İstanbul Hatırası & Crossing The Bridge

The sound of Istanbul


"Istanbul ist eine gute Stadt zum Leben"

Bu sözleri söylemişti Sibel Kekilli, The Marmara Hotel'in arkasında sırtını duvara dayamış, hülyalı bir şekilde sigarasını içerken. Uzun yıllar sonra ilk kez gelmişti İstanbul'a, doğduğu büyüdüğü yer olan Almanya'dan. Sibel Kekilli'nin baş rolde olduğu Duvara Karşı filmini 2003 yılında Fatih Akın yönetmişti. Fatih Akın'ın diğer bir eseri ise İstanbul'un rengarenk, uçsuz bucaksız müziğini önümüze seren İstanbul Hatırası olacaktı.

Alman Alexander Hacke, İstanbul'un tek bir kültürde birleşmiş, birçok karaktere sahip müziğinin portresini çıkarmak için İstanbul'a geliyor ve Fatih Akın bu belgesel filminin oyununu başlatıyor.

2005 yılında Einstürzende Neubauten 'in bas gitaristi Alexander Hack, Ceza'dan Sezen Aksu'ya kadar pek çok müzisyeni ve grubu ziyaret ediyor. Yedi tepeli şehrin her bir tepesinde soluyan özgün müzikler hakkında bilgi edinen Alexander, hepimizin hala hayranlıkla dinlediği pek çok sanatçıyı yakından tanıma fırsatı da buluyor.

2004 çıkışlı Gegen die Wand filminde Cahit'in kaldığı otel olan Büyük Londra Oteli, belgeselin de yuvası olmuş. Fotoğrafta siyah deri giysiler içinde gülümseyen, belgeselin anlatıcısı Alexander Hack.

İstanbul Hatırası'nda müziklerini tanıtan sanatçı ve müzik grupları: Baba Zula, Orient Expressions, Erkin Koray, Orhan Gencebay, Duman, Müzeyyen Senar, Ceza, Sertab Erener, Aynur Doğan, Brenna Mccrimmon, Ayben, Siya Siyabend, Selim Sesler, Mercan Dede, Replikas, İstanbul Style Breakers.

Alex, belgeselde, Sezen Aksu'nun Türkiye'de neredeyse herkes tarafından dinlenildiğinden, dinlemeyenlerin de onu derin bir saygıyla andığından bahsediyor. Sezen Aksu'nun tanıtıldığı bölümde Ayben, kadın rap müzik sanatçısı ve Ceza'nın kız kardeşi, radyoda Sezen Aksu çaldığında şarkıyı değiştirdiğini hiç hatırlamadığını söylüyor.

Rap, 90'larda Amerika'da yaşanan sokak çetesi olaylarının ardından kendini tüm dünyaya tanıtmış, isyankar bir müzik türü. Ceza da rap müziğin Türkiye'deki en büyük temsilcilerinden biri. Fotoğrafta kız kardeşi Ayben ile samimi bir pozlarını görüyoruz. Belgeselde kaydı için Yerli Plaka'yı seslendiren Ceza'nın yanında Ayben'i de görüyoruz. Abi-kardeş değil, iki çok yakın arkadaş olduklarını söylüyorlar. Ayben, abisine her şeyi anlatabildiğini, onu en yakın arkadaşı olarak gördüğünü söylüyor. Etrafındaki insanlar iki kardeşin ilişkisini oldukça kıskanıyormuş.

Türk rock müziğinin manevi babası: Erkin Koray. Erkin Baba da denir, Anadolu rock'ın ulu babasına. Kızını okula göndermemiştir Erkin Koray. Sistemle bir kavgası vardı hep. 1970'lerde uzun saçları ve alışılmadık müziğiyle halk tarafından yabancılık çekmişti. Beatles'ın tüm dünyaya yaydığı rock müziği, evrensel barışı, çiçek çocuk akımını müziğiyle Anadolu insanına tanıtmaya çalıştı yıllarca. 1971'de John Lennon ve Yoko Ono ile tanıştı. Onlara Mesafeler'i dinletti. Psikedelik rock'ın o dönemlerdeki müthiş bir örneği olan bu şarkıyı Lennon çok beğenmişti.

Brenna MacCrimmon, Kanadalı bir halk müziği sanatçısıdır. Uzun yıllar Balkan müziği üzerine çalışan sanatçı, İstanbul'a geldiğinde Türk halk müziğine aşık olmuştur. Belgeselde Saniye'm şarkısını seslendiren Brenna, oldukça güzel bir yorum katmış. Türkçeyi de pek güzel öğrenmiş açıkçası. Kuğu gibi bir zariflikle seslendiriyor şarkıyı.

Ardından Müzeyyen Senar sahne alıyor tarihi bir evde. Yılların verdiği ihtişamla ve özgüvenle sözylüyor şarkısını. Sonunda da başının etrafında döndürdüğü rakıyı tekliyor. Türk sanat müziğinin yetmiş yıllık yorumlayıcısı Müzeyyen Senar, Atatürk'ün de huzurunda sahne alan bir sanatçımızdı. Sekiz yıl önce aramızdan ayrıldı. Ama ebediyen sanat müziğinin altın sayfalarından kurtuluşu yok :)

Belgeselin bitimine doğru Orhan Gencebay Hatasız Kul Olmaz ile karşılıyor bizi. Şehirli Ozan denir Anadolu'da Orhan Gencebay'a. Taşradan çıkmamış, Samsun'dan çıkmıştır. 1998'de Devlet Sanatçısı unvanını almıştır popüler arabesk müziğin büyük sanatçısı. Bağlama, divane, tambur ve yaylı tambur çalar. Samsun ve İstanbul'da halk evlerinin kuruculuğunu yapıp, açtığı müzik dershanelerinde öğretmenlik yapmıştır. Halk şairliği divanının şehirli sahibidir değerli sanatçımız.

Veee DUMAN! Vokalde Kaan Tangöze, gitarda Batuhan Mutlugil, bas gitarda Ari Barokas ve davulda Doğaç Titiz'den oluşan grup, son yirmi yılın en tutulan şarkılarını yapmış efsane bir rock grubu. Hacke, vokalist Kaan Tangöze'nin 90'larda Seattle'a gidip orada grunge müziği deneyimlediğini anlatıyor. Grunge müziği Türkçe'ye uyarladıklarını ilk albümleri olan Köprüaltı'nda da açık bir şekilde inceliyoruz. İstanbul şarkısını seslendiriyor genç grup, belgesel kaydı için. 90'lardan 2000'in başlarına uzanan kaos ve değişim ortamı, rock müzikte de yeni dalların yeşermesine neden oluyor. Grunge da en güzel meyvelerinden biri.

Selim Sesler, Keşanlı bir Roman müziği sanatçısıdır. Çingene kökenli olup kendini Roman müziğinin zenginliğini, neşesini tüm dünyaya tanıtmaya adamıştır. Ailesi, Dramalı profesyonel bir zurnacı ailesidir. Müzikle büyümüştür. Kendisi klarnet virtüözüdür. Roman müziğinin oturan insanı ayağa kaldırıp dans ettirdiğinden, insanları neşelendirip herkese hitap ettiğinden bahseder belgeselde de.

"İstanbul'un müziğine aşık oldum" diyor Hacke belgeselin sonunda. Geleneksel Anadolu müziğinin yeni akımlarla harmanlanıp Michelin restaurant tabağı gibi önümüze zengin ve nefis biçimde sunulduğu İstanbul müziğini beğenmemek oldukça zordur :)