Kafein: Modern Hayatın Bağımlılığı

Kafein; merkezi sinir sistemini uyararak sistemik olarak aktiviteyi arttırır ve uyanıklık düzeyini yükseltir.

Kafein; çay, kahve, kakao, ya da fasulye gibi bitkilerde bulunan alkaloid bir maddedir. Ayrıca kola ve gazoz gibi gazlı içeceklerde de tat vermesi için kullanılmaktadır. Kafein; merkezi sinir sistemini uyararak sistemik olarak aktiviteyi arttırır ve uyanıklık düzeyini yükseltir.

Vücutta bulunan adenozin, yorgunluk sırasında ortaya çıkan ve nöronlara bağlanmasıyla yorgunluk hissini oluşturan bir moleküldür. Kafein ise vücuta alındığında nöronlardaki adenozin reseptörlerini yarışmalı inhibe ederek yani bu reseptörlere adenozinden önce bağlanarak yorgunluk hissini anlamamızı engeller. Yani bilinenin aksine kafein sihirli bir şekilde tüm yorgunluğumuzu alıp bizi daha enerjik yapmaz, sadece vücudumuzdaki yorgunluğu anlamayız. Bu sebepten dolayı kafeinin etkisi geçtiğinde birden çöken bir yorgunluk hissetmek tipiktir. Birden verdiği adrenalin miktarı, bağımlılık yapıcı olması ve tüketilmediğinde baş ağrısı gibi yoksunluk sendromu görülmesiyle kafein birçok açıdan uyuşturucu maddelere benzeyip “modern toplum tarafından kabul edilmiş kokain” olarak hayatımızda yer almaktadır.

Günde 400 mg’dan ( 8 fincan filtre kahve) fazla tüketilmediği sürece günlük hayatımızda bize yardımcı olan kafeinin; kalp çarpıntısı, anksiyete, fazla idrara çıkma, insomnia, terleme ve ishal gibi yan etkileri olabilmektedir. Özellikle anksiyete bozukluğu olan ya da genel manada stresli olan insanlara kafein önerilmemektedir. Ayrıca kafein tansiyonu da arttırdığı için hipertansiyon hastalarına ve hamilelere kafein önerilmez. Kalp aktivitesini arttırdığından uzun vadede çok kullanımı kalp yetmezliğine neden olabilmektedir. Fazla miktarda kafein tüketimi insanı ölüme kadar götürebilir. Kafein kullanımını belli bir sınırda tutmak hem çok ağır düzeyde kafein bağımlılığı geliştirmemek hem de sinir ve dolaşım sistemimizi çok yormamak adına önemli bir noktadır.

Görülebilen yan etkilerine rağmen kafein, migren gibi hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Ayrıca yağ yakımını hızlandırdığı ve performansı arttırdığı için sporculara kafein tüketmeleri tavsiye edilmektedir.  Normal dozda alındığında iş performansını arttırdığı da aşikardır. Ayrıca artık hayatımızın en önemli noktalarından olan kahve ve kafe kültürüyle birlikte kafein tüketimi sosyalleşmenin de kaçınılmaz etmenlerinden biri haline gelmiştir.

Her sabah içtiğimiz bir fincan kahvemiz ya da elimizden düşmeyen çay bardaklarımızla beraber kafein artık her insanın hayatında çok önemli bir noktada. Bu bağlamda bu maddenin etkilerini öğrenmek ve bilinçsizce tüketiminden kaçınmak insan sağlığı için çok büyük bir önem taşıyor.