İnsan Özgür Olmaya Mahkumdur

Jean Paul Sartre’de ise insan özgürlüğe mahkum edilmiştir. Aslında Sartre’nin bahsetmekte olduğu özgürlüğün “belirlenmemişlik” olduğunu söyleyebiliriz. Yani insanın bir alın yazısı yoktur, insanın varoluşu belirsizdir. O, insanın var olduğu andan itibaren özgür olduğunu dile getirir. Dolayısıyla insan kendini tercihleriyle, eylemleriyle yeniden var eder. İnsanın kendini bilinçli olarak var etmesi ve ortaya koyduğu amaçlar özgürlüğün açığa çıkmasını sağlayan etmenlerdir.

Bireyin sürekli kendini yenilemesi, olduğu durumdan daha da ileriye gitmesi gerekmektedir. Kendine bir takım amaçlar koymalı ve bu amaçları gerçekleştirmeye çalışması gerekir. Fakat kişi hali hazırda var olmayanı, yani hiçi istemektedir. Hiç ise kişinin daha gerçekleştiremediği amaçlar ve hedeflerdir. Ve kişinin bu amaç ve hedefleri gerçekleştirebilmek için eylem halinde olması gerekmektedir. Buradan da insanın alın yazısının belirlenmemişliği, eylemin ortaya çıkmasının bir gerekliliğidir.

Sartre’ye göre bireyin özgür olmadığı bir durum bulunmaktadır. Daha çok kişi özgür olmamakta özgür değildir. Kişi kendi yaptıklarından sorumludur ve amaçlarını kendisi belirler. Dolayısıyla da kişinin kendini var etmesinde hiçbir engel söz konusu değildir.

Sartre’de insan kendi eylemlerinde özgürdür. Fakat aynı zamanda bu eylemlerinden sorumludur. Bu özgürlük başıboşluk demek değildir. Bu sorumluluk kavramı, hem kişinin eylemlerinin sebebi olduğu hem de kendi dışında gerçekleşen şeylerden de sorumlu olduğu anlamına gelmektedir. Kişi özgürlüğe mahkum edildiğinde aynı zamanda sorumluluk da beraberinde gelir. Kişinin yaptığı eylemler ve seçtiği amaçlar hayatının hangi yönde ilerleyeceğine ışık tutmaktadır.