İyi Bir Kızın Cinayet Rehberi: Dizi İncelemesi

Aynı isimli kitaptan uyarlanan İyi Bir Kızın Cinayet Rehberi dizisinin incelenmesi. Spoiler içerir!

Bu yaz çıkan A Good Girl's Guide To Murder, Türkçe çevirisiyle İyi Bir Kızın Cinayet Rehberi, 6 bölümlük ilk sezonuyla izleyicilerle buluştu. Wednesday dizisindeki rolüyle tanıdığımız Emma Myers'in canlandırdığı başrolümüz Pip Fitz-Amobi, lisedeki projesi için kasabasında beş yıl önce yaşanmış bir cinayeti tekrar çözmek ister. Liseli ve popüler kız olan Andie Bell, beş yıl önce erkek arkadaşı Sal Singh tarafından öldürülmüştür. Polis ve kasaba halkı katilin o olduğu konusunda kesindir. Sal, bütün bu olanlardan dolayı intihar eder ancak Andie'nin cesedi beş yıldır bulunamamıştır. 

Bu konuyla ilgili eksik parçalar olduğunu düşünen Pip ise cinayet konusunda gerçeği açığa çıkarmak isteyerek kollarını sıvar. İlk başta Sal'in küçük erkek kardeşi Ravi'a yaklaşır. Ravi onunla ilk konuşmasında kabul etmese de abisinin katil olmadığı yönündeki fikrinden dolayı soruşturmaya dahil olur ve Pip ile birlikte takım halinde çalışmaya başlarlar.

Aynı isimli bir kitap serisinden senaryolaştırılarak yapılan dizide kitap fanatikleri için dizi birazcık iyinin altında kaldı gibi görünüyor. Bazı sahnelerin çıkarılması ya da değiştirilmesinin diziyi heyecanla bekleyen okuyucular için biraz hayalkırıklığı yarattığını belirtmem gerekir. Ancak dizinin kitap kadar sürükleyici olduğunu düşünenler de az değil.

Kitabı bir kenara koyarak yorum yapacak olursam, dizi görsellikleri, çekimleriyle gerçekten asla sıkmadı ve kendisini izletti. Bütün mekanlar, oyunculuklar, akış gerçekten kusursuzdu. Diziyi izlerken sıkılacağınızı sanmıyorum; bu yüzden de bir günde oturup bitirebileceğinize eminim. 

Lakin, dizide başından beri bana mantıksız gelen kısmı liseli bir öğrenci olan Pip'e herkesin güvenerek cinayetteki detayları açıkça söylemesiydi. Belki Cara karakteri için arkadaşı hakkında yalan ifade verdiği ve onun intiharına yol açtığından suçlu hissediyoruz diyebilirim ama diğer karakterlere gelince Pip'e onun olayları çözebilecek detayları bu kadar basit bir şekilde anlatabilmeleri bana garip geldi. Herkes bu kadar konuşabiliyorsa beş yıl önce nasıl polisler anlamadı madem demeden edemedim. Pip'i tehdit olarak algılamadıkları gibi bir durum da bana geçmediğinden dizinin başından beri anlamsız bir olay olarak geldiğini belirtebilirim.

Dizideki çoğu karakterin cinayetle ilgili olmasa dahi saklamak istedikleri o kadar şey varken kolay bir şekilde ortaya çıkartabilmeleri (isteyerek ya da istemeyerek) pek bana geçmedi. Bu da mantıksız gelmedi değil.

Dizide katil olmasa bile cinayette rolü olan, olabilecek kişileri çok net seçebilmiştim. Bu bir eksiklik mi emin değilim lakin diziyi izlerken kesinlikle Elliot'tan bir şeyler bekliyordum ve gerçekleştiğinde şaşırmadım. Gerçi yalan söyleyemem, tutsak ettiği kadın gerçekten şaşırtmıştı çünkü bir an ben de 'acaba Andie yaşıyor olabilir mi?' diye düşünmüştüm. Bu yönden bir artı puanı hak etmiyor değil cidden.

Dizi dediğim gibi oldukça akıcı, bir lise öğrencisinin herkesi kolayca konuşturabilmesi ve kimsenin ciddi anlamda bu kadar gerçeğin ortaya çıkmasından korkarken engel olamadan sonuca kadar gelmesini sağlaması bana biraz absürt gelse de yine de vaktimi ayırdığıma sevindim dediğim bir dizi oldu. Polisiye dizi hastaları için konuşursam fazla anlam yüklemeden izlerseniz sonuçtan da memnun olabileceğiniz bir dizi. Gelecek diğer sezonları da merakla bekleyeceğim.