Keep Fashion Weird. / Clean Girl & Messy Girl

Life is too short to wear boring clothes.

Moda benim nezdimde konuşmadan, kendimi anlatmaya gerek kalmadan benliğimi dışarı vurmamın ve ruh halimi, karakterimi ifade etmemin en keyifli hali. Sanki sokaklar podyum ve biz zihnimizin odalarından çıkıp orada salınıyoruz. Modaya hiç anlam yüklemeyen ve bunun hayatımızda önemli bir yeri olmadığını düşünenlere farklı bir perspektif sunmak isterim.

"Bu elbiseyi giyerek neyi kastediyorum?" sorusunu kendinize hiç sordunuz mu? 21. yüzyılın Kierkegaard'ı olmak değil niyetim, fakat Tanrı bizimle bir şey kastettiyse ki bence öyle, biz de giydiklerimizle muhakkak bir şeyler kastediyoruz aslında ve bunu birbirimizin üstünden okuyoruz. Buraya kadar her şey çok güzel ama bunda kapitalizmin de, toplumun da, influencer'ların da parmağının olduğu bir sorun var.

Kısa süre içerisinde kaybolup giden ve yerine yenisini bırakan moda akımlarının giymemiz gereken renkten nasıl yaşayacağımıza kadar belirleyerek ifade biçimimizi ne kadar kısıtladığını, bizi özgünlüğümüzden ne kadar kopardığını görüyoruz.

Örneğin ikisinin de tarihi 90'lar ve 2000'lere kadar uzansa da 2020'den sonra akım haline gelerek adlandırılan ve popülerleşen, dahası birbirine birer tepki halini alan clean girl ve messy girl akımları hakkında konuşalım.

Pandemi döneminde insanların cilt bakımına, kendine bakmaya daha çok odaklanmaya başlamasıyla clean girl akımı yükselişe geçti ve çok uzun süre popülerliğini korudu, hala da korumakta. Fakat clean girl akımının kusursuz ve sade görünmeyi, her şeyi minimalize etmeyi, makyajdan saç şekline, kıyafetlerden mobilyalara kadar her şeyi bej rengine boyaması hayatı bu kadar tek renk yaşamak istemeyenlerin bu yaşam tarzını benimsemesine engel oldu.

Böylelikle 2023 sonları 2024 başları gibi biraz da clean girl akımının düzen ve mükemmellik obsesyonuna karşı tepki olarak daha samimi ve spontane bulunan messy girl akımı bütün sosyal mecralarda yeniden yükselmeye başladı. Hatırlarsanız bundan önce de koyu ve dağılmış göz makyajları, dağınık saçlar, maksimalize edilmiş kombinler ve bol takı içeren tarza sahip ünlüler vardı ama bunun adı konmuş ve akım halini almış oldu.

Bazılarının sosyal medyada "messy girl" akımına göre giyinen ya da yaşayan insanları küçümser tavırlar sergilemeleri, kendilerini elit ve seçkin, diğerlerini ise aşağıda görmeleri aslında bunların sadece bir moda akımı değil aynı zamanda hayat görüşünü de yansıttığını gösteriyor ve sosyal medyada messy girl'ler ve clean girl'ler soğuk savaş halinde.

Clean girl'ler bej rengi ağırlıklı mekanlarda sağlıklı yeşil içecekler içip sosyalleşmeyi tercih ederken messy girl'ler ise plansız gidilen renkli mekanlarda, konserlerde dans etmeyi, toplum tarafından makul görülmeyen şekilde eğlenmeyi tercih ediyor.

Clean girl akımının dayattığı kusursuzluk baskısının yarattığı yetersizlik ve özgüvensizlik sorunlarının yanında messy girl akımının spontane olmanın en havalı şey olduğu algısıyla insanlara kendini sıkıcı hissettirmesi de var. Şimdi sanırım biraz daha bir moda akımının sadece modayla alakalı olmadığını anlamışsındır.

Konuya tekrar dönecek olursak benim kişisel yorumum ise herkesin aynı renk kıyafetleri giyip aynı saç modeliyle benzer pratiklerle yaşayarak birbirinin kopyası olmasındansa; makyajımızla, saçımızla, giydiğimiz kıyafetler ve renklerle "Ben buyum" diyebilmemiz gerektiği. Bu herkesin abartılı ve maksimalist giyinmesini savunduğum anlamına gelmiyor, sade giyinerek kendini ifade eden elbette öyle giyinecek, sadece bunun dayatılması beni rahatsız ediyor.

Hiçbirimiz kusursuz ve mükemmel değiliz ve sürekli kendimizi böyle gösterme çabası bizi yıpratacaktır, havalı olmak için istemediğimiz bir hayata kapılmak da. Günün sonunda herkes kendi seçimini yapmalı ve moda akımlarını değil kendi kalbini takip ederek giyinmeli.

Kapitalist dayatmaları görmezden gel, topluma kulağını tıka, keep fashion weird!