Jean Michel Basquiat
Sanatın Beden Bulmuş Hali
Tarzı, kendine özgü hareketleri ve çalkantılı özel hayatıyla bahsedeceğimiz bu isim için tam anlamıyla sanatçı kelimesinin beden bulmuş hali diyebiliriz. Peki kimden mi bahsediyoruz? Jean Michel Basquiat’tan, eğer bu ismi ilk defa duyuyorsanız, eserlerine ve kendisinin hayatına yazımızı inceleyerek göz atmanızda fayda var. 1960 yılında doğan bu isim ölümünden yıllar geçmesine rağmen halen dünyanın tanıdığı en ünlü sanatçılarından birisi. Ayrıca kariyerinin bazı odak noktalarında Metallica’dan tutun da Madonna'ya kadar birçok ismin yer aldığı bir karakter olarak ön plana çıkıyor. Gelin hep birlikte bu ilginç sanatçının kim olduğuna bakalım.
Çocukluğu ve Kariyer Basamakları
Basquiat, hayata gözlerini 1960 yılının 22 Aralığında, Amerika’nın Brooklyn şehrinde açtı. Ailesi orta direk denilebilecek bir aileydi ve Basquiat için iyi bir gelecek kurmak istemekteydiler. İçinde bulunduğu aile oldukça fazla yaratıcı ve kozmopolit bir aileydi. Porto Rikolu bir anneye ve Haitili bir babaya sahip olan Basquiat, farklı kültürlerin birleşiminden kaynaklı olarak Fransızca, İngilizce ve İspanyolca konuşabiliyordu. Bu çok dilli olma durumu Basquiat’ın yaratıcı düşünce yapısını da oldukça fazla etkilemekteydi. Ayrıca, bazı kaynaklarda Basquiat’ın sanat kariyerine başlamadan önce çocukluk yıllarında sokaklarda sweatshirt ve kartpostallar sattığı, bu sattığı ürünlerin ise daha çok Basquiat’ın tarzını yansıtan sanat eserlerinin basılı olduğu ürünler olduğu bilinmektedir. Sanata tamamıyla atılmasının ve çalışmalarının ün kazanmasının başlangıcı olarak 1970’lerin sonunu gösterebiliriz. Yakın çalışma ortaklarından birisi olan Al diaz ile birlikte “SAMO” graffiti bünyesinde ortaya sunduğu çalışmalar Basquiat’ın adından söz ettirmesini sağladı. Çalışmalarının birçoğu Manhattan bölgesinde yer alıyordu ve bu çalışmalar daha çok rap ve punk stilleri üzerineydi. Kısa süre içerisinde Basquiat’ın çalışmaları 1980’lerin ortalarına doğru uluslararası sergilerde ve müzelerde sergilenmeye de başladı. Bu sergilerin ilki Andy Warhol ile iş birliği yaparak ortaya koyduğu sergiyle gerçekleşti. Yaptığı bu iş birliğinin ortaya çıkardığı eserler arasında çizgi film karakterlerinden tutun da bir dizi şirket logosunun farklı tasvirleri gibi çalışmalar yer alıyordu. Warhol’la olan iş birliğinden sonra Basquiat’ın eserlerin kullanıldığı sergiler dünya çapına yayılmaya da başlamıştır. Basquiat, ilerleyen zaman diliminde Almanya, Fildişi Sahili gibi birçok yerde eserlerini sergileme şansını yakaladı. Almanya’nın Hannover kentinde yer alan galeri Gesellschaft sergisinde 50'den fazla eserini sergilemeyi başarmış en genç isim de olarak Basquiat ismini sanat camialarına iyice duyurdu.
Basquiat’ın Stili
Kendisinin ortaya sunduğu eserler neo-expresyonist bir doğrultuda ilerliyordu. Neo- expresyonizimi açmamız gerekirse direkt bir çeviri ile dışa vurumculuğun modern ve yeniden oraya sunulmuş hali diyebiliriz. Bu sanat akımı Basquiat’ın ünlenmeye başladığı zamanlarda yeni yeni filizlenmeye başlamış bir akım olarak da ön plana çıkmaktaydı. Ayrıca, bu akım daha çok Batı Avrupa ve Amerika’da popüler olarak sanat piyasalarında boy göstermiştir. Bu akımı kullanan sanatçılar herkes tarafından bilinen daha çok somut nesneleri kullanıyorlardı ve bu nesneleri her zamanki hallerinden farklı ve kaba bir şekilde tasvir etmekteydiler. Bu söz gelimi tasviri sağlarken kullandıkları renk paleti ise çoğunlukla canlı ve parlak renkleri içermiştir. Yukarıda bahsettiğimiz nesnelere örnek olarak insan bedenlerin farklı tarzlarda betimlenmesi ve resmedilmesi gibi unsurları gösterebiliriz.
Basquiat’ın eserleri de yeni dışa vurumculuk akımının birçok özelliğini içermekle kalmıyor, kendine özgü yeni stillerini, bu akım üzerinden göstererek farklı bir sanat anlayışını da biz sanat severlere sunuyordu. Bu sayede kullandığı bu eşsiz stille Basquiat sanat camiası tarafından merakla takip edilen ve eserleri dünyanın dört bir yanı tarafından tanınmaya başlanan bir isim oluyordu. Basquiat’ın en karakteristik özelliği eserlerinde kullandığı taç motifi olmuştur. Bu motifi daha çok siyahi insanları betimlerken kullanıyor ve onları bir aziz, azize gibi göstermeyi amaçlar bir doğrultu da resmediyordu. Ayrıca, çalışmalarında birçok hayvan figürünü de değişik şekillerde kullanarak yeni dışa vurumculuğun sınırlarını da zorlamıştır. Eserlerinin büyük bir bölümünde Basquiat, zenginlik, yoksulluk, ayrımcılık gibi kavramları kullanıyordu. Bu teknikler ile sanat ortamlarında birçok beğeni toplayan Basquiat’ın eserlerinin bazıları ününü tamamıyla kazanmasından itibaren 50 bin dolar ile 110 milyon dolar arasında yer alan geniş bir fiyat yelpazesinde satılmıştır. Eserlerini satın alan isimler arasında hepimizin tanıdığı birçok ünlü isimde yer almaktadır. Bunlardan birisi de Metallica’nın kurucu üyelerinden olan Lars Urlich’tir. Ayrıca, kendisinin son derece stilize otoportrelere sahip olduğunu ve herhangi bir resim eğitimi almamış bir isim olarak sanat hayatına başladığını hatırlatmamızda fayda var.
Basquiat ve Özel Hayatı
Kaynaklara baktığımızda, her sıra dışı isimde olduğu gibi Basquiat’ın da çalkantılı bir özel hayatı vardı. Genç yaşta neredeyse tüm dünyanın tanıdığı bir isim olma olgusu Basquiat’ın hayatında sorunlar oluşmasına da vesile olan etkenlerden birisi oldu. Maalesef kendisi 80’lerin ortasına doğru gelindiğinde oldukça fazla zararlı madde kullanımını arttırmış ve bu durumdan kaynaklı olarak paranoya gibi hastalıklardan muzdarip olmaya başlamıştı. Bazı kaynaklarda görülebileceği üzere, belirli bir dönem boyunca Basquiat’ın kendisini arkadaşlarından ve etrafındaki dünyadan soyutladığı görülebilmektedir. Basquiat’ın bir dönem magazin programlarının ve paparazzilerin odak noktasında olan bir isim olduğu ve aralarında Madonna gibi birçok ünlü kadınla romantik ilişkiler içinde yer aldığı da görülmüştür.
Basquiat’ın Adının ve Eserlerinin Kullanıldığı Alanlar
Zamanın en büyük sanatçılarından birisi olmasına rağmen Basquiat, her ünlü ismin başına gelen trajik olayı yaşamış ve ölümünden sonra ünü daha da çok artmıştır. 2007 yılında ölümünden 9 yıl sonra, GQ’nun son 50 yılın en şık erkeği listesine girmiş, 2015 yılında New York Times’ın erkek dergisi kapağında yer almıştır. Moda arenasında ise Valentino’nun 2006 koleksiyonunda adı kullanılmış, Supreme, Saint Laurent, Reebok gibi birçok markada sanatçıya ürünlerinde yer vermiştir. Son olarak sanatçının hayatını konu alan 1996 yapımı Basquiat adlı sinema filmi görücüye çıkmıştır. Filmi Julian Schnabel yönetmiş, oyuncu kadrosunda Jeffrey Wright, David Bowie gibi isimler yer almıştır.
Sonuç
Yukarı da görebildiğimiz üzere, Basquiat kendine özgü bir stil ortaya çıkarabilmiş ve tüm dünyaca tanınan bir sanatçı olmayı başarabilmiştir. Bunu yaparken de yeteneklerini konuşturmaktan asla geri adım atmamıştır. Günümüzde halen Basquiat’ın ismi sanat camiaaları tarafından oldukça fazla anılmakta ve eserlerinin birçok farklı versiyonu da değişik alanlarda kullanılmaktadır. Bu harika sanatçı hayata karşı gözlerini 1988’de New York’ta kapatmıştır. Genç yaşta hayata gözlerini yuman Basquiat’ın ardından bize sadece eşsiz eserleri, yeni dışa vurumculuk akımına kattıkları ve çalkantılı hayatı kalmıştır. Kendisinin 28’ler (28 yaşında ölen ünlüler) kulübüne üye olmuş bir sanatçı olduğunu da söylemeliyiz. Günümüzde Basquiat’ın eserlerinin birçoğunun tişörtlerde, kupalarda, defterlerde, birçok farklı ürün üzerinde görebilirsiniz. Ayrıca, Basquiat’ın adı Paris’te bir meydana da verilmiştir. Sanatçının hayatı ve eserleri ilginizi çektiyse, kaynaklarda belirttiğim yerlerden veya küçük bir internet aramasıyla eserlerine ulaşabilir sizde bu ismin yaydığı büyüye kendinizi kaptırabilirsiniz.
Kaynaklar
About The Artist | The Estate of Jean-Michel Basquiat
Biography of Jean-Michel Basquiat, American Artist
Basquiat Paintings, Bio, Ideas | TheArtStory
Jean-Michel Basquiat Paintings