İnsan ne kadar insandır?

İnsanlar yıllarca toplumun düzelmesini isteyip durdu. Biz insanlar yani o toplumun bir parçası olarak hep izlemeyi seçtik.

İnsanlık tarihi, Paleolitik Çağ'dan ("Eski Taş Devri") başlayıp, ardından Neolitik Çağ'ın ("Yeni Taş Devri") takip ettiği tarih öncesine dayanıyordu. Neolitik Çağ, Yakın Doğu'nun Bereketli Hilalinde, Tarım devrimi'nin MÖ 10.000 ila 5000 yılları arasında başladığına tanık oldu.

Bu kadar uzun bir tarihi olan insanlık birçok güzelliğiyle beraber bir çok kötülüğünüde beraber getirmiştir. Her devir kendi kötülüğünü içinde barındırırken birçok güzelliğinide içinde çiçeklerle beraber saklamaktadır.

Herbert, her insan bir dünyadır diyor. Yıllarca dünyayı değiştirmeye çalışanlar kendilerini değiştirmeyi hiç bir zaman akıllarına getiremediler. İlk önce sınıfsal bir toplum yaratarak kendi kurallarını başkalarına dayatarak kendi mutluluklarını aradılar. Ama fark edemedikleri şey ise bu yaptırımları uyguladıkları kişilerde onlarla aynı özelliklere sahip olan insanlardı. Yaptıkları yaptırımlar işe yaramayınca herkesin hakkının olduğunu söyledikleri ama onları görünmez bir kafese koydukları bir toplum yarattılar. Artık insanlar özgür birer köle olmayı kabul etmişlerdi. Onlara kendilerine zarar vermeyecek hediyeler ve vaatler vererek o kaferleri fark etmemelerini sağladılar.

İnsanlar doyumsuzdur. Ne varsa ellerinde hep olmayanı istiyorlar. Buda onları bencil ve kötü bir varlık haline getiriyor. Bazıları bu isteklerini ne olursa olsun alıyor bazıları ise göz yumuyor. Ama bunlar yüzünden ortaya çıkan toplum gaddar ve bencil olmuştur. Ne kadar bu toplumu düzeltmek isteselerde en kötü haline çevirmeyi bir şekilde başardılar.

İnsanlar yıllarca toplumun düzelmesini isteyip durdu. Belki sınıflı belkide sınıfsız bir toplum yaratmak için türlü uğraşlar içine girdiler. Biz insanlar yani o toplumun bir parçası olarak hep izlemeyi seçtik. Ne bir adım geriye gittik nede bir adım öteye. Televizyonda gördüğümüz haksızlığa ağzımızı açıp bir sürü laf söylerken, adımımızı dışarı atıp sokaklarda yaşanan haksızlığa gözlerimizi yumup yürüdük. Hiç bir zaman dönüpte o düzeni değiştirmek isteyenlerden olmadık. Belki bütün her şeyin cevabı çok basitti.

İnsanların sokakta yürürken bir güvenlik hissi hissetmek istemesi en büyük hakkı iken kendi hakkını koruyup başkasının hakkını hor gören insanlar dolu dışarısı. Daha küçükken bile buna alıştırıldık aslında. Bazen hor görüldük bazende hor görüldüğümüz için başka insanları hor görmeyi hak edindik. Buydu aslında. O düzeltmeye çalıştıkları koskoca toplumu darmaduman eden düşünce bu nedenlerin altından çıkıyordu. Ellerini kaldırıp haklıyla haksızı ayıramayan bir insanlık varken o düzen hiç bir zaman kurulamaz.

Bu yüzden en büyük hayalim adaletin arkasında durup bir öyle bir böyle olmayan insanlık. Dışarıda yanında birinin olma ihtiyacı gütmeden özgürce dolaşabileceğin bir dünya olmasıydı. Küçükken gittiğin okulda istemedende olsa bilinç altına yerleştirilen en güçlü ve en korkusuz olanla arkadaş olma içgüdüsünü ortadan kaldırmak istememdi. Bunlar çokta zor istekler değil. Daha yaşadığım hayatın yarısında olabiliriz yada belkide sonundayızdır. Hiç farketmez. İnsanların büyük küçük ayırmadan bilgisini insanlara özgürce anlatmasını istiyorum. Cümlenin yarısını söyleyip yarısını korktuğu için söylemekten vazgeçtiği bu dünyada kim yaşamak ister? Evet ben herkesin özgürce yaşadığı ve empati kurduğu bir toplumda yaşamak istiyorum. İnsanların iki yüzlü yaşamak zorunda olduğu bu toplumda yaşamak istemiyorum. Ben dışarıya adım attığımda insanlardan kaçmak istemiyorum. Dışarıdaki milyonlarca gencin insanlardan kaçmak için kendilerini bağımlı ettiği ve onları olmadıkları bir karaktere empoze eden o sosyal medyadan kurtulmak istiyorum. Önümüzde belki bir yıl belkide bir ay vardır. Bilemeyiz. Ve sizde toplumun bir parçası olan insanlar olarak izlemeyi lütfen bırakın. Çünkü benim istediğim insanlık tam olarak sizin düşüncelerinizden geçiyor olabilir.

Muhyiddin Abdal'ın şiirinde yazdığı gibi,

İnsan, insan derler idi
İnsan nedir şimdi bildim
Can can deyu söylerlerdi
Ben can nedir şimdi bildim.