John Berger'in "Görme Biçimleri" Sanata Bakış Açımızı Şekillendirmeye Devam Ediyor
John Berger'in Görme Biçimleri önce televizyon programı sonra da kitap olarak sanata bakış açımızı şekillendirmeye devam ediyor.
John Berger'in "Görme Biçimleri" jenerasyonlar boyunca yazar, sanatçı, küratör ve düşünürleri etkiledi ve konferanslara, akademik yazı ve derslere ve daha birçoğuna konu oldu. Bu kadar etkili ve akılda kalıcı olmasının sebebi de bahsedilen sanat aracı ne olursa olsun izleyici veya okuyucuyu güçlendirmesi, onları pasif tüketiciden bir eleştirmene ya da patriarkal kapitalizmin bahsedilen eser üzerindeki etkilerini incelemeye ve irdelemeye çalışan bir dedektife dönüştürmesi.
Görme Biçimleri düşüncesizce saygı göstermeye karşı tepki ile dolu. Yoğunlukla Avrupa'da kullanılmış olan yağlı boya tekniğini politik ideolojiyi soruşturmak için, Leonardo Da Vinci ve Caravaggio gibilerinin sevilen ve saygı duyulan işlerinde nasıl varolagelmiş sömürücü bir sistemin varlığının ipuçlarının bulunduğunu kanıtlamak için kullanır. Bu tablolar, güzel ve sonsuz gibi görünebilir ancak aslında zengin doğanların sosyal statülerini kutlama amacıyla üretilmişlerdir. Hiçbir manzara resmî ya da portre masum değildir. Hepsi metalaştırılmış veya ticaret amacı güderler. Onlara sahip olmaktır heyecanlandıran, sanatsal değerleri veya varlıklarının önemi değil. Müzelerde sanat eserleri hakında anlatılan açıklamalar da sıradan insanların gözünde eserleri daha ulaşılamaz ve anlaşılamaz kılmak içindir, sakın ha normal insanlar ressamın sırlarını öğrenmesin.
Berger bu zincirleri kırmak istedi ve sonuç olarak kendisi de bir büyü sergiledi. 1972'de daha 40 yaşlarındayken artık çok tanınan ve zaman zaman insanların hakkında fikir ayrılıklarına düştükleri bir sanat eleştirmeni, roman yazarı ve yayıncı olmuştu.
Aynı yıl BBC'de Görme Biçimleri isimli daha sonra aynı adlı kitabına ilham verecek olan sanat programını sunmaya başladı. Sanatı nasıl gördüğümüze dair izleyicilerin daha derin düşünmelerini sağlama amacıyla dört bölüm yayınlandı. Mavi bir ekran karşısında dakikalarca ekrana bakıp izleyiciyi ikna etmeye çalışan biri sonra konuşarak sanatın gizemini azaltmayı amaçladı.
Bölümlerden birinde kamera ünlü tablolar ile gerçek hayattan kareler arasında ilerler, aradaki paralelleri aydınlatır. Gerçek kadınların sokaklarda ve posterlerdeki görüntülerinden Titian gibi klasik ressamların kadınları resmeden tablolarına atlar ve kadınların nasıl erkeklerin bakış açılarına hitap etme amacıyla pasif objelere dönüştürüldüklerine dikkat çeker. Berger daha sonra feministlerin halihazırda var olan teorilerinden hareket ettiğini açıklar. Bölümün ikinci kısmında ikinci dalga feminizm akımında etkili rol oynayan beş kadın aktivist ilk kısmı oluşturan filmi tartışırlar.
Günümüzde bilgi çağında olmamıza rağmen duyularımız kökenini bilmediğimiz imgeler yağmuruna tutuluyor. Berger gizemi azaltma sürecini tanımladı ve ne kadar önemli olduğunu tanıttı. Gizemi kırmak için ne gördüğümüzü anlamak ve görmenin aktif bir seçim olduğunu tanımak gerekiyor. Gerçeklik bu şekilde kurulur ve daha da önemlisi bu şekilde yenilenir.