İzlerken Sizi Çok Duygulandıracak 3 Film

Filmler hayata farklı bakmaktır.

İnsan bazen, içinde biriktirdiği duygularını dışarı vurmak ister, fakat bunu yapacak gücü kendi içinde bulmakta çok zorlanır. İşte böyle zamanlarda hayata bir süre dur diyerek mum ışığında sıcacık battaniyenin altında yanında peçetesi ile içi dışına çıkana kadar ağlamak ister. Böyle bir dönemde iseniz size bahsedeceğim bu üç film tam ihtiyacınız olan olabilir.

1) DEDEMİN İNSANLARI:

Listemin ilk sırasını ilk izlememin üzerinden 12 yıl geçmiş olmasına rağmen benim içimde, çocuk aklımda büyük bir hayranlıkla izlediğim film olan Dedemin İnsanlarına yer vermek istiyorum. Dedemin insanları Çağın IRMAK tarafından yazılmış ve yönetilmiş 2011 yapımı duygusal bir filmdir. Film 1923 yılı mübadele zamanlarında Yunanistan da Türk tohumu olarak görülen, Girit ve Yunan göçmenlerinden olan Mehmet Bey üzerinden arada kalmışlıkları, geride bırakılmak zorunda olanlarla yaşamanın nasıl zor olduğunu, geride bırakmanın nasıl can yakıcı olduğunu ve en önemlisi bu duyguların yanında, vatanında kabul edilememenin, dışlanmanın nasıl hissettirdiğini bizlere anlatmak istemiştir.

FİLMİN KONUSU:

Filmde ana konu olarak, İzmir’de yaşayan Girit göçmeni Mehmet Bey’in 7 yaşındayken yaşadığı mübadele olayı sebebiyle ayrıldığı, hayal meyal hatırladığı evine, toprağına duyduğu hasretin ele alındığını görüyoruz. İzmir’de sevilen bir esnaf olan ve herkesin örnek aldığı Mehmet Bey, torunun okula başlamasından sonra göçmen olmaları hasebiyle kendileri hakkında yapılan dedikodularla yüzleşir. Buna en büyük etken ise orada yaşayan -ailelerinden gördükleri haricinde bir şey yapabilme kabiliyetleri olmayan- çocukların, Türk–Göçmen çatışmasıdır. Çocuklar tarafından Türk mahallelerinden göçmen mahallelerine düzenlenen sözde saldırılarla göçmen insanların evlerinin camlarını kırmak, çocuklarını taşlamak ile eğlenen çocukların aslında oyun zannettikleri şeyin, karşılarındaki insanları ne kadar kırdığı, ne kadar yıprattığı hakkında hiçbir fikirleri yoktur. Tüm bu yaptıklarının, kalpte bir yara olan vatan hasretinin üstüne tuz basmak olduğunu bilmemeleri ise kendilerinin değil, onları yetiştirenlerin suçudur. O çocuklardan birisi olan ve her gün denize gidip içerisine mektup koyduğu bir şişeyi denize bırakan Mehmet Bey’in torunu Ozan, dedesinin bu yaptığı şeyi vatan hainliği zannederken üstüne çarşı esnafından birkaç kendini bilmezin dedesi hakkında yaptıkları dedikoduları duyması, Ozan’ı ailesinden soğutmaya başlar. Özellikle hayatındaki en büyük rol model olan dedesinin, çevresinden kötü birisi olduğunu duyması ise Ozan’ı ikilemlere ve dedesinin de yaşadığı ortada kalmışlıklara iter. Fakat sonunda dedesinin o şişeleri, kendilerine konan vize yasağı dolayısıyla Girit’e gidememeleri sebebiyle Girit’teki eski evinde şuan yaşayan insanlara gönderdiğini öğrenmesi, Ozan’ın küskünlüklerine bir son vermesini sağlar.

2)BEYAZ MELEK:

Listemin ikinci sırasını Mahsun KIRMIZIGÜL'ün kaleminden bir filme yer vermek istedim. Filmi yazarından bağımsız bir şekilde severek ve ağlayarak izledim. Filmde huzurevi sahneleri beni çok derinden sarstı. Huzurevine bırakılan yaşlıların, bir insan olarak görülmemeleri, ölmeleri için gözlerine bakıldıkları, onları sadece para kaynağı olarak gören çalışanların işlerinden nefret ederek yapıyor olmaları, izlediğim her sahnesinde tüylerimin diken diken olmasına ve gözlerimden yaşların boşalmasına neden olmuştur. Film boyunca, mutlu olduğum izlerken tebessüm ettiğim sahneler olması filmi daha da izlenebilir kılmış. Hayattaki acıların yanında mutlulukların, sevginin de olduğunu hatırlatması filmi benim için çok özel bir yere sahip kılmıştır.

FİLMİN KONUSU:

Ali ve Reşat, beyin kanseri olan babaları Ahmet'i kemoterapi görmesi için İstanbul'a getirmiştir. Ahmet ağır tedaviye daha fazla katlanmak istemediğinden hastaneden kaçar.
Oğulları peşine düşer ancak Ahmet onlardan kaçmayı başarır. Kaçarken kendini bir huzurevinde bulur. Huzurevi sakinleri, Ahmet'in çocukları tarafından terk edildiğini sandıkları için orada kalması konusunda ısrar ederler. Zorlukla konuşabilen Ahmet durumu kabullenir. Ali ve Reşat Ahmet'i huzurevinde bulurlar. Ama mutlu göründüğü için bir süre orada kalmasına ses çıkarmazlar.
Babalarının son günlerini mutlu geçirmesi, belki hiç işe yaramayacak ama çok acı verebilecek bir tedaviden daha önemlidir. Huzurevi sakinlerinin her birinin kendi hikayeleri ve dramları vardır. Ahmet bunları öğrendikçe onlara daha yakınlaşıp her birini tek tek çok sever.

3) İLK AŞK:

Listemin üçüncü sırasını çocukluğumda izlediğim, beni o küçücük halimle derinlemesine etkileyen sahnelerinin hala aklımın bir kenarında yer aldığı film olan İlk Aşk filmine vermek istedim. İlk Aşk filmi gerek oyunculuklarıyla gerekse senaryosu ile inanılmaz bir filmdi. Senaristi Nihat Durak'ın kaleminden çıkmış bir filmdir. Film boyunca pek çok duyguya yer verilmiştir. İlk aşkın sadece çocuklara özgü olmadığını her yaştan insanın aslında ilk kez aşık olduğunda aynı duyguları tekrar tekrar yaşayabildiğini anlatmıştır.

FİLMİN KONUSU:

Arifoğulları ailesi artık mütevazı bir hayat sürmektedir. Şaşaalı günler artık geçmişin tozlu sahifelerindedir. Bir Ege kasabasındaki sıradan günlerinde, ailenin reisi Arif Arifoğlu, çok yaşlanmış ve bütün işlerden elini eteğini çekmiş bir vaziyettedir. Eski usullerle işletilen zeytinyağı fabrikası ise bakımsızlıktan neredeyse çalışmaz hale gelmiştir. Ailenin bütün diğer üyeleri de, kendi yaşamlarıyla ilgili sorunların derdine düşmüş, bir dağılmışlık içindedir. Büyük dede Arif Arifoğlu’nun aniden gerçekleşen ölümüyle, kırk yıl önce Kore Savaşı’na giden ve orada esir düşüp öldüğü sanılan ortanca oğul Asaf’ın geri dönmesi, yıllarca saklanmış çok büyük bir sırrın da gün yüzüne çıkmasına neden olur. Bu durum, aile içinde büyük bir şaşkınlık yaratır. 90'ların başında Foça'da bir ailenin üç neslinin üyeleri arasında geçen öyküleri ele alıyor. Ailenin Erol Günaydın tarafından canlandırılan büyüğünün ölümünün ardından uzun yıllar önce Kore Savaşı'nda öldüğü sanılan büyük oğul Asaf (Çetin Tekindor) kasabaya geri döner. İlk aşkı Nevin (Vahide Gördüm), onun ölüm haberini aldıktan sonra kardeşi Azmi ile evlenip bir hayat kurmuştur. Ancak bu evlilik çoktan sona ermiş olduğu için Nevin ile Asaf'ın aslında hiç sönmemiş aşkları yeniden alevlenir. Bu durum, karısını hala seven Azmi ile abisi arasında çatışmaya yol açacaktır. 


KAYNAKÇA:

  • Abdulkadir Tekin.Dedemin insanları.Edebi fikir.https://edebifikir.com/sinema/dedemin-insanlari.html
  • Ali Ercivan.Beyaz Melek.Beyaz perde.https://www.beyazperde.com/filmler/film-40712/
  • Ali Ercivan.İlk Aşk.Beyaz perde.https://www.beyazperde.com/filmler/film-186703/