''Kürk Mantolu Madonna'' Kitap İncelemesi

Aşk, yalnızlık, arzu, bu kitaptaki baskın duygulardır.

Sbahattin Ali'nin en çok bilinen ve okunan kitabıdır. Romanda başkarakterler Raif Efendi ve Maria Puder' dir. Raif Efendi'nin gençlik yıllarında Almanya' da yaşadığı unutulmaz aşkı ve bu aşkın ardından içine kapandığı sessiz, içsel dünyasını konu alır.

Raif Efendi toplum tarafından sıradan biri olarak görülse de onun günlüğü sayesinde aslında oldukça derin, duygusal ve içe dönük bir birey olduğu anlaşılır. Almanya'da sanat galerisinde gördüğü Kürk Mantolu Madonna tablosu ve tablonun modeli Maria Puder ile yaşadığı aşk, onun hayata bakışını tamamen değiştirir.

Maria Puder, dönemin kadın normlarına uymayan, entelektüel ve özgür ruhlu bir Alman kadınıdır. Maria aşkı bir bağımlılık değil, karşılıklı anlayış ve ruhsal birliktelik olarak yaşamak ister.

Roman, özellikle, yalnızlık, anlaşılamama, duyguların bastırılması, içsel keşif, kimlik arayışı ve sessiz bir isyandır. Raif Efendi'nin yaşadığı aşk, onun iç dünyasında bir uyanış yaratırken; toplum baskısı, ailesel yükler ve duygusal kırgınlıklar onu tekrar içine kapatır.


Kitapta herkesin aklında kalan, öne çıkan alıntılar şunlardır:

> Benim beklediğim aşk başka! O bütün mantıkların dışında, tarifi imkansız ve mahiyeti bilinmeyen bir şey. Sevmek ve hoşlanmak başka; istemek bütün ruhuyla, bütün vücuduyla, her şeyiyle istemek başka... Aşk bence bu istemektir. Mukavemet edilmez bir istemek!.

> Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin.

> Bu akşam anladım ki, bir insan diğer bir insana bazen hayata bağlandığından çok daha kuvvetli bağlarla sarılabilirmiş.

> “İçimde yarım kalmış bir konuşmanın üzüntüsü vardı”

< Seni seviyorum. Deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum.