Kalp Zamanı
"Dünya çekti gitti, ben seni taşımalıyım"
Ingeborg Bachmann ve Paul Celan en sevdiğim iki şairdir. Hele Ingeborg... Benim Alman ve başka bir dönemdeki en güzel halim diye düşünüyorum. Kalbime o denli yakın bir kadın. Paul Celan ise aşkların en imkansızı, nehir sularında orkide açtıran kanıyla ve nefesiyle ben ölene dek kalbimin sahibi...
Kitabı tam olarak bitiremedim. Nefesim kesildi, dayanamadım. Affedin. Dayanılması güçtü. Hele Paul'un intiharından sonraki mektupları okumak. Ellerim soğudu, gökyüzü karardı, arafa düştüm. Aşkı bulmaya çalışırken...
Paul Celan, Ingeborg'a "Senden nefret etmiyorum çılgınca olan da bu," der ve sonra "Gisèle senden daha gururlu sabırlı, artık yakınmaların gözümde değersiz" kalbini kanatır sevdiğinin. Mektuplarıyla ona yardım eden, onu en iyi bilen bir kadını böylesi geri itmesinin sebebi de o dönemde bir Yahudi olmasıydı belki. Celan suçlanmaktan, ötekileştirilmekten sinir krizleri dahi geçiriyordu. Ingeborg'un Almanlığına ettiği sitemler bile gözlerimi doldurmaya yetti. Paul Celan kendini Seine Nehri'ne niçin attı biliyor musunuz? Tek bir tahminim var. Ingeborg ona bir mektubunda Seine Nehri'nde onunla olmak istediğini söylüyor. Kıyısında aşkla gezmekten bahsederken, hayalleri yaşamla kurarken Ingeborg, Celan bir gün o nehire atlıyor...
Ingeborg Bachmann da Paul Celan öldükten 3 yıl sonra bir sigara külünden çıkan yangınla hayata veda ediyor. Kavuşamadan ölüyorlar böylece. Karısı Gisèle, Ingeborg'a Celan'ın intiharını haber ettikten sonra Ingeborg geri dönüş yapmıyor bir süre.
Viyana, 10.06.1950 mektubunda Ingeborg, Celan'a "Ama artık senin için mümkün değilse ya da çoktan bir başka denize dalmışsan, beni, başkaları için boş bıraktığın elinle tut!" diyor. Öyle tarifsiz bir aşk ki bu, Celan'ın, "Bademlerden say beni, beni de acı yap." yakarışıyla aynı. Paul Celan evlense de bu aşk bitmiyor.
"Şairler: yalnızlığın son koruyucuları."
Seine Nehri'ne kendini bırakan Celan'dan sonra Ingeborg Curriculum Vitae (Hayatın Çemberi) diye bir şiir yazar. Celan ona hediye olarak bir yüzük vermiştir ve aşkın binbir sembolünden biridir onlar için bu yüzük. Sonrasında geri ister Celan bu yüzüğü. Ve İngeborg aşkının gecenin nehrinde nasıl da battığını ve bir kılçık gibi boğazına saplandığını o acının, işte böyle anlatır. Ve yoktur geri dönüşü, aşık ölüler gelir aşıklarının ziyaretlerine... Her defasında geceye geri verilmek üzere gelirler.