Kütüphanelerin Yerini Kitap Kafeler Mi Alacak?
Böyle bir şey mümkün olabilir mi?
Kütüphane sizin için neyi ifade ediyor? Kitap okuyabileceğiniz bir mekan mı? Ders çalışma yeri mi? Yoksa daha fazlası mı?
Hemen hemen herkes hayatında bir kere bile olsa kütüphaneye gitmiştir. Çocukluk dönemlerinizi hatırlayın. Boş derslerinizde illa ki okulun kütüphanesine gidip kitap okuma etkinlikleri yapmışsınızdır, ders çalışmışsınızdır, ya da nöbetçi öğrenciyseniz kütüphaneye geçip kitap raflarını temizlemişsinizdir. (Aslında bu pek çoğunuzun yaptığı bir eylem değildir ama benim tanıdığım bir arkadaşım var diyelim.)
Eğer Ankara'da yaşıyorsanız ve üniversite sınavına hazırlanmışsanız yolunuz Kızılay'da bulunan Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi'ne düşmüştür. O kütüphanenin bir ruha ve bir kültüre sahip olduğunu hissetmemek mümkün değil. Adnan Ötüken İlk Halk Kütüphanesi, sınava hazırlananların kütüphanenin konumundan da kaynaklı olarak ilk tercihlerinden birisi olmuştur.
Günümüzde her köşe başına farklı tasarımları ve sesli çalışma odaları olan bir kütüphane/kitap kafe açılıyor (ismi değişiklik gösterebiliyor). Hepsinin de çok kalabalık olduğunu ve yer bulmakta zorlanıldığını söylemek mümkün. Peki ya kütüphaneler varken neden bu mekanları tercih ediyoruz? Zaten kütüphaneler bize çalışma ortamı sağlamıyor mu? Aslına popülerliğin bunda büyük bir etkisinin olduğunu düşünüyorum. Tabi ki başka -tartışmaya açık- nedenler var.
Kütüphaneler bilgi merkezlerinden biridir. Kütüphaneci, kullanıcıların araştırmalarına uygun kaynakları bulmasını sağlar. Danışma hizmetleri gibi kullanıcıyı yönlendirme hizmeti sağlar. Peki biz bunların farkında mıyız? Hiç bir kütüphaneye gidip merak ettiğimiz ya da ihtiyacımız olan bir konuda araştırma yaptık mı?
Belki de "kütüphane kafe"lerin kütüphanelerden daha fazla kullanılmasının ardında kütüphanelerin kullanım amaçlarını bilmememiz yatıyordur. Özetle, kafeler sadece ders çalışma ortamı sağladıkları için kütüphane gibi bilimsel çalışmaları destekleyen, misyona ve vizyona sahip bir kurumun yerine geçemez.