi
Amerikan Film Endüstrisi ve Türkiye'nin Algılanmasındaki Rolü
Amerikan film endüstrisini temsil eden Hollywood, sinema alanında kurduğu hakimiyetle tüm dünyayı etkileme gücünü elinde bulunduran bir merkezdir. Bu derece baskın bir gücün, kişilerin algıları üzerinde rol oynaması da kaçınılmazdır. Öyle ki sektörün üzerimizdeki tesiri nesnel olarak kabul görmüş ve Hollywood Effect (Hollywood Etkisi) olarak adlandırılmıştır.
Hollywood Etkisi
Hollywood ürünlerinin günlük yaşantımız üzerindeki etkisine, bizleri yönlendirme ve algımızı değiştirme biçimine, Hollywood Etkisi denmektedir. Endüstriyi elinde bulunduranlar, kişilerin tutum, düşünce ve davranışlarını kendi istedikleri şekilde yönlendirmek amacıyla çeşitli mesajları dünyaya iletirler. Sinema aracılığıyla iletilen bu mesajlar, belirli konular, kişiler, ülkeler veya kültürler hakkında genel yargıların oluşmasına yol açarak bireylerin zihnine belirli algıları yerleştirir hatta toplumları şekillendirir.
Elbette Hollywood'un elinde bulundurduğu bu güç Amerika'ya hizmet eder. Bizlere iletilen, algımızı etkilemeye yönelik tek yönlü mesajlar, sinema sektörünün gücünü elinde bulunduran Amerika'nın çıkarlarını uygulaması ve kusursuz bir imaj oluşturması için bir aracıdır. Buna örnek olarak "Güçlü Amerika" algısı yaratma çalışmalarını gösterebiliriz. Hollywood yapımı film veya dizilerde genelde büyük bir sorun veya bir savaş olduğunda kurtarıcılar hep Amerikalı karakterlerdir. Dünyayı kurtaran, iyilik emsali olan, güvenilir olan hep Amerika'dır. Kötü olanlar ve mücadele edilmesi gerekenler ise elbette Amerikalı kahramanlara karşı olanlardır.
Kişiler, bu imaj çalışmaları kapsamında belirli mesajlara sürekli maruz bırakıldıkları takdirde verilen mesaj daha kabul edilebilir hale gelir. Üstelik bu mesajlar direkt olarak verilmek yerine filmler aracılığıyla üstü kapalı bir şekilde verildiğinde bilinçaltına etki ederek bireyin konu hakkındaki düşüncelerini yönlendirebilir.
Hollywood ve Yarattığı Türkiye Algısı
Hollywood sinemasının algı çalışmaları sadece Amerika'yla sınırlı kalmaz, farklı kültür ve toplumlara yönelik imaj oluşturma çabaları da oldukça yaygındır ve bu çalışmalar elbette Amerika'nın çıkarları çerçevesinde gerçekleştirilir. Türkiye, bu imaj yaratma çalışmalarından payını alan ülkelerden biridir. Günümüzde Hollywood sinemasında yansıtılan haliyle Türkiye, olayların geçtiği mekanlardan kullanılan otomobillere kadar hiç gelişmemiş ve adeta 20'nci yüzyılda sıkışıp kalmış gibidir. Ayrıca halk arasında "fakir ülke efekti" şeklinde alay konusu olan kirli sarı filtrenin de Türkiye'de geçen film ve dizi sahnelerinin neredeyse tamamında kullanıldığını görürüz. Özellikle savaş filmlerinde kullanılan bu filtrenin Türkiye ve Orta Doğu ülkelerine karşı oluşturduğu ön yargı, bu ülkelere karşı bir ötekileştirme yapılmasına neden olur. Bu sarı filtre insanlarda rahatsızlık hissi uyandırırken, sefaleti ve suçu da çağrıştırır. Bilinçaltında olumsuz etkileri bulunan filtrenin Türkiye'de geçen sahnelerde uygulanması, bilinçli bir ön yargı yaratma çabasıdır.
Bunun yanı sıra herhangi bir filmde görev için Türkiye'ye gelen kadınların başlarına hemen bir başörtüsü geçirdiğini görürüz. Bu durum insanları, Türkiye'nin laik bir ülke olduğu gerçeğinden uzaklaştırır ve Türkiye'nin sözde şeriat ile yönetilen Müslüman bir ülkeymiş gibi zihinlere yanlış bir şekilde yerleşmesine neden olur. Buna ek olarak birçok film ve dizide terörist kişilerin Müslüman olarak gösterilmesi, Türkiye üzerindeki hatalı algıların dallanıp budaklanarak daha da derinleşmesine sebebiyet verir.
Tüm bunların harmanlandığı bir örneği, meşhur dizi Lost'ta Benjamin Linus karakterinin çöle düştüğü sahnede görebiliriz. Karşısına çıkan iki silahlı teröristle iletişim kurmaya çalışan Linus'un, kendi dilinin anlaşılmadığını fark etmesinin ardından denediği ikinci dil Türkçedir. Bu durum, Türkler ile terörizm arasında gerçeği yansıtmayan yapay bir bağ kurulmasına ve Türklerin dünyaya yanlış şekilde tanıtılmasına yol açar. Bu şekilde Türklerin barbar, cani, işkenceci olduğuna dair algı da pekiştirilmiş olur. Sonuç olarak Hollywood'un yarattığı bu tür temsiller, Türkiye'yi gerçek kimliğinden uzaklaştırarak kişilerde yanlış ve olumsuz bir Türkiye algısının oluşmasına neden olur.