Kapitalizm : Bir Aşk Hikayesi

Kapitalizm: Bir Aşk Hikayesi belgeseli üzerinden bir inceleme

Günümüzün toplumsal sorunları ele alan bir belgeseldir. Belgesele Roma üzerinden bir giriş yapılmıştır. Roma'da görülmektedir ki halk arasındaki eşitsizlik gözle görülebilecek bir düzeydedir. Romalılar gelmiş geçmiş en iyi hukuk sistemine sahiptir fakat halkın insanları arasında büyük eşitsizlik bulunmaktadır. Bu da şaşırtıcıdır. Roma devletindeki bu eşitsizlik Roma'nın çöküşüne de zemin hazırlamıştır.

Belgeselin başka bir bölümüne geçtiğimizde bir evde dört kişi bulunmaktadır. Polis kapıyı çalar ve evi boşalttırmaya çalışır. Kapitalizm orta sınıf adında bir sınıf bırakmamıştır. Bir yanda her şeye sahip olanlar, diğer yanda ise hiçbir şeyi olmayanlar vardır. Haciz edilen ev hemen satılmıştır. Kapitalizm de tam olarak budur aslında. Daha çok alışverişe, daha çok tüketmeye dayalı olan bir sistemdir. Haciz edilen evler daha pahalıya satılmaktadır.

Kapitalizm dünyasında enformasyon önemlidir. Bu dünyada herkes başkasının talihsizliğinden yararlanma peşindedir. Kapitalizm sisteminin temelinde kar amacı bulunmaktadır. Bu sisteme uyum sağlayamayan sistem tarafından yok sayılır. Bu sistemde reklam da pazarlama da ayrı bir önem taşımaktadır.

Kapitalizm topluma mutluluk verme idealiyle sinsice yayılmıştır. İşçiler işten atılmıştır. Kapitalizm belgeselde gösterilmektedir ki bir çalışanın ölümünden bile para kazanmaya çalışmaktadır. Daha çok zenginlik uğruna her şeyi gözden çıkarmaktadır. Ölen kişi ne kadar genç işe kazanç da o kadar fazla olmaktadır. Çünkü daha uzun süre yaşamaları beklenmektedir. Şirketler için ise en değerli olan genç kadınlardır. Parayı daha çok işverenler kazanmaktadır.

Kapitalizm çocuklarına hayatına da sinsice yerleşmiştir. Kız çocuklarını Barbie bebeklerle büyütmüştür. Bu bebekler toplumda farklı güzellik algıları oluşturmuştur. Bu bebeklerle oynayan kızlar büyüdükleri zaman estetik operasyonlara büyük paralar vermektedirler. Kapitalizm kendi çıkarı uğruna farklı bir moda endüstrisi oluşturmuştur. Bir kadının moda dergisini biraz karıştırması bile kendi vücuduna duyduğu memnuniyetsizliği arttırmaktadır. Kapitalizm hırsız olan manevi değerden yoksun birisinin hikayesini bile başarı hikayesi olarak sunabilmektedir. Bütün kapitalistler övgülerle konuşulmaktadır.

Geleneksel toplumla kolektivite vardı. Akrabalık bağları güçlüydü. Kardeş, kardeşe, kuzene vb. düşman değildi. Fakat kapitalizm buraya da el atmıştır. Miras kavgaları, hırs, nefret, kin gibi duyguları da kapitalizm yaymıştır. Çünkü bu toplumda herkes daha çok kazanmak ister. Kapitalizm manevi değerleri yok etmiştir. Ahlakı bozmuştur. Gaddar, gamsız bireyler üretmiştir. Herkes kazanmak istiyor çünkü sadece bu şekilde mutlu olabileceklerine inanıyorlar. Mutluluk eşittir daha çok para kazanmaktır sloganı topluma yayılmıştır. Yaratılan markalar da kapitalizmin ürünüdür. Küçük yaşlarda çocuklarda marka takıntısı oluşmuştur. Dini duygular sömürülmüştür. Kapitalizm tek tanrının kendisi olduğunu iddia etmektedir. Kapitalizm bankacıları kendi evlatları olarak görmektedir. Kapitalizm kısacası her şeyi elde edebileceğini düşünen doyumsuz bir sistemdir.