İçinizin Almayacağı Bir Yemek: Saf Sinema Dogme 95 ve Başyapıt FESTEN
Thomas Vinterberg'in kusursuz bir Şölen'i
Önce filmi özetleyelim Festen: varlıklı bir ailenin babasının doğum günü vardır. Doğum günü kutlamaları için bütün aileyi bir arada bir şölen şeklinde bir akşam yemeği için bir araya gelirler. İlk olarak ailenin çocukları bir araya gelir. Fakat ailenin bir araya gelmesiyle bir gerginlik ve tuhaflık ortamı sarar. Bu kardeşlerden biri intihar etmiştir ve sebebi ise bir muammadır. Bu gizemli ailenin biricik babası gerçekten de biricik ve mükemmel bir baba mıdır?
Şimdi ise filmi daha net anlamak isteyenler için Dogme 95 hareketini kısaca anlatayım. Bu hareket Lars von Trier ve Thomas Vinterberg'in başlattığı bir avangard bir film yapım hareketidir. Bu hareketin kuralları ise:
- Film gerçek mekanında çekilmelidir. Kullanılacak aksesuarlar mekana getirilmemeli zaten mekanda var olan eşyalar olmalıdır. Hikaye için özellikle gerekli olan bir malzeme varsa çekim için o malzemenin olduğu lokasyon seçilmelidir.
- Ses görüntülerden ayrı bir şekilde kaydedilmemelidir. Müzik, sahne filme alınırken çalıyorsa kullanılabilir. Sonradan müzik veya ses eklenemez.
- Tüm çekimlerde kamera elde olmalıdır. Kamera eldeyken yapılabilecek tüm kamera hareketleri veya hareketsizlik serbesttir.
- Film renkli olmalıdır. Özel ışıklandırmalar kabul edilmez. (Eğer pozlama için var olan ışık yetersizse sahne çekilmemelidir ya da çok basit bir lamba kameraya bağlanarak çekim yapılabilir.)
- Optik yanıltmacalar ve filtreler yasaktır.
- Film yapay aksiyon barındıramaz. (Cinayet, silahlar vb. bulunamaz.)
- Zamansal ve mekansal yabancılaşmalar yasaktır. (Film şimdiki zamanda ve olağan mekanlarda geçmelidir.)
- Tür filmleri kabul edilmez.
- Film formatı Akademi 35mm. olmalıdır.
- Yönetmen filmin künyesinde yer almaz.
Şimdi bu net ve açık kurallardan sonra filme tekrar baktığımızda bazı şeyler daha net olacaktır. Özellikle alışılmışın dışında kamera hareketlerini ve açılarını, ışık kullanımını anlamak önemli bir nokta. Dogme 95, evimizin televizyonunda gördüğümüz hızlı kurgulu, özel ayarlanmış ışıklarla yapılan filmlerden farklı bir yaklaşımı benimser.
Aslında filmi ilk açtığımda dışarıdan mükemmel gözüken bir aile tablosu bekliyordum. Aslında filmde bunun üzerine kurulu 'mükemmel' bir burjuva aile var. Ama gerçekler bu şekilde ilerlemiyor. Christian gerçekleri itiraf ettiği an, her şeye göz yuman ve susan bir aile tablosuyla karşılaşıyoruz. İşte tam da burjuva ahlakının işleyiş şekli dediğimiz bir an. Koskoca bir aile, bir doğum günü için evlerinden kalkıp belki de kilometrelerce yol geliyorlar ama ailenin reisini çiğnemek gibi bir şey asla söz konusu olamaz. Olmadığını da görüyoruz zaten. Burjuva ne yapar? Tabii ki, kendisine zarar vermeyen hiçbir şeye müdahale etmez, onu bir hiç olarak yok sayarlar. Oysa bu kadar önemli bir kurum olan aile kurumu nasıl bu kadar yalnız bırakılır, bir çocuğun yaşadığı acıları bir yemek salonundan hızla dışarı itilebilir, buna şahit oluyoruz. Harika bir baba, kusursuz bir aile ne kadar güzel gözüküyor değil mi?
Bu mükemmel şölen, bu harika yemek masası aslında ''kör'' ve çıkarcı bir gerçeklik üzerine kurulu. Ve bu film, bunu bize en iyi şekilde sunduğu için, aslında var olan yaşam düzeninde makro boyutta yaşanan şeyleri bir aile üzerinden gördüğümüz için, belki de bize bir şeyler hakkında okumak, izlemek ve bence en önemlisi farkında olmak için alan açan bu filme teşekkürlerimi iletiyorum.