Kafamıza Sıkılan Düşünce Kurşunları: Sihirli Mermi (Hipodermik İğne) Kuramı
Her gün manipülasyon kurşunlarıyla kafamıza ateş ediliyor. Peki bu sihirli mermilere karşı tamamen savunmasız mıyız? Gelin birlikte bakalım.
Zamanımızda da sıkça gördüğümüz, duyduğumuz, maruz kaldığımız bir konu manipülasyon. Bunun kitle iletişim araçlarında da kendine özel bir yer ayırdığı aşikar. Gözlerimizi açtığımız andan itibaren, bizi kuşatan bir manipülasyon ağının içerisine düşüyoruz. Kimi zaman bunun bilincinde olurken kimi zaman ruhumuz bile duymayabiliyor. Ve bu sihirli mermileri koymak için en uygun silahlardan biri olan kitle iletişim cihazlarından, propagandanın altın çağında fazlasıyla yararlanılmış. Şimdilerde karşılıklı bir hal almış olan bu araçlar, kısa bir süre öncesine kadar yalızca tek taraflı bir akışa sahipti. Bir kaynaktan çıkan mesaj milyonlarca alıcıya ulaşıyor ancak alıcılara geri dönüş yapma veya karşı çıkma şansı vermiyordu. Bu durum da insanları yapılan, yapılabilecek olan tüm propaganda ve manipülasyonlara karşı daha da savunmasız bir hale sokuyordu.
Bahsettiğim bu durumu ifade eden ve kitle iletişim araçlarının halk üzerindeki etkisini gösteren bir kuram vardır: Hipodermik iğne veya diğer adıyla sihirli mermi. Lasswell’in ortaya attığı bu kurama göre bir kaynak tarafından tüm alıcılara gönderilen her mesaj, uyarıcı etki gösterip doğrudan etki eder. Özellikle siyasal iletişim alanında sıkça kullanılan hipodermik iğne, siyasal ve entelektüel seçkinler tarafından kullanılan kitle iletişim araçlarının, kitle insanını yönlendirdiğini öne sürer. Ve bunu iddia eden ilk yaklaşımdır. Kuramın ortaya çıkışında etkisi olan faktörlerden en önemlisi, 1. Dünya Savaşı sırasında kitle iletişim araçlarının propaganda amacıyla kullanılan bir araç halini almasıydı diyebiliriz.
Ancak bu kuram günümüzde çokça eleştiriye maruz kalmaktadır. Şu an içerisinde bulunduğumuz dönemde iletişim daha etkileşimli bir hale gelmiştir. Alıcılar, mesajları pasif bir şekilde almak yerine bilinçli bir şekilde değerlendirebilir, farklı kaynaklardan araştırmalar yapabilir ve bu bilgiler doğrultusunda kendi yorumlarını ortaya koyabilirler. Bu iki yönlü akış içinde mesajlara, haberlere, gönderilere kendi yorumlarını yapabilirler.
Manipülasyon ve propaganda hala varlığını sürdürüyor olsalar da artık insanlar daha bilinçli ve bunlara karşı daha dirençli bir hale gelmişlerdir. Elimizin altında farklı kaynaklardan bilgilere ulaşabilmek gibi bir şans olması, akışın tek yönlüden iki yönlüye geçmiş olması, eleştirel düşünmenin önem kazanması gibi faktörler bu direncin yegane sebeplerindendir. Bunların da etkisiyle günümüzde hipodermik iğne kuramı pek geçerli bir kuram değildir. Ancak yine de bu manipülasyonlar ve propagandalar devam etmekte, özellikle tüketim konusunda üzerimizde büyük bir etkiye sahip olmaktadır. Bu tuzaklara yakalanma şansımızı en aza indirgeyebilmek için de bilinçli tüketiciler olmaya dikkat etmek ve eleştirel düşüncemizi her geçen gün geliştirmek en iyi koruyucu yeleğimiz olabilir.