İşin Olsun
Gizli kalmış bir gelenek: İşin Olsun
2024 yılının Ağustos ayında, annemin liseden en yakın arkadaşının kızı evleniyordu ve bizi de düğüne davet etti. Düğün Alanyadaydı, Alanya Antalya'nın bir ilçesi, oldukça turist çeken bir tatil beldesi. Denizi tertemiz ve masmavi, ılık aynı zamanda sanki şifalı gibi.
Elimize ulaşan düğün davetiyesinin kenarında ard arda üç gün boyunca sürecek olduğunu gördüğüm bir etkinlik yazılıydı: İşin Olsun.
Önce anlamadım, ne demek yani işin olsun? Ne yapmamız gerekiyor?
Bu soruların yanıtını elbette gitmeden öğrenemezdik.
On saate yakın bir araba yolculuğu ile Alanya'ya vardık ve Zeynep Abla'nın (annemin en yakın arkadaşı) evine gittik, kız kardeşim, annem ve ben. Ben ve kız kardeşim ilk kez tanışıyorduk Zeynep Abla ile. Ancak girer girmez gösterilen ilgi ve alaka hemen rahat hissetmemi sağlamıştı bile. Salona girdiğimde karşılaştığım manzara yaklaşık 10-12 kadının oturuyor, sohbet ediyor ve gülüyor oluşuydu. Bir tabakta diğer yemek biterken, mutfakta çaylar dolduruluyordu.
Olayı az çok anlamaya başlamıştım ama tam olarak kavrayamıyordum. Birkaç gün sonra bu duruma adapte oldum. Şimdi olayın aslını detaylıca anlatmak istiyorum:
İşin olsun bir gelenek, özellikle de Alanya'da oldukça yaygın. İster üç gün ister bir hafta kadar sürebilir. Evlenmeye hazırlanan gelin ve damadın aileleri düğüne davetli kimseleri evlerinde ağırlıyor, bu ağırlama bazen öyle bir hale geliyor ki, aşçılar tutuluyor ve menüler hazırlanıyor. Genelde erkekler ve kadınlar farklı yerlerde oturuyor. Fakat bu isteğe bağlı, bir zorunluluk değil.
Bu davetli olan kişiler elleri boş gelmiyor elbette, yiyecek ve içecekler sıralanıyor, gün boyu çay içiliyor, kahveler pişiriliyor ve yemek yeniyor. Benim dikkatimi en çok çeken detay ise, düğüne davetli kişilerin yemeklerle birlikte düğünde takacakları veya hediye edecekleri armağanlarını da işin olsun günleri içerisinde getiriyor olmaları.
Yani alışılageldiğimiz takı töreni Alanya'da yerini İşin Olsun'a bırakıyor, böylece kimse kimsenin ne taktığını, ne verdiğini görmüyor. Oldukça kibar. Hatta bazı Alanyalılara göre takı töreni ayıplanıyor, gösteriş sayılıyor. E takı töreni gibi bir şey düğünde olmadığı için, o vakit eğlence zamanı sayılıyor denebilir.
İşin olsun sabah başlıyor, akşam yemeği saatine kadar devam ediyor, o sırada birçok kişi eve girip çıkıyor, yemek yiyor ve hoş vakit geçiriyor. İsteyen akşam yemeği de yiyor, Alanyalıların meşhur çorbası Gülüklü çorba ise sofranın vazgeçilmezi. Akşam yemeğine kalan her kişi o çorbayı elbet bir kez içiyor diyebilirim. Tavuklu, bakliyatlı, kıymalı.. hepsi bir kasede. Aslı işkembeyle yapılan bir çorba olmasına rağmen protein, demir, karbonhidrat, ne derseniz, hepsinden var. İlk içişimdi ve şunu söyleyebilirim ki kesinlikle bir tabak yemek yemiş kadar doyuyorsunuz.
İşin Olsun'un bir diğer farklı özelliği ise, gelin almadan sonra damadın evine gidiliyor oluşu. Damadın evine kız tarafı olarak gidiliyor fakat anne ve baba gelmiyor; sadece aile ve arkadaşlar. Amaç, biz yanındayız mesajı vermek, destek olmak. Damat evine çıkılmadan önce dua okunuyor, damat evinde çay içiliyor ve yine tabaklar dolup taşıyor.
O sırada damat ve gelin adayı çift yan yana oturuyor, ortalarına da bir bebek veya küçük bir çocuk geliyor. En kısa zamanda sağlıklı ve mutlu bir aile kurabilmelerine temenni ediliyor bir bakıma.
Damat evinden çıkıldıktan sonra herkes bir kabuğuna çekiliyor, (unutmadan söylemeliyim ki, çaylar içildikten sonra bir de yemek yeniyor! İşin Olsunda kilo almamak çok zor.)
Ve herkes düğün gecesine hazırlanıyor.
İşin Olsun içinde bizzat bulunduğum en ilginç ama aynı zamanda içimi ısıtan bir gelenek. Herkes bir gün bu deneyimi yaşamalı!