Kedi İsimleri Rehberi: Yazarların Tercihi Ne Olmuş

Kedisine İsim Arayanlara...

Bir kedi sahiplenmenin en zor yani nedir? Hangi mamayı sevdiğini bulmak, bizleri çok fazla zorlayabilir. Tuvalet eğitimini vermek de oldukça problemli. Tüy dökmesi ve hemen hemen her yerde tüy bırakması da başka bir dert. Fakat bana göre hiçbiri kedi sahiplenmenin en zor tarafı değil. Bir şekilde hepsi halloluyor. Bilhassa zamanla her şey rayına oturuyor. Fakat bir yanlış fikir, bir yanlış karar ki kedinizle aranızdaki ilişkiye zarar verebilir. Bu karar ise tabii ki kedinize isim vermektir. Öncelikle isim anlamlı olmalı. Akılda kalmalı ve dahası kedimiz ortadan kaybolduğunda ismini rahatlıkla haykırabilmeliyiz. Gerçekten çok meşakkatli bir iş. Yardım almak için birçok yere başvurabiliriz. Benim dikkat çekmek istediğim yöntem ise acaba yazarlar, kedilerine hangi isimleri yakıştırmışlardır? Belki bize iyi fikirler verebilirler. 

İlk olarak vermek istediğim misal, benim en sevdiğim yazar olan Ahmet Hamdi Tanpınar ve kedisi “Haydut”. Selim İleri’nin naklettiğine göre kedicik, isminin aksine oldukça uysal bir kedi. Kendini sevdirir ve kucakta durmaktan da rahatsız olmaz. Tüyleri simsiyah, gözelerinin ise yemyeşil olduğunu yine Selim İleri’den öğreniyoruz. Kedinin ismiyle alakalı başka bir iddia ise Nazlı Eray’dan geliyor. “Aydaki Adam: Tanpınar” adlı eserinde yazdığına göre kedinin ismi “Kafka”. Hangi iddianın doğru olduğunu bilmemekle beraber “Haydut” ismini daha hoş bulduğumu da söylemeliyim. 

Başka bir örneği ise yine sevdiğim yazarlardan biri olan Bilge Karasu’dan vermek istiyorum. Zira kediler onun için aynı zamanda ilham kaynağıdır. O, eserine verdiği isim gibi, “Ne Kitapsız Ne Kedisiz” bir yazardır. Onun için kediler, kalıplara sığmayacak kadar özgürdürler. Ne nankör ne tembel ne de yaramaz denebilir onlara. Bu en basit tabirle haksızlıktır. Özgür olmaları, onları kalıpların dışına çıkarır, Bilge Karasu’ya göre. Kedilerinin isimlerine bakacak olursak: Bıyık, Ferenç. Bibik ve Mırık. 

Son olarak vermek istediğim misal ise yine favori yazarlarımdan biri olan Edgar Allan Poe. “Kara Kedi” gibi tüylerimizi diken diken eden bir hikâye yazabilmiş olan yazarımız, aslen tam bir kedi aşığıdır. Söylenenlere göre “Catarina” adlı çok sevdiği kedisi, onu yazı yazarken yalnız bırakmaz, sık sık da Poe’nun omzuna çıkarmış. Türü “Tortoiseshell” olan kedinin, babasının ne kadar büyük bir yazar olduğunu bilse koltuklarının ne kadar kabaracağını tahmin bile edemiyorum. 

Daha önümüzde tonla örnek mevcut. Halit Ziya’nın “Tosun”u, Jean-Paul Sartre’ın “Nothing”i, Sylvia Path’in “Daddy’si ve daha nice kedi ile hayvan sever yazar bulmamız mümkün. Şayet kedinize isim vermekte zorlanıyorsanız favori yazarınıza bir danışmanızı tavsiye ederim.