Japonlar Gençliğin Kaynağını Bulmuş Olabilirler Mi?

Geçenlerde, dünyanın yaşayan en yaşlı insanı olarak kabul edilen Japon Kane Tanaka, yeni yaşını kutlayarak 119 yaşına girdi.


Japonların tahmini ömür süreleri, kadınlar için 87,32 yıl ve erkekler için 81,25 yıl ile dünyanın en yükseğidir ve daha da uzun yaşamaya devam ediyorlar. 2019'da, 90 yaşındaki Japonların sayısı 2.31 milyona ulaştı. Geçenlerde, dünyanın yaşayan en yaşlı insanı olarak kabul Edilen Japon Kane Tanaka, yeni yaşını kutlayarak 119 yaşına girdi. Peki Japonlar gençliğin kaynağını barındıran bir çeşme mi buldular? Haydi gelin, sağlıklı ve uzun bir ömür için Japonların en büyük sırlarını inceleyelim.

G7 ülkeleri arasında, özellikle kadınlar için 2016 OECD verilerine göre en yüksek yaşam beklentisine sahip ülke Japonya'dır. Japon erkeklerin yaşam süreleri (81.1 yıl) Kanadalı erkeklerden (80.9 yıl) biraz daha yüksekken, Japon kadınların ömürleri ise (87.1 yıl) Kanadalı kadınlardan (84.7 yıl) önemli ölçüde daha yüksektir (2.4 yıl). Japonların sağlıklı yaşam süreleri de ortalama 74,8 yıldır.

Japonların diğer milletlerden daha uzun yaşamalarının arkasındaki nedenlere bakacak olursak, başta sağlıklı bir diyeti örnek gösterebiliriz. Japon diyeti, Yunan doktor Hipokrat'ın 5. yüzyıldaki "Yedikleriniz ilacınız, ilacınız yiyecekleriniz olsun." tavsiyesinin mükemmel bir örneği ve uzun ömürlerinin önemli bir nedenidir. Japon halkının düşük ölüm oranı temel olarak düşük obezite oranına, düşük kırmızı et tüketimine ve soya fasulyesi, çay, balık ve bitkisel gıdaların yüksek tüketimine bağlanabilir. Diyetleri, omega açısından zengin, doymuş yağ ve şeker oranı düşük, vitamin ve minerali bol olan gıdalardan oluşur. Obezite; diyabet, kanser ve kalp hastalığı gibi öldürücü hastalıkların başlıca nedenidir. Birleşik Krallık'ta %27.80 ve Amerika Birleşik Devletleri'nde %36.20'ye kıyasla Japon nüfusunun sadece yüzde 4.30'u obezdir, bu nedenle Japonların sağlıklı beslenmeleri sayesinde daha uzun yaşadığını söylemeye gerek yok.

Ayrıca, bilinçli yemeyi de uzun yaşam sürelerinin bir nedeni olarak ele alabiliriz. Japonya'da yaygın bir söz olan 'hara hachi bun me', insanlara sadece %80 doyuncaya kadar yemek yemelerini söyler. Yiyecekleri daha küçük tabaklarda servis eder ve yere oturup birlikte yerler. Yemek çubuklarını kullanmanın yanı sıra bu, tüm yeme sürecini çok daha yavaşlatır ve sindirime yardımcı olur. Kısacası, daha uzun yaşamak için sadece ne yediğinize değil nasıl yediğinize de odaklanmalısınız.

Hareketsiz bir yaşam tarzının kötü sağlığa ve daha kısa bir yaşama yol açabileceğini biliyoruz. Çalışmalar, hareketsiz yaşam tarzları nedeniyle 20 yıl içinde iki milyondan fazla İngilizin dört veya daha fazla kronik hastalıkla boğuşacağını göstermiştir. Dolayısıyla, Japonların günlük yaşamlarına hareketi sıkça dahil ederek aktif bir yaşam sürdürmelerini, daha uzun yaşamalarının bir diğer sebebi olarak ele alabiliriz. Japon çocukların yaklaşık %98'i okula yürüyerek veya bisikletle giderken, çoğu insan da tren istasyonuna yürüyerek veya bisikletle gider, trende ayakta durur ve ardından işe de yürüyerek gider. Japonya'da tuvalete gitmek bile hareket içerir. Geleneksel Japon tuvaletleri, bağırsaklarınız ve kaslarınız için daha sağlıklı olan çömelmeyi içerir. Japonların uzun ömrü, mükemmel sağlık hizmetlerine de indirgenebilir çünkü Japonya dünya standartlarında bir sağlık sistemine ve hizmetine sahiptir. 1960'lardan bu yana hükümet, tüm sağlık prosedürlerinin %70'ini ve düşük gelirli vatandaşlar için %90'a kadarını ödemiştir. Ayrıca gelişmiş tıbbi bilgi ve donanıma sahip olmaları, Japonya'yı yaşlanmak için ideal bir yer haline getiriyor. Japon vatandaşların yılda ortalama 13 kez kontrol için doktora gitmesi de hastalıkların erkenden saptanma olasılığını da artırıyor. Ayrıca insanların yaşlı aile üyelerini bakım evlerine göndermek yerine onlara bakmaları gelenekseldir. Yaşlılıkta ailenizle birlikte yaşamanın psikolojik faydaları, insanların daha mutlu ve daha uzun yaşaması anlamına gelir.

Son olarak, Danimarka'daki 'hygge' veya Fransa'daki 'joie de vivre' fikirlerine benzeyen Japonlar'ın 'ikigai' fikrine de değinmek lazım. Bu eski felsefe kabaca 'yaşama sebebiniz' olarak tercüme edilir ve insanları neşe ve amaç ile yaşamaya teşvik eder. İkigai yaşam tarzı, özellikle 'Ölümsüzler Ülkesi' olarak bilinen Okinawa'da popülerdir. Dünyadaki en uzun yaşam sürelerinden birine sahip olan Okinawalılar, topluluğa değer verir ve komşularıyla yakın bağlar kurar. Yaşamın gerçekleşmesi için bir amaca sahip olmanın gerekli olduğuna ve başkalarına yardım etmek, iyi yemek yemek ve sevgi dolu arkadaşlar ve aile ile çevrili olmak gibi hayatınızın birçok alanında neşe ve amaç bulabileceğinize inanırlar. Araştırmalar, amaçlı bir yaşama sahip olmanın daha iyi uyku ve daha düşük kronik hastalık oranları yoluyla daha uzun bir yaşam beklentisine yol açtığını gösteriyor. Bu nedenle, fazladan birkaç yıl yaşamak istiyorsanız, Okinawa'nın kitabından bir yaprak da siz alın. 'İkigai'nizi bulun, neşe ve amaç ile yaşayın!