İstanbulda Girişimcilik: 2025 Yılında Gençler Ne Üretiyorlar?
''2025’te İstanbul, sadece yaşanacak değil; üretilecek bir şehir."
İstanbul hem kaotik hemde dört bir yanı yaratıcılık dolu bir şehir. Hem geleneksel hem de yenilikçi. Her sokak başı yeni bir potansiyel, her kahve molası bir fikir tohumu olarak filizleniyor. 2025 yılına geldiğimizde, gençler artık sadece “kariyer yapmıyor” kendi yollarını çiziyor, markalarını kuruyor ve yaratıcı üretimle hayata dokunuyor.
Third Wave Girişimciliği
Third Wave'in amacı, bireylere araştırmaya dayalı eğitim, incelenmiş sağlayıcılara erişim sağlayarak ortaya çıkan psychedelic ekosistemi teşvik etmektir. Artık kahve sadece kahve değil. Moda tasarımcılarıyla işbirliği yapan kafe markaları, müzik etkinlikleriyle genç yetenekleri sahneye taşıyan kahve dükkânları İstanbul’un her semtinde çoğalıyor.
Kadıköy'de açılan ve baristası aynı zamanda podcast sunucusu olan bir kahve markası, Poco adlı Matcha'cının dudak balmı satması, Galata’da kokteyl-bar/kreatif ajans melezi bir yer... Hepsi genç fikirlerin ürünü.
Bu sadece ticaret değil; yaşam tarzı yaratmak.
Hikaye Anlatımlı İçerik Üretimleri
2025’in genç girişimcileri sadece logo tasarlamıyor. Marka hikâyesi yazıyor, video kurguluyor, kimlik inşa ediyor.
Freelance yaratıcılar, birlikte kolektifler kurarak ajanslaşıyor. “Ajans” kelimesi artık masa başı değil, hareketli bir ofis, belki bir depo, belki bir teras.
İstanbul'daki bu yeni nesil ajanslar, “markalara ruh katmak” mottosuyla çalışıyor.
Moda: Sürdürülebilir, Yerel ve Hikâyeli
Bir zamanlar moda demek ithal parçalar, büyük markalar demekti. Ama 2025’in gençleri kendileri üretiyor, tasarlıyor, dikiyor.
Reçel kavanozlarından ilham alan takı markaları, anneannesinin kumaşlarından oversize ceket diken gençler… Moda artık bir kimlik meselesi.
Ve işin en güzel kısmı? Her parçanın bir hikâyesi var.
“Bu ceketi dikerken babaannemin gömleğini yeniden hayal ettim.”
Neden İstanbul?
Çünkü İstanbul'un kaosu bir filtreden geçince yaratıcılığa dönüşüyor.
Gecesi ayrı, gündüzü ayrı ilham veriyor. Bir gün taksimde graffiti sergisi gezerken, ertesi gün Balat’ta ikinci el malzeme toplayan bir girişimciyle tanışabiliyorsun.
Sokak kültürü, dijital dünya ve nostalji bu şehirde aynı anda var.
Ve bu da gençlere özgürlük hissi veriyor.