I was, I am, I will
Baran, yine bir sonun başlangıcı oldun, yollarında mucizler ölsün
Marion'un söyleyecekleri var birazdan. Baran'ı bekliyoruz. Eğer gelmezse bugün, gelir elbet istediğinde ve okutun ona da, duymak ister ezbere bildiği cümleleri bir kağıdın ağzından.
Değerse dönmeye, en çok benim başım ağrısın otururken bu kırmızı koltuğun üzerinde. Yeter yeter. Ben sıkıldım ve görmek istiyorum sizlerin de söyleyecek tek kelimesi kalmayana kadar saçmaladığını, karmakarışıklaştığını. Kaç kişi var buralarda şimdi, saymak lazım bir saniye. Bir, kırk yedi, sekiz, on yedi ve otuz. Bitti mi söyleyeceklerin? Bir kutu yapmışız gibi ve kustuk sırayla içine. Aç gözünü artık, bu kez yakala resmimi. Yırt at resmimi.
Kalan üç günümü kendimle geçirdim, sarılıp ağladım tanımadığım ellere, eller saçlarımda. Kanar dirseklerime kadar kulaklarım yarın, hele bir bugün olsun bakarız. Tutsak mı sandın kendini, geçilmez mi sandın yolların? Unutmak dört gün, sen bir saate kalmadın. Ben mavi tokalara mecbur kalmadım, kestim saçlarımı ve yine de takmadım. Hiç olmazsa inanırdım geçen hafta, şimdi aklımda olan tek şey yalanlarım. Güldü gizlendi ve sonra kaçtı pislendi, rüya mıdır bu sordum da anlamadım.
Attım çöplere teker teker tüm parçaları, kolları ve bacakları ayrı ayrı. Korkağı, sevgisizi, gerçek olmayanı. Kontrol etmedim ardımı, dönüp baktım birkaç kez görmek niyetinde olmadan. Öyle pervasız ve haybeye. Çabaladım diyebilmek için belki de. Şimdi bir çöpün peşinde değil, kulaklarımdan akan o kanın izinde. Güneşli uzun bir hikaye. Yakmadan kimseleri ve kesmeden her kızdığında kendini. Kabustan uyanıp su içer gibi, eller sarılmaz da kollar tutar düşmesin diye ellerini.
İyi ki yaşadın Baran. Gerçek olan her şeyi bana hatırlattın ve sebebi sihrin belki. Kül etmedin, mahvetmedin. Umut ettin Baran ve iyi ki ettin. Yine bir sonun başlangıcı oldun, yollarında mucizler ölsün.