Konya: Karatay Medresesi
Anadolu Selçuklu Tarihinin gözbebeği
Karatay Medresesi, Sultan II. İzzeddin Keykavus döneminde Emir Celaleddin Karatay tarafından 649 yılında yaptırılmıştır. Mimarisi kesin olarak bilinmemekle birlikte Muhammed bin Havlan'ın olduğu tahmin edilmektedir. Medrese Selçuklular döneminde hadis ve tefsir ilimleri okutulmak üzere "Kapalı Medrese" şeklinde inşa edilmiştir. Tek katlı, medreseye giriş doğudan gök ve beyaz mermerden yapılmış kapı ile sağlanmaktadır. Kapısı, Selçuklu döneminin taş patlamasının güzel bir örneği, yazı ve desenlerle depolanmış olup medresenin yapımı ile ilgili kitabeler yer alır. Kapının diğer yüzeylerine ise yön ve hadisler kabartma olarak işlenmiştir. Kapıdan, daha önce kubbe ile örtülü olan (şimdi ise üstü açık) bir avluya, burada da bir kapı ile medreseye girilir.
Medrese salonunun üzeri, merkezi fener bulunan ve mozaik çinilerle kaplı kubbe ile örtülüdür. Kubbe kasnağında, duvarların üst kısımlarındaki bordürlerde ve hücre kapılarının üzerindeki panoda ayetler yazılıdır. Binanın batı yönünde bulunan beşik tonozlu eyvanının(üstü tonozla örtülü, üç boyutlu açık bir tarafı tamamen açık mimari birim; büyük divan, divanhane) kemerinde besmele ve Ayet-el Kürsi yer almaktadır. Kubbeye geçişli üçgenlerde ise Muhammed, İsa, Musa ve Davud peygamberlerin isimleri ile dört halifenin isimleri verilmiştir. Eyvanın solundaki kubbeli hücre ise Celaleddin Karatay'ın türbesidir.
Medrese duvarlarındaki mozaik çinilerin büyük bir kısmı dökülmüştü. Çinilerde kullanılan renkler, firuze, lacivert ve siyahtır. Anadolu Selçuklu Devri çini işçiliğinde önemli yeri bulunan Karatay Medresesi 1955 yılında "Çini Eserler Müzesi" olarak ziyarete açılmış, sergilenen eserler Anadolu, Selçuklu ve Osmanlı Dönemine aittir. Celaleddin Karatay Türbesi'nin bulunduğu hücrede ve güneydeki öğrenciye bakılırde Kubad-Abad Sarayı'nda (Konya Beyşehir'de Anadolu Selçuklu Devleti'nden yola ulaşmış tek saray yapısı) bulunan çinileri alçı süsleri, çini tabaklar, kandiller ve sırsız seramikler sergilenmektedir. Eyvanda Selçuklu Dönemine ait çini kalıntıları, Selçuklu ve Osmanlı Dönemine ait seramikler, Kubbeli salonda da Selçuklu Dönemine ait cam tabak, çini parçaları, Beyşehir Eşrefoğlu Camii'ne ait tavan göbekleri ve Osmanlı Dönemine ait seramikler bulunmaktadır.
Tarihi kayıtlardan yola çıkılarak medresenin farklı aralıklarla bakım ve onarımların sağlanması bilgisine ulaşılmaktadır. Divan kayıtlarının tutulduğu Mühimme Defterlerine dayanılarak 1609 yılında medrese bir tamirat yapılmıştır. Yine Konya Şeriyye Sicilleri'nde 1748 de de medresenin bazı yerlerinin tamire ihtiyacı olduğu ifade edilmiştir. 1891 yılında ise Konya'ya gelen Fransız şarkiyatçı Clement Huart medresesinin tamamen metruk ve kullanılmaz durumda olduğunu yazmıştır. 1900'lerin başında Konya'ya gelen Mimar Kemâleddin ise medresenin harabeye döndüğünü söylemektedir. Tarihi süreç içinde tamir edilen Karatay Medresesi 1935, 1952, 1953 ve 1957 yıllarında yeniden onarılmış, son onarımları ise 1988 ve 1993 yıllarında gerçekleştirilmiştir. Bakım ve onarım çalışmaları zaman zaman devam etmiş son halini almıştır (Çini Eserler Müzesi).
Mimarisiyle herkes tarafından hayran kalınan Karatay Medresesi'nin güzelliğini İbrahim Hakkı Konyalı, "Konya'daki Selçuklu dönemi eserlerinin iri taneli bir inci tespihe benzetilmesi durumunda Karatay Medresesi bu tespihin pırlanta imamesidir" şeklinde anlatılmaktadır. Yine ona göre medrese giriş kapısının doğuya açılmasıyla Türk yapı hizmetlerine uygun olarak çalıştığını söylüyor.