Koruyucu Aile Olmak
Bu sorumluluğa hazır mıyız?
Yaşadığımız deprem felaketinden en çok etkilenenler şüphesiz çocuklar oldu. Yüreğimizi parçalayan yüzlerce haber aldık geçtiğimiz bu on iki gün boyunca. Depremde sağ kalan ama ailesini kaybeden, belki de kimsesiz kalan yüzlerce çocuğumuz var.
Bir şeyler yapmak istiyoruz, duygularımız çok yoğun. Üzüntü, kaygı, çaresizlik, öfke... Tüm bu duyguları aynı anda yaşıyoruz. Ve en savunmasız ve yardıma muhtaç durumda olan çocuklarımızın elinden tutmak hepimizin dileği. Hissettiğimiz çaresizlik içinde bir şeyler yapma dürtümüz çok yüksek. Bu yüksek duyguların da harekete geçmemize olan katkısıyla şu anda birçok insan koruyucu aile olmak istiyor, bunun için başvurularda bulunuyor. Güzel hislerle ve yardımcı olma niyetiyle alınan bu kararı almadan önce dikkat etmemiz gereken bazı unsurlar var.
Öncelikle bu, anlık yüksek duygularla ve hevesle alınacak bir karardan ziyade, çok uzun zaman sürecek bir adanmışlık ve ciddi sorumluluk getiren bir karar.
Koruyucu aile olmak, bir çocuğun tüm hayatı, tüm iç dünyası olmak demek. Ve böylesi büyük bir travmaya maruz kalan çocuklar için bundan sonraki zamanlar çok mühim, hassaslıkla ele alınması gereken bir süreci içeriyor. Çocuğa ihtiyaç duyduğu güvenlik hissini, aidiyeti ve güven duygusunu sağlamak, özellikle travmaya sahip bir çocuk için, ancak devamlılık ve sabır ile mümkün. Bir gün, bu da ne kadar insani bir durum olsa da, tereddüte düşmek, sorumluluklar karşısında yetersiz kalmak, aynı heves ve coşkuyu hissedememek, zaten çok büyük kayıplar yaşamış çocuklarımızda onarılması mümkün olmayan başka yaralar açabilir.
Bu önemli kararı alırken maddi manevi her yönüyle tartmak, anlık heyecanların dışında sakince düşünerek tüm ciddi sorumlulukların farkında olmak ve buna göre hareket etmek faydalı olacaktır.