'Kadro Güçlü Sorun Üç'lü'

Son maçlarının tamamını dörtlü savunma hattıyla oynayan A Milli Takımımızın bu maçta üçlü savunmaya dönmesi doğru muydu?

Türkiye A Milli takımı için son zamanların ve yılın en önemli maçı 3-1 kaybettiğimiz Portekiz maçı, Dünya Kupası play-off'larının yarı final aşamasında ve Dünya Kupasına katılma hayalimizin önünde duran engellerden biri ve en kritik maçlarından biriydi. Peki, bu kadar mühim bir karşılaşma öncesinde son maçlarının tamamını dörtlü savunma hattıyla oynayan A Milli Takımımızın bu maçta üçlü savunmaya dönmesi doğru muydu?

Bir riskti. Ancak alınabilir bir risk mi? Burada ki problem üçlü savunma hattının ya da dörtlü savunma hattının birbirlerinden üstünlüğü, zayıflığı değil, olamaz da. Çünkü sistem aslında sadece başlangıç dizilimidir. Hareketli oyun içerisinde sürekli farklı pozisyon almalar, hareketlenmeler ve hücum setleri arası geçişler uygulanabilir. Sahada yer alan ve mevkisinde kayma olabilecek 10 oyuncunuz var. Bunu bir puzzle gibi düşünüp zamanı ve doğru yeri geldiğinde gerekli kademe ve kaymaları yaptığınız takdirde sahada rakibinizden fazlaymış hissi yaratabilir oyunu elinize alabilirsiniz. Sorun ise daha önce bu sistemle oynanmamış, hazırlık maçları düzenlenmemiş ve oyuncuların uyumu ve ritmi buna göre oluşmamış bir stil ile başlamaktı. Bunun sorun olma sebebi ise yılın en önemli maçını oynuyorsunuz. Kazanırsanız belki Dünya Kupasına gideceksiniz 20 yıl sonra. Ancak sanırım bu A Milli Takımımız için önemli bir eşik değildi.

Portekiz gibi güçlü ve hücum oyuncuları ve seçenekleri bol olan bir takıma karşı 3'lü bir savunma hattı düşünüldüğünde ve uygulandığında aslında daha mantıklı. Portekiz takımı da sahaya oldukça hücumcu bir 11 ile çıkmıştı. Biz ise üç kişilik savunmanın önüne iki tane teknik 8.5-10 numara oyuncu koyduk. Orta sahayı alın ne yaparsanız yapın dedik rakibe, onlar da yaptılar. Orta sahada daha sağlam ve en azından eksik sayıyla oynamamalıydık. Bunun sebebi sadece sistem değil, oyuncuların sahaya nasıl yerleşeceğini, kimin hangi alanı ve adamı savunacağını bilmemesinden kaynaklanıyordu. Problemin devamı ise sisteme uymayan yanlış 11'in sahaya sürülmesi. 3-4-3 ün orta sahasındaki oyuncuların mücadeleci ve alan kapatabilen oyunculardan kurulu olması gerekirken 10 numaralar ile oynamaya çalıştık, orta sahayı kaybettik. Sol bekte ise hiç sol bek oynamamış bir orta saha oyuncusunu denedik. Bu kadar hücumcu ile sahaya çıkan bir Portekiz Milli Takımına aslında hızlı kanat aksiyonlarıyla zarar verebilecek ve tehlike yaratabilecekken bu alanlarda maalesef çok geri kaldık.

İkinci yarıda dağınık ve düzensiz olan Portekiz'e karşı A Milliler, tüm bunlara rağmen uzatmaya gitme şansını penaltı ile yakaladık. Ancak bundan yararlanamayınca tüm umudumuz bitti.

Sorunun sahada yer alan dizilişten dolayı değil, dizilişi ilk kez uzun zaman sonra görmemiz, ona uygun olmayan oyuncular ve yanlış takıma yanlış oyuncuların yerleştirilmesi sebepleriyle olduğunu düşünüyorum.