Karanlıkta Kendini Aramak

Kendini evinde hissetmemek, ruhun en derin yarasıdır.

Tüm ışıklar yansa bile bu evi, evimi yeterince aydınlatamaz. Her köşesi karanlıktan oluşan bu yer asla ışık alamaz. Hayatta kalmak için kendini yoktan var etmenin verdiği acı anlatılamaz.

Temeli kanatarak söküp, yerine uymayan taşlar koymalı ve ruhun o taşlara uyması için tekrar, tekrar kendini kırmalıdır. Ancak o zaman var olabilirsin. Yaşamak için, uyum sağlamak için kendini kırdıktan sonra, aslında yetişmeye çalıştığın bu yerde hiç beklenmediğini anladığında insan çürümeye başlamaktadır. Hiçbir zaman yetişemeyeceğini, yetemeyeceğini de fark eder.

Kendini var etme savaşı da bu anlarda alevleniyor. Uyum sağlamak için değil, kendi olabilmek için temeli söküyor ve yenisini oluşturuyor. Kemiklerini defalarca kırıp, yeniden şekil vermek gibi hissettiriyor.

Doğduğun ev sana şekil verir, içine işler, derinin altında gezinir. Gidecek bir evim var, ancak ait olduğum bir evim yok.

O evde, beni bu kadar iten ne? Ailemin hayaleti mi, yoksa acılarımın yansımaları mı? Belki de ikisi birden; birlikte yaşamaya devam ediyorlar. O evde, benim dışımda herkes ve her şey yaşamaya devam ediyor.

Ait olmadığım bir yerde kendimi harcamaya devam ediyorum. Gitmek mükemmel bir seçenek olurdu, ancak bunu yapacak gücüm yok. O güç gelene kadar kendimi ayakta tutmaya çalışıyorum ama evin duvarlarına uzun süre bakarsam, gölgeler görmeye başlıyorum.

Beni avlayan, pusu kuran, hapseden gölgeler...

O ev artık öyle bir yer ki, unutmak mümkün değil, gitmek ise imkânsız. Her kavga, korku, çaresizlik, adaletsizlik ve yalnızlık duvarlara sinmiş. Ev, bu durumu kabullenmiş ve sürdürmüş. Her köşede bir anıyla çarpışıyorum. Ait olmadığın bir yerde var olmaya çalışmak ne kadar zordur. En acı vereni ise tam kendini ait hissederken yaşadığın düşüşler ve çakılışlardır.

Dış dünyayı ev olarak görmek, en karanlık sokakları bile benimsemek ne kadar acı...

Kendimden verdiğim her parça evin içinde dolaşıyor ama bana geri dönmüyor. Ev her zaman aynı, fakat ben her zaman farklıyım