Makas Eller (Edward Scissorhands) Göstergebilim Kuramına Göre Analizi
İnsanların dokunmak isteyişleriyle beraber hayranlık uyandırırken korkulan bir karakter.
Edward, icat edilmesinden önce bir şatonun içerisinde çalışan fabrika makinelerinden biriydi fakat yaşlı mucidi ona bir kalp ile hayat vermeyi ve beraberinde bir tür insan yaratma çabası ve inancı sonucunda, insan gibi düşünebilen, konuşabilen ve kendisiyle birlikte çevresine de ayak uydurabilen bir birey olmasının hayalini kuran mucidi, insanın en önemli ihtiyaçlarını sağlayan ellerini Edward’a ait en özel hediyesini sona saklar ama hayalini monte edemeden yaşamını yitirmesiyle birlikte fabrika parçası olan makas elleri artık onun değiştirilemez bir parçası haline gelir ve bununla yaşamını sürdürmeyi öğrenebilmesi ile başlar.
Film, beraberinde Edward'ın yalnız ve gözlerden uzak oluşunu, yaşamını sürdürdüğü karanlık şatosunda bir gün keşfedilmeyi ve sevilmeyi bekleyerek diğer insanlardan farklı oluşunu film devamında sahne renklerinden köstüm renklerine ve yaşamaya değer hayatlardan yaşanması imkansız gibi görünen bir hayatın eksikliklerinden açıkça seyirciye aktarılırken, bizler için eksik ve hor görülmesi muhtemel makas ellerini kendinde yaralar açarken diğer insanlar için daha şefkatli kullanması ile toplumun ve izleyicinin sevgisini kazanırken aynı zamanda sevginin başlarda tek taraflı acılar vermesi ile de seyirciye kendini hatırlatır.
Edward’ı diğer insanlardan daha eksik yapmayışı aksine keşfedilmesinin ardından gelen öz güveniyle insanlara ayak uydurabilmesi ve başta yanlış anlaşılırken dışlanılan birinden zamanla sıyrılması ile farklı görülen makas ellerini sanatının birçok çeşidini icra ederken ki metaforlarını insanların sevgisinin tek boyutlu olmayışını aksine kendinden daha fazla ödün vermesi doğrultusunda sevgi ve beraberinde ilgiyi tadabilmesi de film yine izleyicisine açık bir şekilde gönderme yapmaktadır.
Sahnelerde sıklıkla kullanılan renk zıtlıkları ile beraber sahne dekorları ve karakter kostümleriyle, Edward’ın makas elleri herkesten farklı oluşunu en iyi şekilde sembolize eden göstergelerden başında gelir.
İnsanların başta korkarak bakışlarına maruz kalmış baş karakterimiz ardında gizli bir merak ile insanların dokunma isteyişleriyle beraber hayranlık uyandırırken korkulan bir karakter izlenimini film beraberinde korumuş oluyor.
Özellikle mekan, sahne ve karakter kostümleri beraberindeki renk zıtlıkları da en önemli sembollerin devamını seyretmekte olup Edward’ın yaşamını sürdürdüğü şatosunun gotik mimarisinin siyah ve gri tonlarının hüküm sürdüğü, içine kapanık, izole edilmiş bir havası olduğundan korkulup çekinilen bir mekan oluşu karakterlerle birlikte görülmektedir.
Edward’ın diğerlerinden farklı tarz yaşamının koyu renklerine sahip olup karakterinin zıttı bir görseli oluşunun altında yatan siyah deri kıyafetleri punk, rock tarz akımlarının simgesi imajını verirken aynı zamanda deri kıyafetlerinin içerisindeki karakterinin dış görünüşünden farklı oluşunu diğer insanlar toz pembe hayatlarının içerisindeyken karakterlerinin de zıtlıklarının devamında seyirciye dış görünüşe ve birkaç eksik uzuvlara en az önemi vermeli, insanı insan yapan karakterlerine ve inceliklerine daha çok önem verilmesi vurgulanmış belki de çok özel göstergelerdendir.
Edward’ın şatosunun zıttı niteliğinde kalan toplumun renkli hayatlarıyla beraber kendini gösterirken kullanılan mekan ve dekorların renklerinin canlı ve göz kamaştırıcı hayatları özendirici bir havası gereği filmde açık bir şekilde betimlenmesinin fark edilmesi kaçınılamaz göstergelerden yine en belirginlerinden biriyken aynı zamanda toplum insanlarının tavırlarının Edward’ın tavırlarına göre daha kötümser oluşu gözler önüne seriyor.
Edward topluma uyum sağlayabilmesi adına diğer insanlar gibi giyinilmeye zorlanırken onu beyaz gömlek ve askılı pantolon kıyafetlerinin içeresinde göreceksek de içindeki deri kıyafetlerinin görünmesi ile kendini yansıtmaya devam ederek karakterine dair ipuçları verir.
Filmdeki diğer karakter olan Kim Boggs sarışın bir kız olmasına karşın sarı tonlarındaki kıyafetleri ile karşımıza çıkar. Yine sarı renk kıyafetleri ve sarı saçlarıyla kendinde ve karakterinden bahsederken sinemada göstergebilim açısından sarı renk içe kapanıklık, öfke, huysuzluk, bunalım ve sıkıntı gibi duygusal ağırlığı, yoğunluğuyla kendini hissettirir.
Kim’in film sonunda giydiği görülen beyaz elbisesi ile artık kimsenin baskısı ve ağırlığı altında kalmayışını seyirciye aktarırken artık Edward’ın peşinden gidebilir, onun ilgisi ve sevgisine karşılık verebilir anlamında bir gösterge oluşturabilir.
Komşuları Edward’a ve onu korumakta olan insanlara baskı kurarken Kim’in beyaz elbisesi onun saflığı ve masumiyetini vurgularken film sonuna doğru Edward’ın Kim'e ve kardeşine toplum baskısından oluşan bazı beklenmedik yaranmalar oluştururken, elbisesindeki kan lekeleriyle Kim’in saflığını kaybedişi ile kan lekesinin suçlusunun Edward'ın ona canavarca yaklaşmasını ve bilerek yaptığının baskısını kuran toplumun artık Edward’a öfkesi artar ve dolayısıyla baskı ve şiddet de kendisini gösterir.
Bununla birlikte filmde yer alan mekanlar, kostümler ve renkleri ile hikaye kurgusu, ötekileştirme ve kendini keşfetme temalarıyla özdeşleşirlerken gotik tavır, romantizm ve dışavurumculuk etkisiyle birlikte Edward’a toplumun farklılıklarına karşı hoşgörülü olduğunu ve saf bir yaratığı bir canavar dönüştürebildiklerini vurgularken, Edward’ı kurban, insanları ise canavar gibi gösterir.
Yönetmen filminde günümüz dünyasının popüler kültürünün oluşturduğu değer yargılarının içerisinde bir yığın boş düşünce sahibi insanların yer aldığını aktarırken aynı zamanda bizden önceki nesil insanlarının yıllarca öğrenip koruduğu ve bu günlere gelmesini umduğu ahlaki değer yargıları gerçekliğinden nasıl da uzaklaştığımızı biz seyircilere birçok karakterle aktarır.
Mekan ve karakter uyuşmazlıkları ile mekânsal, bedensel aynı zamanda zamansal detayları birer gösterge olarak kullanılır.
Yine filmde bu anlam ve özelliği karakterinin makas elleri gibi doğası dışı manipüle edilen bedensel tema üzerinden gösterirken, Edward’ın makas ellerinin başta basit ve karmaşık yanlarının oluşu ile devamında merak uyandıran bir temaya dönüşürken zamanla yaratıcı ve yıkıcı duygularının gösterge gelişimi bilincinde vurgulanmaktadır.
Edward’ın makas ellerine yüklenen birçok anlam filmde modern dünya ile eş zamanlı yer alan sürreal dünyanın doğasını da seyirciye aktarmaktadır.
Edward’ın makas elleri filme fantastik türe ait ortak özelliklerde taşımakla kalmayıp, aynı zamanda soluk makyajıyla ve dağınık saçlarıyla da gotik atmosferini bizlere belirgin bir şekilde hissettirmektedir.
İnsanların ön yargıları ile hareket ettikleri, dışlamakta usta olduklarından bu film konusuyla topluma yüklenirken Edward karakteri yanlış anlaşılmaya meyilli oluşu ile güzellik standartları ve normal olarak kabul görülen hakim toplumsal bilincin kategorize ettiği profilin aksine kendini gerçekleştirme hikayesini verdiği mesajlarla da toplumdan farklı kostümlerindeki benzersizliklerle ortaya koymuş ve simgeleşmiştir.
Edward’ın toplumun bir parçası olarak kostüm değişimleri ile topluma uyum sağlama çabasıyla kendi özüne dönüşünü simgeleyen kıyafetleri arasındaki zıt renkleri ile kostüm aksesuarları ile de gösterilmiştir. Ayrıca topluma kendini kabul ettirememesinin ardından ona verilmiş olan kıyafetleri yırtıp atması ile aslında toplum içerisinde yalnızlığını değil de kendi yalnızlığını tercih etmekte, insanlar arasında kabul görmeyi çok denemiş ancak sonunda toplumun baskı ve ötekileştirmelerinden boğulmuş ve topluluğun dışına atılmıştır.