Kitap Önerisi: Sarpıncık Feneri

Fırat Sunel'in kısa romanı Sarpıncık Feneri'ni mutlaka okumalısınız!

Bu yazımda size Fırat Sunel'in kitaplarından biri olan Sarpıncık Feneri'ni anlatmak istiyorum. Yazım dili oldukça yalın bir roman ve okurken kendinizi karakterlerle özdeşleştirip, onlarla beraber yaşıyor gibi hissediyorsunuz. Kısa bir roman olmasına rağmen, sizi duygudan duyguya sürükleyebiliyor. Okuduğum romanlar arasında beni en çok etkileyenlerden biri. Yazarın daha önce Salkım Söğütlerin Gölgesinde adlı kitabını da okumuştum. Yazım dili yine oldukça yalın ve akıcıydı. Bu kitaptan da bahsetmemin sebebi farklı bölgelerde geçiyor olmasına rağmen onda da İkinci Dünya Savaşı'nın anlatılıyor olması. Fakat bir tercih yapmam gerekseydi Sarpıncık Feneri'ni seçerdim. Bende yeri her zaman ayrı olacak bu kitabın.

Sarpıncık Feneri birkaç kuşak bir arada yaşayan altı kişilik ailenin, acısını, sevincini, kayıplarını, yoksukluğunu ve birbirlerine olan bağlılıklarını anlatıyor. Kitabın anlatımı ailenin en küçük çocuğunun dilinden yapılıyor. Bu şekilde de olunca sanki gerçekte yaşamış bir kişinin anılarını dinliyormuş gibi hissediyordunuz.


Kitabın arka kapağına baktığımızda ise şöyle bir tanıtım görüyoruz; Şu esas duruşta asker selamı veren kısa pantolonlu çocuk benim. Alman Harbi yıllarıydı. Her gece biraz daha karanlık… Topla tüfekle olmasa da, dişimizle, tırnağımızla ve yaşadığımız sefaletle bizler de içindeydik savaşın. Ayaklarımız çıplak, kılığımız kıyafetimiz haliyle biraz perişan. Ama olsun, utanıp çekinecek kimsemiz yoktu ki… Biz çok nadir çıkardık insan içine. Şu yamaçtaki beyaz deniz feneri var ya, işte orada yaşardık, herkesten uzakta…

Farkında değildik o zamanlar hiçbirimiz; yalnızlık ve yoksulluk nasibimiz olsa da, meğer çocukluk günlerimizin o son demleri aslında hayatımızın en güzel dönemleriymiş…

Fırat Sunel duygu yüklü bu romanında, herkesten ve her şeyden uzak bir deniz fenerinin ıssızlığında yaşam mücadelesi veren, köklerinden koparılmış bir ailenin dramını çocukluk günlerinin masumiyetiyle anlatıyor. 

Günün birinde karşılarındaki adaların Nazi orduları tarafından işgal edilmesi acı hatıraları depreştirir ve geçmişin gölgesinde ailenin hayatı hızla değişir…