Kitap İncelemesi: Modern Kültürde Çatışma 

Georg Simmel’in içinde 4 farklı deneme yazısını barındıran kitabı Modern Kültürde Çatışma'yı gelin birlikte inceleyelim.

Yazar= Georg Simmel

George Simmel Kimdir?

George Simmel, Ferdinand Tönnies ile birlikte Alman Sosyolojisinin kurucularındandır. Çalışmaları toplumsal form kavramının sosyoloji literatürüne kazandırılmasını sağlamıştır. Bu yüzden uluslararası litaratürde formların sosyoloğu olarak bilinir. Daha çok toplumsal etkileşimcilik kavramı üzerinde durmuştur. Türkçeye tercüme edilmiş eserleri arasında en bilineni "Philosophie der Geldes" (Paranın Felsefesi)'dir. Simmel'in 20. yüzyıl boyunca, kent ve modernite sosyolojisi, kültürel kuram ve eleştirel düşünce üzerindeki etkisi, 21. yüzyılda da özellikle "kültürel çalışmalar" alanında ve Zygmund Bauman gibi "postmodernite kuramları" aracılığıyla sürdürmektedir. Kendisi aynı zamanda mikro sosyoloji kavramını da litaratüre kazandırmıştır. Bireyin ve toplumun incelenmesi sırasında daha küçük olgularında incelenmesi gerektiğini savunmuştur. Modanın da sosyolojisini yapmıştır. Ona göre moda bireyi hem ayrıştıran hem de diğerlerine benzeten bir olgu olması nedeni ile insanın zihnindeki çift duruma da hitap ettiğini belirtmiştir.

İnceleme


Kitap iki kısımdan oluşmaktadır. İlk kısımda David Frisby, Simmel’in modernite kavramını ele alır ve kitabın ilerleyen yerlerindeki konular hakkında sorular sorarak bunları açıklamaya çalışır. İkici kısımda ise George Simmel’in modern hayatı ve insanı tartıştığı dört denemesi yer alır. Bunlar; ‘Modern Kültürde Çatışma’, ‘Sanat Sergileri Üzerine’, ‘Metropol ve Tinsel Hayat’ ve ‘Moda Felsefesi’ olarak ayrılmıştır.

Frisby’e göre Simmel için modernitenin özünde teknoloji yatar. Simmel bu denemelerinde hayatın modernleşmesiyle gelişen teknolojinin insanların hayatı üzerindeki etkilerinden bahsetmektedir. Frisby ise bu denemeleri kısaca açıklamaktedır ve düşündürücü sorularla bizi asıl denemelere hazırlamaktadır.

İlk bölüm olan ‘Modern Kültürde Çatışma’ denemesinde, kültürden ve zaman içerisindeki değişim, dönüşümünden bahsetmektedir. Geleneksel formlar zaman içerisinde ve yeni teknolojik hareketlerle değişmektedir ve bu da kültürü etkilemektedir. Her değişimin ardından birey daha da özgürleşmiş ve akılcı hale gelmiştir. Bunların hayatı oluşturduğunu ve hayatın varlığın özü olduğunu söyler. Kültürün sanat, teknoloji, din, bilim gibi kavramlarla bağlı olduğundan da bahseder.


Bu değişim ve dönüşümler de ona göre hayat ile açıklanır. Hayal kurmanın sonsuz bir değeri olduğunu düşünen Simmel; bir hedef doğrultusunda değil de bir hayal ve hayatın kendi akışında gelişmesi gerektiğini düşünür. Simmel'e göre "Hayat kavramı, birbirine taban tabana zıt bu iki düşüncenin kesişme noktasıdır" (Simmel, George; 2019). Simmel, hayatın nasıl olduğunu ve ne durumlara evrildiğini anlatır ve modernleşen dünyanın, kültüre, hayata, modaya ne gibi etkiler yaptığından bahseder.

Simmel, ‘Sanat Sergisi Üzerine’ adlı denemesinde modern sanatın sanat sergileri üzerinde durmuştur. Eski zamanlardaki sanatın daha güzel olduğunu ve sanatın modernleşmeyle birlikte değiştiğini vurgulanmaktadır. Bu değişim ile birlikte de sanatın modernleşmeyle birlikte değiştiğini vurgulamaktadır. Bu değişim ile birlikte de sanat sergileri ortaya çıkmıştır. Rönesans döneminde görülen sanatsal yaratıcılığın ve gücün yok olduğunu düşünmektedir. Modern dönemde insanların ürettikleri şeylerin tek boyutlu olduğunu düşünmektedir ve üretmekten çok tüketmek üzerine bir yaşam tarzlarının olduğu çıkarılabilir.


Simmel, sanat sergilerinde birbirinden uyumsuz objelerin bir arada durduğunu ve de göze hitap etmeyen bir biçimde durduğunu belirtir. Denemenin sonunda ise bu sanat sergilerinin bir geçiş dönemi simgelerinden olduğunu söyler. Bunun iyi mi yoksa kötü mü olduğunu ise zaman içerisinde anlayabileceğimizi belirtir.

Üçüncü deneme olan ‘Metropol ve Tinsel Hayat’ adlı denemede, modern hayatın ne olduğundan ve insana ne gibi şeyler sunduğundan ve metropol hayattan bahseder. Metropol hayatta insanların paraya daha çok düşkün olabildiğini ve para kazanmak için daha çok ugraşabileceklerini belirtir. İnsan sürekli hesap yapmakta ve rakamlarla ugraşmaktadır. Simml’e göre bu modernleşmenin bir sonucudur. Çünkü köy ve küçük kasabalarda para çok da değerli olmayan bir şeydir. Metropol insanın hayatının karışık olduğunu belirten Simmel, metropol insanı ve taşra insanını birbiriyle karşılaştırır. Metropol insanın daha çok statüye önem verdiğini belirtir. Sosyal ilişkilerde de metropol insan daha rasyonel kararlar vermektedir. Fakat taşra insanı daha çok duygularını kullanan bir insandır. Taşra insanları statülerine göre ayırmaz, herkes aynı statüdedir. Metropol bir yaşamda ise her şey paradır ve insan para için yaşamaktadır. Çünkü para olmadan hayatını idame ettiremez.

Son bölüm olan ‘Moda Felsefesi' denemesinde Simmel, modernleşen hayattaki modadan bahsetmektedir. Ona göre modernleşen hayatta modanın merkezinde para vardır. İnsanlar artık bir kıyafeti alırken pahalı ve gösterişli olmasına özen göstermektedir. Böylece şık bir giyim yakalayacaklardır ve insanların gözlerindeki statü ve değerlerinin de yükseleceğine inanmaktadırlar. Moda sürekli kendini yenilemektedir ve insanlar bu yeniliğe ayak uydurma arzusu içerisine girmektedir. Simmel modayı insanların birbirini taklit etme yeri olarak da görmektedir. En iyisi ve en pahalısı bende olsun diyen modern insan, modaya uygun giyinmek için ne gerekiyor ise yapmaktadır.


Kısaca Simmel bu kitapta hayatın modernleşmesinden modernleşen hayatla birlikte de metropol bir yaşamın ortaya çıktıgından ve metropol yaşamın hayatımıza girmesiyle birlikte modada, sanatta, kültürde ve günlük yaşamımızda olan değişimlerden bahsetmektedir. Modern hayatı anlamak ve üzerimizde nasıl etkilerine oldu cevap bulmak adına bu kitap son derece önemlidir.


Simmel, George;. (2019). G. Simmel içinde, Modern Kültürde Çatışma (s. 62). İstanbul: İletişim Yayınları.